Enver HENCAN

Tarih: 15.10.2015 09:55

Milli Takımın Yeni Çehresi

Facebook Twitter Linked-in

 

Milli takım , İzlanda maçı ile “kabus” gibi başlayan ama yine İzlanda maçı ile “zafer” olarak biten bir süreç yaşadı.

Bu sürecin sonunda direkt Fransa’ya gitmek her ne kadar İspanya’nın Ukrayna’yı  , Kazakistan’ın da Letonya’yı yenmesi ile adeta “piyango” olsa da işin gelişimi çok farklıdır.

Milli takımın bu 10 maçlık sürecinde alışılmadık bir şey oldu. Top tekniği yüksek oyuncular ile “pasa dayalı oynayan” milli takım özellikle  son 5 maçta bu yüksek teknik kapasiteli oyuncular ile “alan savunması” yaparak bu noktaya geldi. Son 5 maçta rakiplerin milli takımı az adamla yakaladığı pozisyon sayısı “bir elin 5 parmağını” geçmiyor.

 

Zaten “pasa dayalı ve dikine oyun” ile rahat pozisyona giren milli takım için bu yeni kazanım , kelimeler ile anlatılamayacak kadar önemli.

Çünkü 2002 Dünya şampiyonasından bu yana elde edilen Dünya ve Avrupa 3üncülüğü kazanımları ne kadar pasa dayalı hücum oyunu ile olsa da  2008’den  bu yana düşüş gösteren futbolda savunma yapamayışımız da çöküşte o derece belirleyiciydi.

 

Futboldaki “Atamayana atarlar”  kuralının kardeşi olan “Yenemiyorsan yenilme” kuralı bu noktada karşımıza çıkıyor. İşte bu kural Fransa’da işimize yarayacaktır.

Çünkü grup maçlarında elde edilecek 1 puanın bir takımı nerelere getireceğini anlatmak için 2002 dünya şampiyonasına bakmak yeterlidir.

Kolombiya beraberliği ile alınan 1 puan ile başlayan süreç Dünya 3üncülüğünü getirmişti.

 

Artık geçmiş kariyerine sırt dayayarak başarı beklemek hayaldir. Çünkü yeni dönem futbolu   -oyun kurallarının hızlı oyundan yana değişmesi ile- “bir arada oynayabilen” takımlara göz kırpıyor.

Hollanda’nın düştüğü durum ile Polonya , Romanya,İzlanda’nın çıkışı işte bu yeni dönemin ne kadar belirleyici olduğunu gösteriyor. Bu da birbirini tamamlayan oyuncular ile oluyor.

Fatih  Terim bu grubu oluşturduğu ve son 5 maçta alan savunmasını oturttuğu için bu noktaya gelindi.

 

Haziran ayına kadar gerek “liglerin devre arasında” gerekse de “liglerin sonunda” yapılacak birkaç maç bu sistemi biraz daha oturtacaktır.

Ama daha önemlisi ; bu takımın yaş ortalamasının 25’in altında olması ve birkaç yıl sonra daha etkili bir milli takım olacağının sinyallerinin gelmesidir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —