Yandaş medyanın aklına gazetecilik yapmak geldi
Güne en az beş müjdeyle başlayan havuz medyası, yerel seçimlerin ardından son 15 yıldır unuttuğu gazeteciliği hatırladı. Bir dönemin iktidarlarına takındıkları muhalif tavrı AK Parti hükümetleriyle askıya alan yandaş gazeteler, son on yılı günde beş müjde vererek geçirdi.
İşçiye müjde
Emekliye müjde
Memura büyük müjde
Atama Bekleyenlere müjde
Esnafa Müjde
Öğrenciye müjde üstüne müjde
Müjdeler son yerel seçimde hiç bir işe yaramadı.
Hatta duvara tosladı.
AK Partli ekonomistlerin ısrarla karşı çıktığı CHP buluşu tanzim satışlar AK Partili belediyeler eliyle kent meydanlarında uzun kuyruklarla haber yapıldı.Varlık kuyruğu denildi, yersek tezgahlarda patates, soğan, domates filan vardı. Kuyrukta bekleyenler için fiyatlar cazip ve bereketli görünüyordu. Seçim biter bitmez kaldırıldı. Demekki yiyen olmadı. Bereketli kuyruklar yeni bir seçime kadar ortadan toz oldu.
Emekliye yapılan 45 liralık zammı 'emekliye büyük müjde' başlığıyla veren gazeteler, internet siteleri, Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları'na atanan 76 kişiye verilen 11 bin 794 liralık maaşı 'Müjde'leyecek manşet bulmakta zorlandı tabi..
Halkın cebini, mutfağını alev alev yakan enfyasyon, AK Parti'nin elit yöneticileri tarafından hiç bir zaman hissedilmediği gibi alay konusu haline getirildi.
Sürekli yinelenen zamlarda dış mihrakların parmağı aranırken, yokluktan, yoksulluktan canına kıymak isteyenler bile iktidar düşmanı ilan edildi.
Kendi çocuklarını pahalı özel kolejlere yollayan iktidarın seçkin zümresi, vatandaşın evlatlarına liseden ortaokuldan bozma imam hatipleri tavsiye etti gün aşırı. 17 yıllık AK Parti iktidarları süresinde eğitim sistemi 15 kez değiştirildi. Yandaş basının içinde, içi boşaltılan eğitim sistemini sorgulayan eleştiren köşe yazarlarının işine son verildi.
Ekonomi alarm veriyor diyen yazarlar gazetelerden kovuldu.
Geriye Avrupa'ya haddini bildiren, Amerika'ya Fransa ve Almanya'ya posta koymakla görevlendirilen, Hollanda'ya parmak sallayan arkadaşlar kaldı.
Tabi bir de müjdeciler tayfası.
Yerel seçimler öncesi AK Parti tabanından gelen uyarıları 'Vatan haini bunlar' 'Terörist' 'FETÖ'cü 'Kandil uzantıları' diye yaftalayan Pelikan'ın maaşlı yazarları, üç büyük ilde yaşanan hezimetin ardından yine bu uyarıları dillendiren çevrelere yönelik ağır suçlamalar yöneltildi.
Sonunda zurnanın zırt dediği yere geldik.
Yerel seçimlerde muhalefet partilerinin eline geçen büyükşehir belediye başkanlarının görev süreleri kırkı bile çıkmadan yandaş basına 'Gazeteci'liği hatırlattı.
Yıllardır yapmadıkları bir iş olsa gerek şimdilik haberlerde kullandıkları başlıklar bile acemice, doğrusu 'Çakmayı' unutmuşlar. Taşı gediğine koyacak yetenekten uzaktalar.
Yıllardır 'Dünya bizden korkuyor' haberleri yazmaktan eleştiri ile hakaret arasındaki ince çizgiyi çoktan farketmekte zorlanıyorlar. Habercilik dili cuma hutbelerinden aşırma gibi. Millet İttifakı, CHP ve İYİ Parti'li belediye yönetimlerinin açığını aramak için işe biraz erken başladılar. CHP'li bazı belediyelerde 'Yakın Akraba' atamalarını haber yaparken kullandıkları 'Titrek üslup' Yukarı Tükürsen Bıyık, Aşağı Tükürsen Sakal gibisinden. Zira AK Parti'li belediyelerin üst kadroları hısım-akraba, yeğen-kuzen, damat-gelin dolu.
Geriye ayarsızca yazmak kalıyor tabi. Göze batıyor, ele yüze bulaşıyor.
Doğrusu olmuyor.. Olamıyor..
Keserle yontmanın bir adabı, üslubu var hacı abi..
Mıha vurmanın da öyle..
Hem nalına hem mıhına vuracaksan gözü karartacaksın biraz..
