KANSER BU KAPAĞIN ALTINDA
Türkiye
küresel gıda şirketlerinin istila listesinde yer alan en önemli
pazarlardan biri. Çünkü yakın zamana kadar hem yasalar, hem de
tüketiciler yüksek karlı ve Türk tüketicisinin albenisine uygun ürünler,
milyon dolarlık reklam bütçeleriyle inanılmaz rakamlarda satış
grafiğine ulaşabiliyordu.
Ülkemiz özellikle gelişme çağında
karşılaştığı yağmanın bedelini bu günlerde ödemeye başladı. Diyeceksiniz
ki şimdi bu nereden çıktı?
Hep birlikte önce başlığımızı
değerlendirelim. Hani o serinlemek ve eğlenmek için içtiğimiz, hani o
sohbet ortamlarının gençliğimizin tartışılmaz kutsal iksiri olan bira
varya; işte lafımız ona. O kapağın altında bu güne kadar olan bitenlere.
Olan bitenlerden ziyade artık bitmeyecek, asıl konu bundan sonra
başlayacak. Halkın iyi niyetini samimiyetini güvenini reklam
kampanyaları ve promasyonlarla abluka altına alan bazı kendini
bilmezler bu satırlarımızdan sonra artık daha dikkatli olacaklar.
Dikkatli olacakları konu insan sağlığı evet ne kadar kolay okunuyor
değilmi insan sağlığı.
Şimdi dilerseniz önce yabancı sermayenin
Sovyetlerin dağılma sürecinde global yahudi firmalarının kominist bir
rejimi nasıl hallaç pamuğuna çevirdiği nasıl başkalaştırdığından
başlayalım.
Ne alakası var şimdi bunun konumuzla?
Olmazmı
hiç, kanun devleti olamayan sahipsiz lidersiz bütün 13. dünya ülkeleri
global sermayenin kucağından geçmiştir. Örnek vererek ilerleyelim
Moskovada ilk açılan Mc Donald’s hamburger firmasının önündeki kuyruk
yaklaşık olarak 6-7 km yi buluyormuş. Bu durum aylarca böyle devam
etmiş. Şimdi ne oldu ülkemizde Mc Donald’s inanılmaz bir itibar ve iş
kaybına neden olacak basından da takip ettiğiniz olaylarla karşı karşıya
geldi. ’’Ateş olmayan yerden duman çıkmaz ,, ateş seni çağırıyor, gerçi
bu burger king’in sloganıydı ama haksız da değiller.
Sonra NTV'de bir belgesel DOĞA A.Ş konu ne mi?
Tabiki beslenme, tabiki sağlık, tabiki gerçekler.
Asıl
bomba şimdi geliyor; bilinçli olarak gram gram zehirleniyoruz. Hemde
güpe gündüz hemde ulu orta hemde kasden, cebren hatta hile ile.
Bu
global bir tertip düzen, planlanıyor deneniyor uygulanıyor ve durum
değerlendirme notları alınıyor neticeler kaydediliyor. Sonra daha çok
şey öğrenerek herşeyi tekelleştiriyorlar.
Siz ülkemizde veya
dünya da gidip yaprağın, elmanın, aşkın tescilini alamazsınız. Ama
adamlar soya fasulyesinin sanki mucidi sanki fikir babası sanki yaradanı
gibi gidip tescilini alıyorlar sonrasında denetimler başlıyor sen
ekiyorsun sen biçiyorsun sen az ek sen çok vs. ve sonraaa durun bakalım
siz kimin malını ekiyorsunuz diyerek kanunlar çıkartarak kendilerini
koruma altına alıyorlar. Avukatlar da işini yapıyor tabiki
Ürünleri
diledikleri arzu ettikleri gibi kontrollerinde arzu ettikleri
tekniklerle üretiyorlar. Kimse onların çarkından geçmeden tek başına
ürün üretemiyor ne soyada ne buğdayda ne de mısır gibi kültür
ürünlerinin hiç birisinde kafanıza buyruk hareket edemiyorsunuz.
İsterseniz kafanıza göre hareket edin ama bu defa da ürünlerinizi
satacak Pazar bulamıyorsunuz..
Bu buzdağının daha henüz havadaki yağan karı.
Özellikle
tarım ve besin ürünlerinde neredeyse böyle bir mafyalaşmadan
bahsetmemiz mümkündür. Bunların arkalarındaki tüm firmalar yahudi
şirketleridir. Düşünsenize dünya da 1 günde tüketilen buğdayı, mısırı,
soya fasülyesini. Düşünmeyin bence araştırın! Bu tüketim rakamını
günlerle aylarla yıllarla çarparak rakamları araştırın.
Amaaan
bende, her şeyi o zavallı millete yüklüyorum değilmi HAYIR asla böyle
bir şey yapmıyorum. Sende yap sende çalış senin de olsun laflarınızı
duyar gibiyim. Olmuyor maalesef bu güç artık engellenemez boyutlara
ulaşmış durumdadır.
Sadece mısır üzerinden dünyaya atılan kazığın
azda olsa detaylarını paylaşmak istiyorum. Mısır günümüzde ambalaj
sektöründen yakıt sektörüne kozmetikten hayvancılığa beslenmeden
endüstriye kadar onlarca alanda kullanılmaktadır.
Sadece hayvancılıkta kullanılan kısmından bakacak olursak. Mısırın
üretim şartlarının ve maliyetlerinin cazibesinden ötürü çok fazla
miktarlarda üretildiğini hepimiz bilmekteyiz. Bu uygulama esnasında
hayvancılıkta yem ve besin maddesi olarak tüketilen mısır hayvanların
özellikle geniş çiftliklerde beslenme şartları ve bunların kesim
şartlarının elverişli olmamasından ötürü faydadan çok zarar vermektedir.
Sütü ve eti için beslenen büyük baş hayvanların kesilmeden 10 gün önce
sürekli mısır yemesinden ötürü içerisinde oluşan toksinlerin
atılabilmesi ve insan sağlığına zarar vermemesi için ot yemesi
gerekiyor. Bu yapılmadığı sürece kesinlikle sağlıklı bir beslenmeden söz
etmek mümkün değildir. Amerikada günümüzde her 3 insandan biri şeker
hastasıdır. Hemen hemen her 2 kişiden biriside obezitenin pençesindedir.
Neden mi? Tabiki sağlıksız ve yapay beslenmeden ötürü.
Mısırın üretiminin ve hayvancılıkta kullanılmasının negatif sonuçları
günümüzde ölümlerle neticelenmektedir. Bunun adı bazen deli dana bazen
avrupa dana salgını bazende saklanamayacak kadar mızrak büyük olmuştur.
Doğal ürünlerin bir tanesinin raf fiyatına siz 4 kişilik bir aileyi
yapay gıdalarla doyurmanız mümkündür. Bu fiyat cazibesi milyarlarca
dolarlık bir sektörü finanse etmekte ve bir iki kişi buradan
servetlerini artırmaktadır. İnsan sağlığı hiçe sayılarak tabiki. Sadece
mısır üretimi ve bilinçsiz tüketimi yüzünden her geçen gün milyonlarca
insan yavaş yavaş zehirlenmekte ve başka bir yahudi hakim olduğu
sektörde paralarına para katmaktadırlar.
Yaşasın ilaç firmaları.
Allah onları başımızdan eksik etmesin. Annem ve babam günde toplam 14
çeşit ilaçtan tamı tamına 35 adet tüketiyorlar. Genetik sandıkları
hastalıklarıda yalan bu dünyaya genetik olarak oldu genetik olarak sende
olacaksın hııımmm bumu genetik olarak sende var genetik olarak genetik
olarak…..
Yalan evet koca bir yalana inandırdılar bizi. Böyle bir
şey yok evet bir harita var bu haritada hangi etkende hangi ırk nasıl
yaşar kime neyi enjekte edelim kime neyi pazarlayalımın kavgasının tıbbi
adıdır GENETİK.
Ülkemizde sigara ve içkilerden alınan vergiler milyarlarca lirayı
bulmaktadır. Aslında sistem başta onların arzu ettiği gibi
kanunlaştırılmıştı. Vergi verirken keyiflerine arzularına verdikleri
paya göre vergilendiriliyorlardı. Sonra uzun bir adam çıka geldi ve
dediki durun. One minute !!!
Sessizlik
Kaygı ve bekleyiş
Sonra
bir hesap yapıldı devletin sigara ve içki üreten ve satanlardan aldığı
verginin mislice katını bu firmaların hasta ettikleri insanlara kat be
kat fazlasını tekrar harcıyor. Yani onlar bu zıkkımları satarak halkı
zehirliyorlar parasını tüm vergiler dahil halktan alıp havaya
kanalizasyona aktarıyorlar sonra hasta ettikleri kitleleri uzun
araştırmaların ve tetkiklerin sonrasında ilaçla ameliyatla kemoterapiyle
iğneyle aletle torbayla poşetle pille yaşatmaya çalışıyorlar. Bedeli
önce halk ödedi sonra da halk ödedi
Benim babam ödedi
Sizin yakınlarınız ödedi
Senin annen
Şunun kardesi ödedi
Şimdi konumuz NİTROZAMİN, NİTRİT VE SODYUM NİTRAT
Devam edecek