Spordaki Şiddeti Önlemek Mümkün mü?
Hafta sonu FB takımına yapılan saldırıda nerede ise tüm ülke ayağa kalktı. Şekli ve hedefi ne olursa olsun artık bardağı taşırma özelliği olan bir olay bu..
Düşünmesi bile tüyler ürpertici ama olayın sonunda bir takım yok olabilirdi. Şu hali ile bile yabancı ajanslarda haber konusu olmuş durumda.
Zaten herkes olayı konuşuyor daha da konuşmaya devam edecek. Ama “Nasıl önleriz ?”sorusuna yönelik fazla bir yorum gelmeyecek. Yada somut öneriler sunulmayacak.
Sahada yer alan oyuncu , antrenör , hakem iyi bilir. Maç içindeki bir olay maç sonunda hatta soyunma odasında bile devam eder.
Ama duşlar alınıp stattan ayrılınca biter.
İşte sorun da burada başlıyor. Bu üçlünün dışındaki bir kitle var ki onlar o andan itibaren bitmiş olan olayı , olayları başlatıyor.
Öyle ki başlattıkları olayın haftalar , aylar yıllarca devam edebileceğini düşünemiyor. Ölenler olabileceğini düşünemiyor.
Maç biter. İntikam demeçleri verilir , ligin ikinci yarısındaki maç için randevu verilir , bir sonraki maça 1-2 hafta kala “ölüyü diriltme” başlıkları atılır.
Ve nefret tohumları atılır. Bu tohumlar fidan olur, ağaç olur. Olur da olur.
Yani yöneticilerin yapısının değişmesi gerekli. Bunun nedenle spor kulüpleri yasası çıkıp yasanın 1.maddesinde “spor kulüplerinin yönetim kurulunda görev alacak kişilerin en az 10 yıl lisanslı sporculuk yapması yada üniversitelerin spor ile ilgili bölümlerde lisans yada yüksek lisans yapması zorunludur” hükmü yer almalı.
Onlar sporun hitap ettiği kitleleri değil kulüpleri kendi şirketleri gibi görüyor. Dolayısı ise kulüplerdeki tavırları kendi şirketlerindeki tavırları ile aynı.
Ama bilemedikleri bir husus var. O da “ Sporun öncelikle kar edilmesi gereken bir sektör olmadığıdır.”