Sonunda bu da oldu.
Türkiye genelinde, halkın yüzlerce yıldır huşu içinde saf tuttuğu camiler bir siyasal partinin miting yaptığı, genel başkanının muhaliflerini yuhalattığı yer haline geldi.
Rahmetli Süleyman Demirel'in 'Türkiye bölünüyor' uyarılarına karşı
- Ne münasebet, camilerimiz bir, pazarlarımız bir çok şükür. En büyük korkum bunların ayrılması sözleri aklıma geldi.
Irak, Suriye, Afganistan ve Pakistan gibi ülkelerde kanlı çatışmalar bu tür şuursuz mitingler, siyasal, ideolojik toplantılarla başladı.
Halkın Allah'la buluşmak koşa koşa gittiği ibadathaneleri, siyasal islamcıların birbirini öldürmek için kullandığı güne kadar, camiler huzuru arayanların ilk gittiği yerdi.
Türkiye'de yıllardır Diyanet'in resmi görevlisi kamu imamlarının bile iktidar çanağına oy topladığı camilerde, şimdiye kadar seviye hiç bu kadar düşmemişti.
Cami içinde rakibinin yuhalanmasını az bulan bir siyasal figürle ilk kez karşılaşıyoruz.
Deizmin, ateizmin hızla yükseldiği, özellikle imam hatip liseli gençler arasında bu akımların daha da yaygınlaştığı bir sırada, minarelerde ampüllü Reis posterleri, cami avlularına kurulan kürsülerde Erdoğan mitingleri Türkiye'yi yeni çatışmaların eşiğine getirebilir.
Son bir kaç yıldır sabah namazlarında saf tutacak cemaat olmadığından yakınan imamlar artık cuma namazlarında 'Safları sıklaştıralım, dışarıda kalan komşularımıza yer açın' uyarısında bulunmayacak.
Türk İslam geleneğinden hızla kopan, Suud artığı arap - bedevi zorbalığını Türk halkına dayatan Diyanet, yüzlerce camiinin adını değiştirmekle kalmadı, camilerimizi yeni kamplaşmalara, kutuplaşmalara zemin hazırlayacak politikanın çukuruna taşımakta bir sakınca görmüyor.
Bu ülkenin camilerini babalarının tapulu mülkü sananlar, kendileriyle aynı yolda yürümeyenleri müslüman olarak görmeyenler, Türk halkına en büyük kötülüğü yaptıklarının farkında bile değiller
Camilerimiz, Türk Milletini bir arada tutan kurumların en önemlisidir. Dokunulmazdır, kirletilemez. Dünyevi tartışmaların kapısının dışında bırakıldığı yerler, huzurun, sukunetin bahçesidir.
Siyasal hırslarını minberlere, minarelere, mihraplara kadar getirenler; önlerinde saf tutan müminleri tefrikalara böle böle ayrıştırırken, saflarda kendilerinden olmayanları camilerin, mescidlerin dışına itenler sizleri Allah'a havale ediyorum.
Huşu içinde yaradana ellerini açan kardeşlerinizi, sırf aynı siyasal görüşten olmadığı için kafir ilan edenler; bu ülkenin geleceğini ateşe atanlardır.
Sadece gençleri değil, samimi müminleri bile camilerden uzaklaştıran bu kindarların, tek dini; siyasal hırsları gizli hedefleri olmalı. Yoksa bu ülkede camileri bir işgalci Yunan ve İngiliz askerleri boşalttı, görüyorum ki bunun tekranını sinsice yapanlar, kendilerinden başka kimseyi müslüman olarak görmeyenlerdir.