SİGORTA LOBİSİ Mİ VAR?
Uzun bir süreden beri 22 milyonu aşkın araç sahibinin gündemini hiç kuşkusuz ‘Zorunlu Trafik Sigortası’ oluşturmaktadır. Çünkü 2 yılı geçen bir zaman içinde zorunlu trafik sigortası o kadar arttı ki hangi araç sahibine sorsan hemen başlıyorlar dert yanmaya ve ne kadar yüksek ücretler ödediklerinden bahsetmeye. Hatırlarsanız Zorunlu Trafik Sigortalarındaki artışın aşağı çekilmesi için iktidarıyla muhalefetiyle birlikte Sivil Toplum Örgütleri el ele verip sigorta şirketlerinin istediği düzenlemeyi TBMM ‘de oy birliği ile çıkarttılar. Kanun değişikliği Resmi gazetede yayınlandı ve Nisan 2016 da yürürlüğe girdi.
SON BİR YILDA YÜZDE 200’Ü AŞKIN ARTIŞ
Toplum olarak, özel aracından tutunda ticari araç sahibine kadar herkesim sigortalarda son bir yılda artırılan yüzde 200’ü aşkın fiyatları konuşur olduk. Kanunun çıkmasının ardından da bu fiyatların aşağı inmesini beklemeye başladık. Ancak gelin görün ki kanun değişikliği adeta sigorta şirketlerinin ekmeğine yağ ile bal sürmüş konumda. Yani son düzenleme ile adeta sigorta şirketleri her kesimi oyuna getirmiş gibi görünüyor. Son 1 yılda yüzde 200 zam yapılmış ve şimdi yeni düzenleme ile fiyatların düşmesini herkes bekliyor. Ancak gelin görün ki aradan geçen 6 aya yakın bir zaman içerisinde halen indirim yok.
SİGORTA ŞİRKETLERİ KORUNUYOR MU?
Hal böyle olunca aklıma acaba bu fiyatlar neden düşmüyor sorusu geliyor. Her istedikleri kanun çıkarıldı. Her türlü düzenleme yapıldı. Bir sürücü aracını sigorta yaptırmadığı zaman cezası yakalandığı anda kesiliyor. Peki, Hazine Müsteşarlığı, Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı sürekli sigortacılara bu son şansları diyor ama nedense bu son şans hiç bitmiyor. Düşününce aklıma ister istemez sigorta şirketlerinin korunduğundan başka bir şey gelmiyor.
SİGORTA LOBİSİ Mİ?
İktidara mensup tüm bakanlar ve vekiller ülke genelinde bir ‘Faiz Lobisi’ olduğundan sürekli şikâyet ediyorlar. Şimdi benim da aklıma Faiz Lobisi gibi Sigorta Lobisi’nin olduğu ister istemez geliyor. Zorunlu olan bir şeyin fiyatı nasıl serbest bırakılıyor? Eğer herkesin aracını trafik sigortası yaptırması zorunlu ise fiyatı asla serbest olamaz. Hatta bundan tavan ve taban fiyat uygulaması da olamaz. Tek fiyat ve her sigorta aynı standartlarda olmalı. Teminatlar farklı olmamalı. Bunun içinde yapılması gereken sigorta lobisinin bir an önce ortadan kaldırılmasıdır.
SİGORTACILARIN GELİRLERİ ARTTI
Sigorta Lobisi yok diyenler bunu ispat etmeli. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken ve Türkiye Şoförler Federasyonu (TŞOF) Başkanı Fevzi Apaydın, bu konudan oldukça rahatsızlar. İsterseniz bir kulak verelim Palandöken ve Apaydın’a ne demişler; “Kanun sonrası biz indirim beklerken sigorta şirketlerinin ekmeğine yağ sürüldü çünkü karları katlanarak arttı. Ama rekabetleri artmadı. Giderleri azalan sigorta şirketlerinin kazançları artmaya başladı ama fiyatlar düşmedi. Geçen yılın Haziran ayı ile bu yılın Haziran ayı arasında yüzde 200’ün üzerinde fiyat artışları oldu. Zorunlu sigortaların fiyatlarının devlet müdahalesi olmadan düşmeyeceğini görmüş olduk” demişlerdi.
VATANDAŞ CEZALANDIRILAMAZ
Zorunlu Trafik Sigortası uygulamalarında yapılan değişikliklerde sigorta şirketlerinin korunarak vatandaşlar adeta cezalandırılıyor. Şöyle ki, sürücü kendi kusurundan dolayı kaza yapıp, vefat ederse, mahkemeler tazminata hükmederek sigorta şirketleri karşı tarafa tazminat ödemesini yapsa bile ödedikleri tazminatı mirasçılardan talep etme hakkı getirildi. Eğer sigorta şirketleri bu tazminatları sürücünün mirasçılarından alacaklarsa araçlar niye sigorta yapılıyor. Sigortanın anlamı nedir? Bu uygulama ile sigorta şirketleri korunurken vatandaş iki taraflı olarak yük altına girmektedir. Araç sahipleri yeni düzenleme ile hem sigorta primi ödeyecekler, hem de kaza halinde karşı tarafa tazminat ödeyecekler. Oysa sigorta yaptırmanın amacı kaza sonrası oluşacak maddi-manevi hasarların yükünden korunmaktır. Kaza yapan sürücü hasarı kendi ödeyecekse niye sigorta yaptırsın ki. Hem zorunlu sigorta yaptıracak hem de kazada oluşan hasarı kendi ödeyecek. Böyle bir uygulama sigorta mantığına ters, kesinlikle olamaz. Bu Anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. Çünkü bir kesim korunurken bir kesim adeta cezalandırılıyor. Bu sistemde sigorta şirketleri öncelikli olarak korumaya alınmıştır.
PRİMLER HAKKANİYETLİ BELİRLENMELİ
Aslında olması gereken öyle üzerinde çok fazla çalışılmasına da gerek yok. Amerika’yı yeniden keşfetmiyoruz. Sigorta zorunlu ise fiyatı serbest olmamalı. Sadece yapılması gereken Büyükşehir ve diğer şehirleri ikiyi bölüp fiyatlar belirlenebilir. Bu da olmaz ise il nüfusuna oran konularak sigorta fiyatları yeniden belirlenebilir. İstanbul Beşiktaş’taki trafik yoğunluğu ile Kars, Ardahan, Iğdır, Bayburt, Gümüşhane, Hakkâri, Edirne’nin trafik yoğunluğu aynı tutulmamalı. O zaman araç tesciline göre illere trafik sigortası ücreti belirlenerek bu tartışma sonlandırılmalıdır. Vatandaşta rahat etsin artık.