Kadınların Cumhuriyet’e "Daha çok" borcu var!
Hatice Safiye Ali, Osmanlı’da tıp eğitimi veren okullar olmasına rağmen, bu okullara kabul edilmediği için, kendisine sağlanan burs ile Almanya’da tıp eğitimi aldı. Cumhuriyet’in ilk kadın tıp doktoru ve tıp eğitimi veren ilk kadın Türk doktor oldu.
Suat Berk, Osmanlı’da kadın hakim olmadığı için, bu hakkı Cumhuriyet ile aldı ve Sulh Hakimi olan ilk kadın oldu. O dönemde dünya genelindeki kadın hakimler sadece çocuk mahkemeleriyle ilgilenirken, Suat Berk Sulh Mahkemesinde görev yaptı.
Fatma Beyhan Hanım, İstanbul Barosu’na kaydolan ilk kadın avukat oldu. Hatta devrin Cumhuriyet gazetesi "Erkekler için tehlike artıyor!" başlığıyla haber yaptı. Çünkü dört kadın daha baroya başvurdu.
Yine ilk kadın avukatlardan olan Süreyya Ağaoğlu’nun bugün bize çok basit bir olay gibi görünen "Bir lokantada yemek yemesi" bile Cumhuriyetle ve Atatürk’le oldu. Çünkü Ankara’da yemek yenilen bir lokanta vardır ve kadınlar oraya giremez. Süreyya Ağaoğlu yemek için lokantaya gittiğinde homurdanmalar başlar. Ama Atatürk noktayı koyar ve lokantaya birkaç milletvekilinin eşlerini götürmesi emrini verir. Süreyya Ağaoğlu’nun da oraya gitmesini ister. Atatürk’ün emrinin üstüne artık kimse Süreyya Ağaoğlu’nu rahatsız etmez.
Halbuki Cumhuriyet öncesi cariyelik ve kölelik, kadınların alınıp satılması bile 1854 yılında yasaklandı! Kadınlar, erkeklerle tanışıyor gerekçesiyle, kadınların kaymakçı dükkanlarına girmesi yasaktı. Dükkanına kadın alan dükkan sahipleri cezalandırılıyordu. Kadınların erkeklerle aynı sandala binmesi yasaktı. Mesire yerlerine gitmesi yasaktı. Yaz da olsa ince ferace giymeleri yasaktı. Dondurmacı, yemenici, çukacı, eczacı dükkanlarının içine girmesi yasaktı. Üçüncü Osman zamanında, kendisi haftanın üç günü İstanbul’u gezerken kadınların bu üç günde sokakta olması yasaktı. Diğer günlerde de sokakta örtülü ve sade giyimli olmadığı düşünülen kadınlar denize atılıp öldürülüyordu. Dördüncü Mustafa döneminde kadınların sokağa çıkması hepten yasaktı. 1861’deki bir fermanda da kadınların Bayram günlerinde sokağa çıkıp erkeklerle yan yana yürümeleri bile yasaktı. Kaç yüzyıl sonra Tanzimat ve Meşrutiyet’le kadınlar sınırlı haklar elde edebildiler!
Atatürk devrimlerini Batılılaşmak zannedenler için, aslında Cumhuriyet ve akabinde yapılanlar "Muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkmaktı!" Ve bu da lokomotif güç olan kadınla başladı. İlk doktor, ilk hakim, ilk mühendis, ilk savaş pilotu… oldu kadınlar. Kadınların kelepçelerini açtığı anahtar oldu Cumhuriyet!
Ve sizce de kadınların Cumhuriyet’e "Daha çok" borcu yok mu?