Ağam Süleyman türküsü sona erdi,
Süleyman Demirel'in bu kadar anavatan Dışında onun, Sevdikleri olduğuna çok mutluydu, çok sağ olun beni coşturdunuz Ağlattınız, oraya gelen toplu olarak, Irak Türkleri heyecanlık coşkularDuygular, dehada ortalıkta, alkışlar ve Türkiye sevgisi, haykıran sloganlar Atıldı,
Yaşasın Türkiye, Bozkurt, Atatürk, Türkeş, Hoş geldin Kerkük Türk Şehrine, Millet öyle heyecanlı öl deseler, hemen ölüme hazır idi, Türklük Uğrunda canlarını, kanlarını her an vermeye küçükten büyüğe, kadından, erkeğe kadar coşup durmuşlardır hazır olmuşlardı, o anda Türkiye'ye Süleyman Paşaya içli bir aşk sevgi, milli duygu coşmaktaydı.
Irak Türkleri sanki Kerkük bu gün Türkiye'nin bir şehrine dönmüş, bir parça olmuş gibi, ortalıkta istihbarat, Emniyet, gizli servise rağmen korku, ölüm bilmeyen milletimiz sanki kendi başkanlarının karşısında olarak konuşarak içlerini dertten, acıdan boşaltarak, dökmektedirler ama yarınları hiç düşünmeden başlarına ne geleceklerini ne olacağını bile bilmiyordular.
Kıyıcılar, ajanslar tam olarak Irak Türklerine karşı hazırdaydılar, her türlü planları deneyerek törene Başbakanı karşılamaya gelenlerin ve her tülü davranışlarını ses çıkarmadan fotoğrafları çekiyordular ama olan oldu.
Bir Iraklı Türk Annesi Sevgisini içinde gizli tutamadı. Süleyman Demirel gelişiyle, alkışlardan sonra ortaklık bir az sustu. Her kesin gözü Demirel'de ve ne konuştuğunda bu arada milletin içinden Annem
ŞekerKÖPRÜLÜ iç coşkusunu gizli saklamadan dayanmadı kalabalıktan yavaş, yavaş öne fırlayıp çıktı.
Süleyman Demirel'e seslendi,
Hoş geldin Ağam, Paşam büyük Türk milleti Var olsun, sağ olsun bugün bayramdır senin gelişin bizlere, bu kimsesiz zavallı Türkmen Milleti, senin milletin gözü, umudu Türkiye Cumhuriyetinde, sizdedir, sizleri sevmektedir onları bu acı baskıdan kurtarın. Kucağında tutmuş olduğu iki yaşında Kardeşimi uzatarak,
al bu oğlumu Türk milletine, Al bayrağa, Türk ordusuna,Sana, kurban olsun, kucağında tuttuğu 2 yaşındaki kardeşimi çocuğunu kendi ciğer parasını, ufak yavrusunu Demirel'e gözünün nurunu uzattı, Annem Demirel'i Kerkük'e, Irak Türkleri için bir kurtarıcı olarak görmekle, Yüreği Türklük, Anavatan, Türkiye ateşiyle aşkıyla coşarak, yanmaktaydı.
Anavatan sevinciyle, minik güzelcik yavrusunu, gözünü kıpmadan
Ciğerinden bir parça sayılan yavrusunu kurban etmeye kesmeye, Türk Milleti için vermeye hazırdır, işte
Türk annelerimiz kına yakarak çocuklarını asker ederek bu vatan, bu millet, bu
Bayarak sağ olsun diye bu uğrunda şehit vermektedirler.
Annemde ayni bu Türk aşkıyla, sevgisiyle kendisini, küçücük yavrusunu Türk milleti için kurban, adak vermeye hazır idi, kıyıcı diktatör Baas rejimi ona ve çocuğuna ne yapacağını bile düşünmedi, ölümü Türklük için, Türkiye göze aldı.
Başbakan Süleyman Demirel çok şaşırdı, sesiz kaldı, durdu, gözleri yaşardı ve söyledi. Annemin adın sordu
Olmaz öyle şey Şeker Hanım, bu yavrun? Kıyma, Annem ben yavrum tümümüz Türk
Milletinin kurbanıyız, yeter Türk milleti var olsun, sağ olsun biz ölürüz,
Yerimize bin gelir, bir Türk şehit olur bin Türk ve kutsal Türk topraklarını, Türk yurtlarını korur, Demirel anneme yatıştırmaya çalışırken, ortalığı
Bir gözyaşını bırakarak, sonradan her kes, başbakan Süleyman Demirel'in
Ayağı altında Kerkük Türkleri, kurbanlar kozular, koyunlar kesmeye başladılar, Türküler söylerler,
Bu Türkülerden Ağam, Paşam Süleyman eski Kerkük türküsün o gün başka bir
Değer, önem kazandı bu türkünü benimle 10 çocuk, küçük yaşta söylemeye başladık,
Elimde bir yafta, pankart yazılı idi, Yaşasın Türkiye, Türk milleti, Hoş geldiniz Türk şehri Kerkük'e
Süleyman Paşa Bunu gören emniyet, Irak gizli servisi fotoğraflarımızı çekerek en son 1979 yılında ayni bu durum
Karşıma geldi 10 yaşında almış oldukları fotoğrafları resimleri işkence altında gösterdiler.
10 yaşında olduğumda çocuklarla birlikte çok mutluyduk ve sevinçliydik, her şeyi
Unutmuştuk, baskı, korku, ölüm unutuldu, sanki burası Türkiye, burası Türkiye'den
Bir parça, sanki Kerkük Türkiye'nin bir şehridir diye Süleyman Demirel gelmiş bizleri kurtaracak diye umutluyduk, mutluyduk.
Başka ne olacağını bile düşünmüyorduk.
Artık olan sonradan oldu, sevinç, umutları, yalnız gönülde gizli kaldı, acı gözyaşları güller yüzleri soldurdu.
Gözler yollar bakarak durdu, kaldı ne gelen oldu, ne soran, acı günler başladı, ama Atatürk, Türkeş, Türkçülük
Al bayrak, Türkiye Sevgisi, duygusu günden güne dehada derinleşerek
İçlerde, gönüllerde Artmaktaydı.
Kıbrıs Türklerinin yıllar önceleri bekleyişlerini hatırlayarak, susuz kalan dudaklarında yine Büyük Türk Ordusuna, Türk Milletini seslenerek bir gece ansızın gele bilirim, belki hayata yeni beşlerim şarkısını söyleyerek acıyla, hasretle, özleyişle yaşamaktadırlar.
Irak Türkleri, her türlü işkenceye karşı, uyanık kalarak, toprak
Yerlerini ölerek, can vererek, idam olarak, kurşuna dizilerek, hapishaneye atılarak,
unutmadılar, hep savundular ve tüm Araplaştırma, Kürtleştirme politikasına karşı savunmaktadırlar..