Enver HENCAN

Tarih: 26.05.2015 09:27

Başarının Anahtarı

Facebook Twitter Linked-in

 GS’ın 2014-2015 sezonu şampiyonluğu lig tarihimizin en ilginç şampiyonlukların biri oldu.

Ligin ilk yarısında teknik direktörün görevine son verilmesi , boşta teknik direktör yok iken Milli Takım teknik direktörünün izni ile yardımcı antrenörün GS’ye teknik direktör olması bu ilginç sürecin başlangıcı oldu. ŞL’de son yolların en hüsran dönemi geçirildi. En sonunda da yönetim Genel Kurul kararı alıp görevi bıraktı.

Bu olumsuzluklara karşın GS şampiyon oldu.

Bakın 34 haftalık periyotta “şans” , “hakem” vb. söylemler  duygu patlamasından öteye gitmez gidemez. Dünyanın her yerinde kural budur.

O 34 haftada tepede olan hak etmiştir. Hangi lig ve hangi takım olursa olsun… Hak etmiştir.

 

Nasıl hak ettiğini inceleyelim.

1.Lig tarihimize bakın . Şampiyon olan takımların başında yerli mi yoksa yabancı teknik direktör var. Bizim futbol sistemimiz yapısal değil. Yani bir programa bir sisteme dayanarak yaşamıyor.

   Başarıda “oyuncunun sırtını sıvazlama”, “gaz verme” vb. kültürel özellikler öne çıkıyor. Sadece lig maçlarında değil bazı uluslararası maçlarda bile bu Türk futbolunun değişmezidir.

2.Şampiyon olacak bir takımın yapısının tamamının ne askerlerden ne de  generallerden oluşması gerekli. Hamza Hamzaoğlu GS’de birbirini tamamlayan oyuncular olduğunu görüp takım iskeletini buna 

   göre oluşturdu ve “Koçum” ,”Aslanım” ile  Türk futbolcusunun bir numaralı ilacı olan  “motivasyonu” verdi.

3.Hamza Hamzaoğlu , teknik direktör olarak ligde bir başka takımda görev yapmanın avantajını kullandı .Yani “ligi ve ligdeki takımları” çok iyi tanıyordu.

4.Son olarak da futbolda değişmeyen bir kural vardır .”Büyük maçlar , büyük başarılar büyük oyuncular ile kazanılır”. Muslera , Mello ve Schineder Avrupa futbolunun tepesinde pişmiş , 

   Burak,Selçuk,Umut  milli takımda  sürekli oynayarak Türkiye standardının üzerine çıkmış “zorlu süreçleri yaşamış , bu süreçleri yönetmeyi bilen deneyimli oyuncular” olarak bu başarının aktörleri 

   oldular. 

BJK ve FB tarafından bakış açısına göre her ikisi yada birisi bu  şampiyonluğu GS’ye hediye etmiş görünebilir.

Ama unutulmaması gereken çok önemli bir şey var. O da GS’nin ilk yarıdaki yaşadığı olumsuz süreçten BJK ve FB’nin faydalanamaması, ikinci yarıda işlerin tersine dönebileceğini düşünememesidir.

Tebrikler Galatasaray.

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —