Gösteriş mi, İşlevsellik mi?
Otomotiv sektöründe tüketicilerin satın alma alışkanlıkları hem ekonomik koşullar hem de teknolojik gelişmeler doğrultusunda farklılık gösteriyor. Diğer yandan fiziksel ve dijital etkileşimlerle şekillenmeye devam eden tüketici davranışlarının kültürler özelinde farklılık gösterdiğini de söylemek mümkün. Gelin Türkiye ve Avrupa’yı kıyaslayarak bir analiz yapalım.
Türkiye’de, dijitalleşme yaygınlaşmasına rağmen showroom deneyimi hala büyük bir önem taşıyor. Araç satın almayı düşünen tüketicilerin büyük bir kısmı, fiziksel olarak bir showrooma giderken, test sürüşü yapmayı ve yüz yüze pazarlık yapmayı tercih ediyorlar. Otomotivleri yakından inceleme hassasiyeti dışında alışveriş deneyimde görselliği de ön planda tutan Türk tüketicisi için gösterişli bir showroom; prestiji ve kaliteyi yansıtıyor. Gösterişin önemli bir yer tuttuğu ülkemizde, showroom’ların nasıl tasarlandığı tüketicilerin bir markayı algılama şeklini olumlu yönde etkiliyor.
Avrupa’da ise tüketici alışkanlıklarının daha çok sadelik ve işlevsellik odaklı olduğunu görüyoruz. Müşteri hizmetleri ve araç performansının daha öncelikli olduğu Avrupalı tüketiciler için showroomların işlevselliği ön planda. Bu nedenle daha sade ve minimalist bir yaklaşımla tasarım yapıldığını söyleyebiliriz.
Türkiye’de otomobil pazarının, özellikle son yıllarda büyük bir büyüme ve çeşitlenme yaşamış olması ise markaların rakiplerinden farklılaşmak ve dikkat çekmek için daha gösterişli showroomlar tasarlamayı tercih etmesine sebebiyet verdi. Yeni bir markanın pazara giriş yapması veya pazar payını artırmaya çalışması durumunda, gösterişli showroomların rekabette avantaj sağladığı düşünülmekte.
Daha olgun ve rekabetin daha farklı dinamiklere bağlı olduğu Avrupa otomobil pazarında ise markalar, uzun süredir pazarda oyuncu olmalarının getirdiği tanınırlık nedeniyle daha az gösterişli showroomlar tercih ediyorlar. Bu noktada Avrupa pazarındaki ortak noktanın maliyet etkinliği ve müşteri deneyimini sade bir şekilde sunmak olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Avrupa'daki şirketler genellikle maliyet etkinliği ve operasyonel verimliliği ön planda tuttukları için showroomların daha sade olmasını ve gereksiz maliyetlerin önlenmesini tercih ediyorlar. Türkiye'de ise düşük işletme maliyetleri, lüks showroomların tasarım ve işletme maliyetlerini daha karşılanabilir kılıyor.
Gösterişli ve büyük showroomlar değişen sosyoekonomik yapı ve tüketici beklentileriyle uyumlu bir strateji olarak ortaya çıkmış olsa da otomotiv satın alma davranışlarının dünya genelinde hızla dijitalleştiğini görüyoruz. Önümüzdeki süreçte markaların dijital müşteri deneyimine daha fazla odaklanacağını ve bu trendin fiziksel showroomların tasarım ve işletim stratejilerini belirleyeceğini düşünüyorum.
Saygılarımla,
Europcar & Goldcar Türkiye CEO’su
Fırat Fidan