Avrupa'da camilerimiz kasıtla, tek tek yok ediliyor.
Kimini PKK'lılar, kimini bilmem hangi hainler yakıp, yıkıyorlar. Batılı polisler, bu tahribatı mesut, umursamaz tavırlarla, sadece seyretmekle yetiniyorlar. Bazen Allah Celle doğru yol yerine patika yollara sapan kullarını, düşman eliyle de olsa cezalandırabilir. Rahmani bir uyarı niyetine... Çünkü o gurbet ellerde bir olacaklarına bölük pörçük oldu Müslümanlar. Düşününüz, her cemaatin, her ırkın, tarikatın, değişik parti veya mezhep bağlılarının gittikleri camiler farklıydı. Bu insanlar toptan Allah'ın ipine sarılacakları yerde, aralarında ayrık otlarının yeşerip, büyümesine izin verdiler. Düşmanlıklarını yalnızca kendi inançlarındaki insanlara karşı yönlendirdiler. Şimdi biraz olsun akılları kullanma zamanı değil mi?
Onları sürekli Anavatandan izleyen kardeşleri olarak bendenizin naciz bir önerisi var. Beş vakit veya haydi cumadan cumaya olsun, topluca namazlar için kiliseleri, sinegogları doldursanız derim. Zorluk çıkaracaklar size; 'Hey durun! Burası Musevi ve Hristiyanların ibadethaneleri! Kendi camilerinize gidin!' diye.
Kavgasız, gürültüsüz, gayet sakin bir tarzda izah edeceksiniz onlara. 'Camilerimizde can güvenliğimiz kalmadı. Bizler ayırt etmeyiz hiç bir Hak peygamber ve kitapları arasında bir fark.. Hz İsa'yı da, Hz Musa'yı da peygamber biliriz. Bu inançlara ait ibadethaneler bizlere de açık olmalı.' Mutlaka Rahmetli Muzaffer Özak Efendiye sordukları gibi; 'Biz sizlerin camisine gelsek, ayin yaptırmazsınız ama...' diyecekler. Cevabınız tıpkı o muhtereminki gibi hazır olsun. 'Sizler de bizim Peygamberimiz Hz Muhammed'in Allah elçisi olduğunu kabulle tasdik edin. O zaman bizler de sizi camilerimize buyur edelim!' deyiverin.
Yerlere seccadelerinizi serdirmiyorlar mı? Ziyanı yok, oturun kilise vs sıralarına. Yüksek sesle Medinelilerin Efendimiz Aleyhisselamı karşılarken coşkuyla söyledikleri; 'Tale al bedru aleyna' yı okuyuverin gitsin!. O da olmadı. Fetih suresi, Fatiha suresi okuyun. Allah deyin, tesbih çekin. Hatta oturduğunuz sıralarda imayla vs kılıverin namazlarınızı da.. Ondan sonra bakın bakalım, tek bir camimizin bile telef olmasına izin verecek mi egoist Avrupalı?
* * * *
Doğrusu bu taktiği kendim denedim. İspanya'da. Hem de yıllar önce. Bir katedrali geziyorduk.
Bu ihtişamlı yapının, esasında sonradan kiliseye çevrilen Endülüs Müslümanlarının zamanında inşa edilmiş, muhteşem Kurtuba Camisi olduğunu öğrendiğimizde çok mahzun oldum. O camiyi yaparken ter dökmüş ceddimizin ruhu şad olsun diye o resimler, ikonlar, heykeller vs arasında, onları yok sayıp, manevi bir iklimde kıbleye yönelip, namaz kılmak istedim.
Yol arkadaşlarım da heveslendiler. Sivil polisler her köşede beklermiş meğer. Derhal müdahale ettiler. İki rekat namaz kılmamıza izin vermediler.
Vazgeçmek ruhuma eziyet olurdu. Katedralin bir bölümünde kilise ayini yapılıyordu. Oraya gittim. Kıbleye doğru sandalye çekip, oturarak namaz kıldım. Ben kılarken org sustu. Selam verdiğimde çevremdeki İspanyolların yüzünde şaşkınlık izleri vardı. Aldırmayarak, hepsine baş eğip, gülümseyerek ardıma bakmadan oradan ayrıldım. Hiç bir insan da ibadetimi kesmeye cesaret edemedi. Bir de Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayan Müslümanlar bu taktiği bir deneseler mi ki?