ÇOOK KARINCAM VAR . ÇOOK DERDİM VAR .
Adedi sonsuz olan bu minnak , sevimsiz , çalışkan canlıların bu sene için toparlanıp halk kurma kararı aldıkları yer benim EVİM.
Ve sizi temin ederim onların aldığı bu kararının benim temizliğimle , pisliğimle hiiiiiiiç bir alakası yok.
Erken evrede işin psikolojik savaş boyutuna girdim elbette.
‘Aman öldürmeyim günahtır , onlarda rızık peşinde koşan güzel canlılar , ne olacak 15 , 20 , 100 , bir milyon karıncacıktan , bak çalışıyorlar ne güzel kışında Ağustos böceği gibi aç kalmasınlar ’ derkeeeeennnn bir baktım bütün evim karıncalar tarafından ele geçirildi.
Naapsam da yapsam ..bir katliam yapmadan barış yapsam diye araştırıyorken bu hain karıncalar sosyal medya aracılığıyla bana bir mesaj yollattılar J
‘Eyy sevgili ev sahibim beni öldürme istenmediğim yere ben zaten gelmem’ dediler.
İNANDIM J
Kendi talepleriyle yollarına , eve giriş deliklerine Nane yağı , soğan , tarçın ,limon , salatalık kabuğu ,sirke ,acı biber , karanfil ,limon kolonyası , karabiberli su , acı biberli su , diş macunu döktüm.Tebeşirle sınırlar belirledim.
Ama ne göreyim….. Eve giriş deliklerine tıkadığım limonların üstüne basıp geçerlerken benim dumurbakışlarımla alay ettiler. Yollarına serdiğim tarçınlı sulardan doya doya içtiler.
Tam ay ben delireceğim artık diyordum ki…. sürpriiiiiiiiiiizbir gün ansızın yok oldular. J
Sadece üç gün …..karıncasız üç şahane gün…
Yalancılar…. J Hani istenmediğiniz yere gelmezdiniz.
Niye gittiniz ?Niye geri geldiniz?
Geçtiğimiz üç gün, karınca dünyası için önemli günlerden miydi ? Tatil miydi , bayram mıydı, yortu muydu...neydi neeeee ? Oyun mu oynuyorsunuz siz benimle …Neden mutfağıma ipek yolu , koridoruma baharat yolu tadında uzanan koloniler kuruyorsunuz.
Mutfağımda OHAL ilan ettim , ergenim gerginim oğlum bile benimle işbirliği içinde , yere bir damlacık bile kırık dökmüyoruz. Hedef şaşırtmak için geldikleri yolun aksi istimatine şeker döküyoruz , gelin burada mama var diyoruz. Gitmiyorlar , İnadına hiç yemek bulamadıkları evde Kordon Sefası yapar gibi ikili sıralar halinde dolaşıyorlar.
Canım benim …domestos domestos diye içinden gelen çığlıkları da duymuyorum sanma … ama olmuyor işte . Daha domestos yok mu arkadaşlarda banyo yapacaklardı diyen mutantlar var burada J
Neyse lafı fazla uzatmayım. Bu sabah uyandığımda çarşafımın üzerinde ip gibi dizilmiş karınca piyade tümeniyle burun buruna gelince artık bende iyi niyetim de zurnanın zırt dediği noktaya geldim.
Tamam peki …..
Bundan sonra hattı müdafaa yok sathı müdafaa var , sürekli teyakkuz halindeyim .
Soktunuz beni de aktif savaşa , bak gidiyorum artıkalmaya kitle imha silahınızı ….
Yaaa işte kimisi böyle evini basan bir milyon karıncaya uzuuuuuuuuuuuuuuun bir müddet kıyamıyor.
Ki mi de emniyet şeridini ihlal etmekteyken polis görüp tırsıyor ,dur şu araya itinayla kaynak olayım derkenkendine yol vermek istemeyen sürücüye haddini bildirmek için , içinde 7 aylık bebek bekleyen anne adayının bulunduğu aracı önünü keserek kendine çarptırmak suretiyle durduruyor. Sonrası malum .
Hep beraber izledik.
Basın açıklamalarıyla öğrendik ki Abiler , Seydioğlubaklava bilmem ne A.Ş. nin üçüncü kuşak sahipleriymiş , Şeker komasında olan anacıklarına yetişiyorlarmış . O yüzden azcık gerginmişler. Boşu boşuna sosyal medya lincine uğramışlar….Yoksa bu iki adamcık efendi efendiyollarına gidiyorlarmış . Niye tahrik etmişler ki …Arabanın aynasını kırması , geçecek yer yok diye diğer aracın kaputunun üstüne basıp ezmesi , şeker düşürmek için gerekli silahını belinde taşıması hep iyi niyetten …
Ama ben de bir çok kişi gibi , milyon dolar sermayelik şirket sahibi olduğu iddia edilen bu kardeşlerin niye on küsur senelik Citroene bindiklerini pek kavrayamadım. Bir de karısı hamile olan güzel kardeşimin , karım hamile olduğu için ani fren yapmak istemedim ondan yol vermedim diye uydurmasını ….niye mazeret uyduruyorsun ki … yol vermek istemezsin ve de vermezsin…. Bu senin hakkın … hatta o sırada biz bilmiyor muyuz emniyet şeridini kullanmayı , bi akıllı sen misin demek te hakkın kardeşim…Uydurmaya gerek yok yani …..
Bu arada Seyidoğlucularda , Seydioğluculara markaları zarar görmüş diye markaya tecavüz davası açmışlar. İsim taklidi , tüm logolu malzemelerinin toplanması ve web sitelerinin kapanması vs amacıyla …
Umutluyum. Doğrusu yanlışı artık her ne ise adalettecelli eder diyorum..
Çünkü neden ?
Çünkü bu iki şüpheli kardeş, Hasan ve Hüseyin Sel tutuklanmış….
Tutuklama ne demek ?
Tutuklama delillerin muhafazası, sanığın kaçmasının önlenmesi ve böylece muhakeme sonunda verilebilecek hürriyeti bağlayıcı cezanın yerine getirilebilmesini sağlayan ve geçici nitelikte olan koruma tedbiridir.
Burada asıl mesele mahkeme sonunda hürriyeti bağlayıcı ceza verilip verilmeyeceğidir. Gelişmiş hukuk düzeninin ve adalet sisteminin var olduğu ülkelerde bu eylem sonucunda fail veya faillerin hürriyeti bağlayıcı ceza (hapis cezası) alması kaçınılmazdır. işte bu nedenle o ülkelerin vatandaşları şehir içinde bir eşkıya gibi davranması halinde cezaevine tıkılacağını bilir ve kurallara uyar, toplum düzenini bozmaz. Bu bakımdan bu tür eylemlere tümüyle engel olunabilmesi ancak etkili yaptırımların uygulanması ile mümkün olur. Bu yaptırımlar uygulanmadığı sürece kişilerde kurallara uyma bilinci oluşmaz ve bunlar gibiler şehir içinde terör estirmeye devam eder.
Bakıcaz , takipteyiz…..
Bihter Bangı
Yine Bodrum , Temmuz 2019