Yıllardır kutuplaştırılan, komşusuyla, yakınlarıyla kavga ettirilen Türk halkı yerel seçimlerde tüm kışkırtmalara rağmen AKP karşısında kucaklaşmayı başardı.
Cüzdanda başlayan yokluk, mutfaklarda isyanı teşvik ederken, sosyal yardımlara muhtaç edilen emekli, promosyon yalanlarına inanmadı.
İHA'lar, SİHA'lar, savunma sanayii ürünleriyle Türk halkının tamamının gurur duyması gerekirken, AKP medyasının yürüttüğü kara propagandanın aparatı haline getirildi. Çılgın projelerin en çılgını Kanal İstanbul güzergahında AKP yakınları, Arap sermayesine peşkeş çekilen Türk topraklarının hesabını bir türlü veremedi.
Dolar yakılarak, kurgulanmış faiz oyunları, NAS çıkışları ile kendi yandaşlarına milyarlarca dolar transfer eden siyasi partinin prensleri, prensesleri BAE, Londra, New York, Paris gibi jet sosyetenin oynaştığı merkezlerde çılgınlar gibi eglenirken, gariban halka hamaset dolu söylemlerle diyanet fakirliği telkin etti.
Lüks uçaklar, milyarlık saltanat filoları, Manda Yoğurtlu, Medine Hurmalı, evder meyveli yemekler tarifine garibanlar alkış tutarken, AKP'nin kendi yandaşları kur korumalı mevduat hesapları ile güven altına alındı. Eski bir yandaş vekil Cumhurbaşkanlığı seçiminden hemen önce, hazinedeki altınların bile yağmalanmasını tavsiye etti.
128 Milyar doların hesabını veremeyen AKP iktidarı, muhalefet partisinin il binası satın alma sürecinde elden teslim edilen üç beş milyon liranın peşine düştü, adaletin bakanı ana muhalefet partisini kara para aklamakla suçlamaya yeltendi.
İktidar, devletin resmi yayın kurumu TRT başta olmak üzere, onlarca ulusal kanal, gazete üzerinden, muhalifleri teröristlik, vatan hainliği, illet, zillet, sürtük ilan etti.
İktidar yandaşlarının seviyesi düştükçe bu durum sokaklara yansıdı.
Çok sesliliği kısmak için yargıyı kullanmaktan çekinmeyen AKP MHP ikilisi, Türkiye'yi adeta istila eden Arap ve Afgan kökenli kaçaklara yıllarca göz yumdu. Terör örgütü Taliban'ın Afganistan'da iktidarı ele geçirmesinin ardından 'Onlarla inancımız aynı' demekte sakınca görmeyen Erdoğan'ın sürekli karar değiştiren söylemleri toplumsal tepkiyi ilk seçimde patlama noktasına getirdi.
Türkiye'nin dağları yıllardır yağmalanıyor, beşli çetenin el atmadığı doğa harikası neredeyse kalmadı. Önce yakılan ormanlar çetenin şirketlerine ölmüş eşşek fiyatına ihalesiz verilirken, vadiler, ırmak ve dere yatakları kımıl zararlısı gibi adeta kemirildi.
Kuş uçmaz, kervan geçmez uçak inmez yerlere 10 milyon uçak garantili hava limanları yapıldı.
Ya şu geçiş garantili köprüler?
Har vurulan, harman savrulan sadece milli hazine mi?
Gençliğimizin, çocuklarımızın yarınları çalındı.
Büyük kentleri ensar muhacir ayağıyla işgal eden yabancılar bedava hastanelerde öncelikli insan olarak parasız tedavi edilirken doğum rekoru kıran suriyelilere gösterilen ilgi, sevgi bu ülkenin kurucu unsuru Türk evladından esirgendi. Aziz Millet'in Türklüğü unutuldu, Anayasa'nın değişmez maddelerini TBMM Başkanı eliyle tartışmaya açıldı.
Can vererek, kan dökerek, bedel ödeyerek Türk milletine armağan edilen Türk yurdunda her milletten insana yer verildi, Türk köylüsünün elinden merası, tarlası türlü yalanlarla dolanlarla elinden alındı.
Ve deprem felaketini fırsata çeviren iktidar, özel yasa yetkileriyle gözünü keşfedilmemiş yörük dağlarına dikti.
Seçim, belki AKP'ye destek veren bu milletin asli unsurunu aklı başına getirir.
Yoksul Türk halkı, yıllardır kendisini unutan AKP'nin komprodor yönetecilerine, tarihin en unutulmaz 1 Nisan şakasını yaptı.
AKP artık ikinci parti. Türk milliyetçiliğini kimselere bırakmayan Türkeş'in partisi MHP'nin kibirli yöneticileri umarım bu sonuçlardan ders alacak mecali kendinde bulabilir.
Türk bayramı Nevruz'un hemen ardından 1 Nisan, Türk halkına yeni bir umut getirdi.
Seçim sonuçları Türk halkına uğurlar getirmesini dilerim