Daimi mutluluğa eriştiğimiz bir yer var aslında, 'sosyal ağlar'. Facebook hesabınızı açıp bakarsanız fotoğraflarda nasıl da mutlu herkes. Yanlarında hoşlanmadıkları hatta dedikodusunu yaptığı arkadaşlarına sarılmış en güzel, en iyi açısıyla fotoğrafta gülümsüyor.
Yediği yemekleri şefin spesiyalleri, daha mutfakta fotoğrafını çekip koymuş neredeyse sayfasına. Foursquare’de gittiği en iyi yerlerde check-in yapmış, Twitter’da 'an itibariyle' repliği ile başlayan durum güncellemeleri yapıyor. Bizlerde merakla, heyecanla takip ediyoruz. Güzel bir döngü. Herkes mutlu çok şükür, herkesin karnı tok sırtı pek.
Yapılan araştırmalara göre, sosyal paylaşım ağlarında beğenilme narsistlik boyutlarına ulaşabiliyor, histerik tutum ve davranışlar ortaya çıkabiliyormuş.
Narsizm kıskançlığı tetikleyerek egoyu arttırıyormuş. İhtiras ve arzularında ortaya çıkmasıyla insanlar depresyona giriyormuş. Ben neden eğlenen, hoş vakit geçiren kişiler gibi değilim? Niçin grup fotoğraflarımda ki kişi sayısı daha az, bizim şefin spesiyali neden kuru fasulye, foursquare’imdeki yakın yerler niçin metrobüs durakları, neden Twitter’da an itibariyle üst komşular geldi yazıyorum diyerek eksiklik duygusu hissediyormuş.
Şimdi o arkadaşlara bir soru sormak istiyorum. Gerçekten mutlu olduğunuz bir anda elinize cep telefonunuzu almak gelir mi içinizden? Hani çok çok mutlu oldum ayaklarım yerden kesildi, aklım başımdan gitti gibi deyimler vardır. İçinde herhangi bir telefon veya bir paylaşım isteği göremiyorum. Sosyal ağları kullanan bir genç olarak düşündüm. Dürüst olmak gerekirse, gerçekten çok mutlu olduğum anlarda telefonumun nerede olduğunu bile unutuyorum. Ya da gerçekten sevdiğim bir arkadaşımla buluştuğumda garsondan fotoğrafımızı çekmesini istemiyorum çünkü hoş sohbetimizden sıra ona gelemiyor. Ama tabi ben de daha daimi mutluluğun sırrını çözebilmiş değilim ne yazıkki. Bu yüzden monoton geçirdiğim zamanlarda ee bir bakayım arkadaşlar nerede, biraz sıkıldım iki fotoğraf çektirelim, kim güzel çıkmış, hangisini yükleyelim, konu olur işte konuşacak gibi düşüncelere kapılıyorum.
Sanırım sosyal ağlarla birlikte mutluluğun tanımıda gün geçtikçe değişiyor. Mutluluk yaşanılması gereken bir olayken; gösterilmesi, ispatlanması gereken bir durum olmaya başladı. Kimbilir belki ileride insanlar sadece paylaşabilmek için mutlu olacaklar...