Konu: YGS sonuçlarının analizi
15 Mart Pazar günü yapılan YGS sonuçları “Geleceğimizin teminatı gençlerimiz” “Gelecek onlara ait” sloganlarının heyecan dolu ve dayanaksız söylemler olduğunun net göstergesi oldu.
Türkçe , Sosyal , Matematik ve Fen bilimlerinde 40’ar sorudan toplam 160 soruda her guruptaki doğru cevap oranı 10’un altında.
Dünyanın “Tarım” ve “Sanayi” devrimlerinden sonra yaşadığını 3'ncü devrim olan “Bilişim ve iletişim” devriminde Bilişimin baz aldığı Matematik ve Fen bilimlerinde bu rakamlar 5 ve 5’in altında.
2 milyona yakın kişinin girdiği bu sınavın bu sonuçlarının tek yorumu var. O da “Ülke geleceği tam bir felaket”
Bu sonuçlara bir çırpıda gelinmedi. Yılladır okumayan , araştırmayan , düşünmeyen , kopyalayan , alternatif getirmeyen bu nesil üniversite çağına gelince bu yaptıklarının sonucunu görmüş durumda
Avrupa’da kişi başına en çok telefona sahip , nüfusa göre en çok telefona sahip ülkemizde telefon kullanımı “sosyal medyayı takip” “müzik dinlemek “ ,“sohbet” ,”oyun” ,”anlık mesaj yazılımı ile bir başka türlü sohbet” faaliyetlerinden öteye gidemedi.
Bilinen bu gerçeğe de kimse müdahale edemedi.
Popülizm insanların DNA’sına kadar girdi. Medya,Show ,Spor gibi konular sosyal ve teknik bilimlerin önüne geçti.
Bu kadar tek taraflı yani “sadece alıcı yönlü yaşam” sonunda bilgisiz hatta müthiş bir bilgisiz toplum ile baş başayız.
Bu bilgisizlik toplumun her yanına yayıldığından “bilginin olmadığı yerde doğru karar olmaz” hipotezi ile her yerde bir sorun yaşıyoruz ve maalesef bu trendde daha çok sorun yaşayacağız.
İnsanımızın buna hazırlıklı olması gerekiyor. Çünkü önümüzdeki dönem bizlerin adına ,geleceği için karar vericilerin hangi boyutta olduğunu görmemiz gerekli.
İşin daha vahim tarafı ise bugün buna müdahale etsek 10 yıldan önce sonuç alınamayacağıdır.
Diğer sorunlarda olduğu gibi bu konu da bir süre belki konuşulacak belki konuşulmayacak bile .
Bir sonraki yıl bundan farklı sonuç elde edilmeyecek.
Eğitimin başındaki karar vericiler bol bol açılış yapıp , kürsüden kimsenin bilmediği (!) şeyleri anlatacak , üst düzey makam araçlarına binerek işlerine devam edecekler.
Geçmiş olsun sözünde bile “olmuş bitmiş” durumu var.
Bu nedenle “geçmiş olsun” bile diyemiyoruz.