Türkiye İşçi Partisi ve içimizdeki Fransızlar
Her 24 Nisan’da sadece Ermeniler değil içimizdeki Fransızlar tarafından da sözde soykırım anılıyor. Bu anlamda Türkiye İşçi Partisi’nin bu 24 Nisan’da, sözde soykırım için yüzleşme teklifini ayrıca ilginç buluyorum. Tepkiyi çok fazla üstlerine çekmemek için direkt soykırım kelimesini de kullanmamışlar. İlginç çünkü Amerikanvari bir şekilde 'büyük felaket' ifadesini kullanmışlar. Ama bu insanlar aynı zamanda Amerikan emperyalizmine de karşılar (!) fakat ifadeleri bile Amerika’dan çalıntı. Gerçi Amerika Başkanı Biden artık soykırım dese de, bu antiemperyalist Türkiye İşçi Partisi, Amerika’nın önceki başkanlarının izinde ve onların ağzıyla konuşmakta da bir sakınca görmemiş. Bir diğer ilginçliği de sonraya bırakıyorum ve Türkiye İşçi Partisinin 24 Nisan’da dediği gibi, büyük felaketle hatta başka felaketlerle de yüzleşelim o zaman!
Ben şahsen ilk yüzleşmemi orta sonda, Babamın kitaplığında konuyla ilgili bir kitabı tesadüfen alıp okuyarak yapmıştım. Neşide Kerem Demir’in Türkiye’de Ermeni Meselesi – Bir Şehit Anasına Tarihin Söyledikleri adlı kitaptı… Türk diplomat Bahadır Demir’in annesidir ve Bahadır Demir de ASALA tarafından öldürüldü. Bunun üzerine Ermeniler’in tarihte yapmış olduğu katliamlara yönelik bir kitaptır. Yüzleştikten sonra da hem konu hem de kitabın arkasındaki fotoğrafların uzunca bir süre etkisinde kalmıştım. Yine sonrasında dönemsel olarak yüzleşmelerim kitaplarla devam etti. Ama kitaplar dışında bir yüzleşmem de Erzurum’da lisans eğitimi alırken olmuştu. Orada bir Erzurumlu, birkaç yıl önce vefat eden bir tanıdıklarından bahsetmişti. Adam hayatı boyunca et yememiş. Çünkü olaylar zamanında Ermeniler, onun Annesini öldürdüğü gibi bir uzvunu kesip pişirerek çocuğa zorla yedirmişler. Yine kitap dışı bir yüzleşmem de geçen yıl oldu. Vanlı bir öğrencim vardı. Türkiye’yi İlgilendiren Sorunlarda bu konudan da bahsedildiği için, kendisine büyüklerinin bir şey anlatıp anlatmadığını sormuştum. Aşiretini biçmişler neredeyse. Aşiretinden on bin civarı insanın öldürüldüğünü söylemişti. Türkiye İşçi Partisi ve türevleri bunlarla da yüzleşmeyi düşünür mü acaba? Kaldı ki ' Ermeniler tarafından da’’ soykırıma uğrama konusunda maalesef şişkin bir tarihimiz var.
Mesela Yunanlılar Agrinio Kasabası katliamında 500 Türkü öldürdü. 1944’de Ahıska Türklerinin, Kırım Tatarlarının bir bölümü sürgünde öldü. Kırım sürgününde Arabat’ta bir köyde bulunan ve sürgünde unutulduğu çok sonraları fark edilen 150 Türk, Stalin’in emriyle bir gemiye bindirildi ve gemi Karadeniz ortasında batırıldı.
1989’da Özbekistan Fergana'da, Ahıska Türklerine ikinci bir sürgün ve soykırım yapılmıştır. Üç yüzden fazla Ahıskalı öldürüldü ve yüz binden fazla insan Özbekistan topraklarından sürülmüştür. Sürgüne tabi tutulan birçok insan da öldü.
1921-1922 yıllarında İdil-Ural Bölgesinde Ruslar, vergileri yüzde yüz yetmiş artırdı ve halkın ellerindeki mahsule el koydu, sonuçta açlık baş gösterdi ve milyonlarca Tatar Türk’ü ve Ukraynalı bu yapay açlıkla hayatını kaybetti. Oluşturulan bu yapay açlıktan Kazakistan da etkilendi ve Kazakistan’da yaşanan açlık felaketi sonucunda 2.230.000 Kazak Türk’ü hayatını kaybetmiştir.
1938’de Ruslar Kırgızistan’da 137 Kırgızı öldürdü. Bir tanesi de Türk Edebiyatı'nın ünlü isimlerinden olan Cengiz Aymatov’un babasıdır. Çırpınırdın Karadeniz, bakıp Türk’ün Bayrağına şiirini yazan Ahmet Cevat bu şiiri, Azerbaycan Türkleri Ermeni ve Rusların soykırımına uğrarken, Nuri Paşa’nın ve Kafkas Ordusu’nun Bakü’ye girişi üzerine yazdı. Bakü Katliamı’nda 40.000 Türk öldürüldü.
1919’da Erzurum Akçakale’de 180 kişi Ermeniler tarafından öldürüldü. Erzurum’un Alaca köyü için Kazım Karabekir Paşa bütün çocukların süngülenmiş olduğunu, yaşlılar ve kadınların samanlıkta yakıldığını, gençlerin baltalarla parçalandığını, çivilere asılmış ciğerler ve kalpler gördüğünü ifade eder. Erzurum Aşkale’de 900 kişi Ermeniler tarafından katledildi.
1916’da Erzurum Hınıs’ta bir köy ahalisi tamamen yok edildi. 1921’de Erzurum’un Dikili köyünde 6000 kişiyi katlettiler. Van’da Akdamar Adası, Ermenilerin katliam adasıydı. Aynı zamanda oraya tecavüz etmek için getirilen kadınlardan kaçabilenler Van Gölü’ne atlayıp boğuldular.
1916’da Van’da Ergel ve Atyan katliamlarında 15.000 kişiyi Ermeniler katletti. Ardahan’da Arap Camii’sine 373 kişi dolduruldu ve yakıldı! Kars Arpaçay’da Ermeniler 148 kişiyi katletti.
1921’de Bayburt’ta 580 kişiyi öldürdüler. 1916’da Van Bayezid’de 14.000 kişiyi öldürdüler. 1915 yılında Iğdır’ın Hakmehmet köyünde, 51 kişiyi su kuyusuna atıp öldürdüler. 1916’da Trabzon’da Ermeni ve Rumlar 2000 kişiyi katletti.
Taşnaklar tarafından kendilerine destek vermeyen Ermenilere karşı da Kara Haç Çetesi kuruldu. Çetenin ismi, öldürdükleri Ermenilerin alınlarına kesici bir aletle haç şekli çizmelerinden ve kesme sırasında akan kanın kuruyarak koyu bir renk almasından gelmekteydi. Tarihçi Yusuf Halaçoğlu Ermenilerin 518.305 insanımızı katlettiklerini belirtir.
1992 yılında Ermeniler, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ Bölgesi’ndeki Hocalı Kasabası’nda 613 kişiyi katletti. 110 kişinin akıbeti hala bilinmiyor.
1974’te Kıbrıs’ta Alaminyo katliamında yaşları 6 ile 80 arasında değişen 20 Türk katledildi.
1963’te Kıbrıs’ın Ayvasıl köyünde 21 Türk öldürüldü. 1963’te Kıbrıs’taki Kanlı Noel’de 364 Kıbrıs Türkü öldürüldü. 14 Temmuz katliamında Irak’ta Kerkük’te üç gün boyunca Türkmen katliamı yapıldı.
Yine 1991’de Kerkük Erbil arasındaki Altunköprü kasabasında 100’e yakın Türkmen öldürüldü. Kerkük’te Amirli katliamında Pazar yerine patlayıcı yüklü kamyonla girilmesi sonucunda 156 Türkmen öldürüldü.
1959’da Irak hükümeti ve Barzani’ye bağlı gruplar tarafından Türkmen katliamı yapıldı.
1876 Osmanlı-Rus Savaşı’nda binlerce Türk, Ruslar tarafından katledildi. 1913’te Bulgarlar tarafından 200.000 Türk öldürüldü. Balkan Savaşları’nda göçe zorlanan 15 milyon Türk’ten sadece 813 bini Anadolu’ya gelebildi. 5 milyon Türk hastalıktan, açlıktan, saldırılardan öldü. Geriye kalanlar Balkanlarda çeşitli yerlere yerleştiler.
1821’de Yunan isyanlarında Atina katliamında 1190 Türk öldürüldü. 1898’de Girit’te Etea köyünde Yunanlılar tüm köy halkını katletti ve sadece bir kız çocuğu kurtuldu.
1912’de Yunanlılar, Dedeağaç’ta 245 çocuk, 276 kadın ve 1387 erkeği katletti. 1914'te Doxato'da Yunanlılar 400 Türkü öldürdü. 1877- 1878 yılları arasında da Bulgar ( İçlerinde gönüllü Ermeniler de vardı ), Yunan, Sırp, Karadağlılar tarafından 500.000 Türk öldürüldü. 1 milyon Türk sürgün edildi! 1912-1913 yılları arasında Edirne’de Bulgarlar tarafından 5.000 Türk katledildi. Bulgarlar 1986’da da 1500 Türkü öldürdü. 1986’dan sonra da ölümler devam etti. 1500 Türk de Belene Toplama Kampı’na sürüldü.
1990’da Doğu Türkistan’da Çinliler tarafından 9 köy ortadan kaldırıldı. 5 bine yakın Uygur Türkü öldürüldü. 7 aylık bir bebeğe 77 kurşun sıkıldı.
Nazi Almanyası’nın 1933’te açtığı ilk toplama kampı olan Dachau Toplama Kampı’nda 73 de Türk bulunuyordu. Basketbolcu Mehmet Okur’un büyükannesi Fatma Baştimur, Nazi kamplarında sağ kalabilen Türkler'dendir.
Yine ünlü Tarihçi İlber Ortaylı’nın annesi Şefika Ortaylı da Nazi kamplarında sağ kalabilen Türklerdendir. Alman sınırları dahilinde Nazilerce katledilen Türk asıllılar 1000 civarındadır! 2. Dünya Savaşı sırasında Ruslar tarafından da Kamuk-Altay Soykırımı yapıldı. 80.000 Altay Türkü katledildi. 1943’te Ruslar, Sibirya ve Türkistan’a Karaçay Türkleri’ni sürdü ve 30.000 Karaçay Türkü öldü.
Sonuç olarak, Türkiye İşçi Partisi’nin sözde soykırım için büyük felaket gibi bir tanımlamayla Amerikan ağzıyla konuşması dışında bana ilginç gelen ikinci unsur da, sözde soykırımla aynı emperyalistlerin dayatması doğrultusunda ' önce ' yüzleşme isteğidir. Bir de Türkiye İşçi Partisi, Rus yoldaşlarından Türklere zamanında yapmış oldukları katliamlarla ilgili bir yüzleşme ister mi acaba? Rusların ülkesi, Ermeniler’in bize yaptığı gibi, Türkler tarafından yangın yerine çevrilmedi ama sürgünlerle, yerinde öldürmelerle, yapay açlıkla bir soykırım yapıldı tıpkı Balkanlarda Yunanlıların, Bulgarların… yaptıkları katliamlar gibi! Yoksa bunları dile getirmek yoldaşlarınıza karşı bir ayıp mı olur? Ayrıca çok geriye gidersek ve Arapların yapmış olduğu Talkan ve Cürcan katliamlarına da girersek, Türkiye İşçi Partisi’ndeki Arap kökenli milletvekiliniz Arapların zamanında yaptığı 'Büyük felaket' le yüzleşmeyi düşünür mü? Hani halkların kardeşliği bağlamında...