Yılmaz Yunak

Tarih: 04.09.2014 01:36

Üç İşçi

Facebook Twitter Linked-in

 

Onların fotoğraflarını gazetelerde göremeyeceksiniz bir daha.
Özellikle büyük sermaye ve kapitalizmin ağababaları gazetelere boy boy ölüm ilanları vermeyecekler.
Ölüm yıldönümlerinden, aileleri hariç kimsenin haberi bile olmayacak.
Neden?
Bunlar “fire” çünkü!
Kapitalizmin öngördüğü fireler…
İnşaat işçisi bunlar!
Kaderlerinde(!) inşaatlarda ölüm var!

***   ***   ***

3. Köprü inşaatında meydana gelen göçükten söz ediyorum.
Üç emekçiye mezar olan göçükten.
İş Sağlığı Ve İş Güvenliği Meclisi, konuya ilişkin bir açıklama yapmış:
Uzun zamandır iş kazalarının önlenebileceğini, önlenebileceği halde yaşandığı için işçi ölümlerine iş cinayeti dediğimizi haykırıyoruz. Televizyonlarda inşaat şirketlerinin ışıldayan binalarının pazarlandığı, iktidarın kentsel dönüşüm süreciyle büyük rant kapıları açarken paralelinde iş cinayetlerinin artacağı bir dönemden geçiyoruz, bunu yaşıyoruz. İş cinayetlerine karşı mücadeleyi yükseltmemiz, bu yaşananlara “dur” dememiz gerekiyor. İşçi sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmalıdır. İşçilerin hayatı hiçbir ekonomi politikadan önce gelemez.
Şu kısacık paragrafta dikkat çeken en önemli sözcük “cinayet
İşçiler-emekçiler resmen cinayete kurban gidiyor.
Katil kim?
Kendinizi bu maktullerin, bu emekçilerin ailelerinin yerine koyun ve düşünün.
Katil kim?
Faili hiçbir zaman yakalanmayacak olan bu cinayetlerin sorumlusu kim?
Elli metre yükseklikten yere çakılan ve oracıkta can veren bu emekçiler bir cinayete kurban gidiyor ve bu cinayetin failleri üç-beş kuruşluk tazminatlarla bu cürümden kurtulabiliyorlar.
Neden?
Bu soruyu herkes kendine sormalıdır:
Neden?
Çünkü sistem bunu gerektiriyor.

***   ***    ***

Ne diyordu İslam ilmihali:
“Herkes zengin olsaydı, zenginlerin dünya işlerini kim görürdü?”
Evet, aynen böyle!
İslam ilmihali, işçileri-emekçileri koruyacağı yerde, Kuran hükümlerinden hareket ederek fakir fukaranın yanında yer alacağı yerde kapitalizmin hizmetine girmekte ve yaşamlarını yitiren bu emekçileri “zenginlerin dünya işlerini görmek zorunda olanlar” olarak niteliyordu.
Bir kaderdi bu!
Ve bu anlayışa göre, suç, işçileri düşük maliyet için güvenlikli şartlarda çalıştırmayan sistem değil, Allah’tı!
Bu sütunda onlarca kez okudunuz:
Allah’ın böyle bir kader yazdığı yok!
Bu kaderi yazan hakim sınıflar.
Bu sistemde fakir fukaranın görevi zenginlerin dünya işlerini yapmak ve gerekirse bu uğurda ölmek!
Türkiye, ölümlü kazalarda dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri.
Çünkü, yukarıda da değindiğimiz gibi, bu insanlar kapitalist sistemin fireleri.
Nasıl malzemede fire önlenemiyorsa, emekçi hayatında da fire önlenemez.
Gelişmiş kapitalist ülkeler, sömürdükleri 3. dünya ülkelerinden aktardıkları sermaye birikiminin bir kısmını işçilerine devredip, bu konuda gerekli önlemleri alarak, ölümlü iş kazalarında büyük başarılar sağlamışlar.
Ölümlü iş kazalarını inceleyin, önde gelen ülkeler hep 3. dünya ülkeleri.
Çünkü emperyalizm ve kapitalizm, emek-sermaye çelişmesinde, hep sermayeden yana tavır koyan hükümetlerce/sermayedarlarca yönetiliyor.
Kendinize sorun:
Sizi hiç iş kazasında ölen bir sermayedara rastladınız mı?

***   ***   ***

Evet, bu işçilerin resimlerini göremeyeceksiniz bir daha gazetelerinizde.
Sermaye ve iş çevreleri bu işçiler için ölüm ilanları vermeyecekler gazetelere.
Ölüm yıldönümleri hiç anılmayacak.
Çünkü bunlar işçi!
Çünkü bunlar zenginlerin işlerini görmek için gelmişler dünyaya.
Çünkü bu bir kader!
Unuttukları bir şey var:
Kuran, bir gün bunun hesabını soracak.
Zamanını bekliyor!
Allah’a emanet olun.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —