Ağacın bir sembol olarak dokunmadığı, rol almadığı tek bir alan yok gibidir.
Bazen, Hititlerde, Sümerlerde, Asurlarda, bazen Hintlilerde, Eski Türklerde kökleri yeraltından, dalları gökyüzüne, oradan cennete uzanan
bir mitosun ikonu olur,
Bazen sevgiliniz ve kendinizin isminin baş harflerini,
Eros’un okuyla kutsadığı bir kalp figürüne sığdırmaya çalıştığınız
naif bir duygunun tuvali olur,
Bazen yaşlı Anadolu bilgesinin, acı yaşamının façası olan alnında ki derin izleriyle, yaşamın, ölümün ne olduğunu, kışla öldü sandığınız bir ağacın baharla nasıl yeşillenip, dallanıp budaklanıp canlandığını anlattığı bir
metafor olur,
Bazen, bir şirketin misyonunu,
görsel çekiç* yaparak hedef kitlesinin beynine kazıyacağı bir
logo olur…
***
Yaşam ne çok şey anlatır,
Doğa ne çok şey anlatır,
Bir ağaç ne çok şey anlatır…
***
Herkese mi anlatır?
Hayır!
Doğanın dilini bilene anlatır.
Gönül gözü açık olana anlatır…
***
Nasıl böyle doğadan uzak, bilgelikten uzak, geldiği ve gideceği topraktan uzak, sağduyudan uzak, sanal ve sahte, sabretmeyi ve beklemeyi bilmeyen, köksüz ve rüzgârda savrulan, sabun köpüğü gibi iz bırakmayan geçici ve anlık mutluluklarla yaşayan, yaratılışına yabancı, klonlanmış gibi, birbirinin benzeri, barkot numaraları aynı, aynı tornanın çocuklarına dönüştük?
***
Dönüştüğünüzün farkında mısınız?
***
Sabretmek ve beklemek…
Bunu bilirseniz, sufilerin yoluna, hayatın anlamına yaklaşırsınız,
Bunu bilmezseniz kendinizden bile uzaklaşırsınız…
***
Tanıştırayım…
Moso Ağacı,
Sabrın ağacı…
***
Sessiz bir sabırla, sakin ve kendinden emin, acelesiz ve gösterişsiz…
Bekliyor, bekliyor…
Boy vereceği günlerin potansiyel enerjisini biriktiriyor…
***
Moso ağacı, Uzak Doğu’da yetişen bir bambu türü…
Dikildikten sonra siz ona isterseniz en uygun koşulları sağlayın, beş yıl boyunca hiçbir gelişme göstermiyor.75 santimlik bir fidan olarak dikilen bitki, 5yıldan sonra ilahi bir dokunuş olmuş gibi, birden bire günde 40–45 santim büyümeye başlıyor.6 hafta içinde 27 metrelik boya ulaşıyor. Öylece büyümeden durduğunu sandığımız sevgili Moso’muz aslında çaktırmadan, başlangıçta kendinden hızlı büyüyen diğer ağaçlara aldırmadan, toprağa yüzlerce metrelik kökler salıyor…
Moso gelişimini sağlayacak mineralleri içeren toprağı, saldığı köklerle sabırla arıyor…
Bataklık denebilecek derecede sulak topraklarda, çok yağış alan bölgelerde yetişen sabırlı Moso’ muz akan suların götürdüğü minerallere ulaşınca, yılların eksikliğini tamamlayıp, büyümeye başlıyor…5 yıllık sabırdan sonra, 6 haftada 27 metre boya ulaşıyor…
***
Mevlana ve Şemsi Tebrizi, sanki Moso’nun verdiği mesajı yoruluyor:
“Sabırlı olun, zira bulutlar ağlamasa, yeşillikler nasıl gülebilir? Aceleci olmayın maksada sabırla erişilir, aceleyle değil. Alelade otlar iki ay içinde kırmızı gül ancak bir yıl içinde yetişir. Tencerede bile yavaş ve ustaca kaynayan yemek, delice kaynayandan daha lezzetlidir.”
“
Üzülme, dert etme Can. Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan ne mutlu sana. Elinde olmayanları söyleme bana, elinde olanlardan bahset Can. Üzülme geceler hep kimsesiz mi geçecek? Gidenler dönmeyecek mi? Yitirdiğin her ne ise; bakarsın bir yağmurlu gecede veya bir bahar sabahında karşına çıkmış. Bil ki güzellikler de var bu hayatta, gel-git’ lerin olmadığı bir hayat düşünebilir misin? Hüzün olgunlaştırır, kaybetmek sabrı öğretir.” (
Mevlana)
***
Sabırsızsın. Oysa bütün mahlûkat sabrın ipliğiyle bağlıdır birbirine. Dünya sabırla döner. Çünkü Güneş’inde, Ay’ında zamana ihtiyacı vardır. Sabırlı ol büyük sırlara ermek için. Sabır denizinde yüzmeyi öğrenmen gerek. Çünkü sır’lar, sabır denizinin dibinde saklıdır. Uyum güzelliktir, uyum suyun özelliğidir. Su sabrın simgesi, istiridyenin yurdudur. Su olmasaydı inci de olmazdı. Sabırlı ol ki, istiridye gibi inciler yapasın.”
“
Sabretmek öyle durup beklemek değil ileri görüşlü olmak demektir. Dikene basıp gülü, geceye bakıp günü tahayyül edebilmek demektir. Allah âşıkları sabrı gülbeşeker gibi, tatlı tatlı emer ve hazmeder. Ve bilirler ki gökteki Ay’ın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.”(
Şemsi Tebrizi)
***
Yıllarca okuyup-çalışan Dünyanın 1 numaralı beyin cerrahı
Gazi Yaşargil,
Bir kenar mahalle garajından bir uluslararası otomotiv imparatorluğu kuran Bay
Şoişiro Honda,
Altyapıya önem vererek, minik yeteneklerin star olacağı günleri sabırla bekleyip, sonunda muradına eren Arjantin’ den
Boco Juniors, River Plate, İngiltere ‘den
Arsenal, Manchester United, İspanya’ dan
Barcelona,
Real Madrid takımları,
Yıllar sonra meyvesini toplayacağını bilerek ar-ge yatırımı yapan Almanya, Güney Kore, Japonya gibi ülkeler…
***
Moso’ nun değişik alanlarda ki eşdeğerleri değil midir?
*
Görsel çekiç kavramı, markaların tüketici zihninde oluşturdukları, görsel imgelerin duygusal gücünü ifade eder. Örneğin Marlboro kovboyu, Coca Cola şişesi.ya da bir ağaç figürü gibi…