TANIDIK HİKAYELER
Üretken, zeki insanların kullanılacak, yararlanılacak bir obje gibi görülmesi yeni bir olay değil. Fakat gün geçtikçe meyve veren ağacın meyvelerini toplama hevesinde olan insan sayısı artıyor.
Çevrelerinde maddi durumu iyi, yaratıcı bir insan gördükleri anda kanının son damlasına kadar içmek istiyorlar. Üstünde hiç uğraşılmamış, çaba sarfedilmemiş projeleri satmaya çalışmak mı ararsın, olmayacak işleri olur gibi göstermek mi...
Neden başarılı kişileri kullanmak, olmayacağı oldurmak zorunda hissediyor insanlar? Nedendir onun parasından, zekasından ve hatta saflığından yararlanma çabası, gerçekte sevmese dahi çok seviyormuş gibi göstermesi, hiç bir zaman iyi bir dost olmamasına rağmen en iyi dostuymuş gibi davranması?
Çoğu başarılı, üretken kişilerin kaderi; insanlardan gördükleri sahte samimiyettir ne yazıkki. Takdir etmek yerine arkasından işler çevrilir. Şansının yardımıyla bir yerlere geldiği iddia edilir ve de başlanır düşünülmeye; bu insandan nasıl ve ne zaman faydalanabilirim?
Günümüzde herşeye kolay yoldan ulaşmaya çalışıyor insanlar, özenilen insanların yolundan gitmek yerine asalak olmak isteniyor. Aslında insanlığın gitgide asalaklaşması şaşırılacak bir durum değil. Tanıdık olmadan girilemeyen işler, tanıdık olmadan geçilemeyen sınavlar, tanıdık olmadan ilgilenilmeyen hastalar, öğrenciler; hepimize çok tanıdık ne yazıkki. Ülkemizin bu bitmeyen sorunu ne mutlu ki hayatımızın her bölümünde artık!?
'Aman oğlum, kızım böyle insanlarla aranı bozma bir gün bir yararı dokunur' sözleri daha çocukluğumuzda kulağa küpe olarak takılıyor. Hatta öyle ki geleceğe yönelik yapılan yatırımlar, kurulan dostluklar, ilişkiler sadece gelecek vaad eden insanlar üzerine yapılıyor. Sonuç olarak; üretmek yerine kullanmayı amaçlayan beyin yapısı, bizleri yavaş yavaş yiyip bitirmeye devam ediyor.