Rafet ULUTÜRK
Tarih: 09 Haziran 2021
Birinci ve İkinci Derece Fiziksel ve Tüzel Kişiler Kimler?
Kara listede kimler var...
2021 Haziran ayında Bulgaristan siyaseti çok yoğunlaştı. Bu yaz çok sıcak geçeceği daha şimdiden belli oldu. Bulgaristan'da erken genel seçimler 11 Temmuz’da hilesiz, ve şeffaf bir şekilde düzenlemek için 12 Mayıs tarihinde yeni göreve gelen Başbakan Stefan Yanev yönetimindeki “program hükümeti” adalet ve demokrasi kapısına doğru adımlarını çok zor atıyor.
Bu konuda Başbakan Yanev yönetiminde toplanan Milli Güvenlik Konseyi, devletin ve vatandaşların bu sert ve geniş kapsamlı yaptırımlardan zarar görmesinin önlenmesi Maliye Bakanlığı, Milli Vergi Dairesi ve Milli Güvenlik Devlet Ajansı (DANS) tarafından hazırlanan ek listeye 601 kişi ve tüzel kişi eklendi.
Böylece Amerikan ve Bulgaristan listesine 665 fiziksel ve tüzel kişi alındı. Bazı bankalar, medya, NOVA TV, yayın evleri, Bulgaristan iş adamları konseyi başkanı Domuzçiev gibi ünlü kişiler, eski bakanlar ve gazeteciler de var.
Bu yönde çalışmaların devam etmesi için Milli Kara Liste Komisyonu kuruldu ve listedeki kişiler üzerinde dinamik ayrıntılı çalışmalar yürütüleceği de duyuruldu.
İlgili çevreler KARA LİSTE’NİN yayınlanmasının durdurulması için Anayasa Mahkemesine başvururken,
Cumhurbaşkanı Rumen Radev’in tepkisi şöyle oldu:
“İlgili devlet kurumları kendilerine yaptırım uygulanan fiziksel ve tüzel kişilerle çalışmaya devam ederse ne yapmalıyız? Biz önlemlerimizi almak zorundayız. Ben, AB’ye gittiğimizi sanmıştım. Bir anda Uganda ve Gana yanında bulduk kendimizi. Önlemler almak zorundayız. Bunu yapmazsak dış ülkeler bankalarıyla temasımız kesilebilir ve daha da çökeriz.”
Birleşik Amerika Maliye Bakanlığı’nın Başkan J. Biden imzasıyla 2 Haziran günü yayınlanan 6 Bulgar vatandaşına ve tüm aile üyeleri ile 64 şirketin banka hesaplarına, taşınmazlarına ve faaliyetine “Magnitski” yasasına göre gelen yaptırımlardır.
Aralarında Hak ve Özgürlükler Partisi (DPS) eski milletvekili Delyan Peevski’nin de bulunduğu bu kişiler büyük ölçekli rüşvetçilik, kaçakçılık, dolandırıcılık vergi kaçakçılığı, pasaport ticareti ile suçlanırken, insan haklarını çiğnedikleri ve hukuk üstünlüğünü hiçe saydıkları ve demokrasinin yerleşmesine ve güçlenmesine engel oldukları belirtiliyor.
Bu olay Bulgaristan’daki 1000 adet Türk belediye ve muhtarlıkların mali işlerini, girdi çıktısını ve özellikle HÖH eski milletvekillerini ve parti politik yönetimlerini tamamen kaplamış durumdadır. Kökleri Multigrup ve Devlet Güvenliği DS’nin Altıncı Şubesine bağlı tüm kadrolar ve halkın gözünü boyama sisteminin içindedir. Alınan son tedbirlerle hayat felce uğratırken, HÖH-DPS partisinin kapatılmasına da sebep olabilir. Bu günden sonra HÖH partisinden ben yoktum ben bilmiyorum deyip kaçanları da görebiliriz.
Peevski, Ahmet Doğan ve daha 160 kişiye karşı Türkiye Cumhuriyeti'ne girme yasağı getiren ve daha sonra bu Kara Listeyi 17’ye indiren Türkiye devletinin yönetenlerin daha yıllar önce uyarıcı hareket ettiklerini bu gün daha iyi anlayabiliyorlardır.
Bulgaristan Türkleri ve Bulgar toplumu için bunların zararlı ve tehlikeli olduklarını ve bunu daha o zamandan görebildiklerini şimdi herkes anlayabilir.
ABD yaptırımları aslında bir 6 yıl gecikmiştir.
Bulgar makamlarının bu konuya yıllarca seyirci kalması bu kötü sonuçları doğurmuştur.
Bu yaptırımların Ahmet Doğan ve çevresindeki tüm “otçu-çöpçü” yalan dolan işler firmalarını hemen kapsaması ve hepsinin yargıya çıkarılması gerek, Bulgaristan halkının selameti ve Bulgar devletinin ayakta kalması için artık son derece gerekli ve önemli olmuştur.
Banka işlemi yapmaya hakkı olmayanlar.
Aslında cezalandırılan Bulgar devleti değil. Bulgaristan’da yalan ve dolanla, baskı uygulayarak, rüşvet toplayarak zengin olanlar.
Son hedef, Boyko Borisov ola da, Amerikan yönetimi seçim önü bu adımı atmadı. Sert ve büyük yaptırımlar Bulgaristan'ı 3. Sınıf bir ülke durumuna getirmiş bulunuyor. Hiçbir AB ülkesine şimdiye kadar bu kadar büyük bir yaptırım paketi uygulanmamıştır.
AB üyesi 27 ülke ve tüm AB kurumları ve parlamentosu “Magnitski” önlemlerini haklı bulmuştur ki, bu çok büyük bir gerçeği ortaya koymuştur. AB kurumları rüşvetçilikle mücadele için kolları sıvamak zorundadır. D. Peevski’nin Dubay’da eşek sudan gelene kadar dövülmesi yeterli sayılamaz. Ayrıca hain A. Doğan ve D. Peevski’nin devlet korumalarının kaldırılmasından sonra Başsavcılık tedbirlerinin gelmesi beklenmişti, ama umutlar boşa çıktı.
Önümüzdeki birkaç ayda yeni yaptırımlar da gelebilir.
BULGARTABAK’ın çökertilip soyulması, 1 Milyon Müslüman işsiz ve yoksul bırakılması ve kaçakçılık olayları işleri zaten bu duruma getirecekti ve beklenen oldu.
Beddua alanın işi iyi gitmez: Hz. Peygamberimiz bu konuda “Mazlumun bedduasından sakınınız. Çünkü o dua, bir ateş kıvılcımı gibi semaya yükselir” demektedir. Buna maruz kalan kişilerin dünyada da, ahrette de hayatları zordur.
Eski Başbakan Boyko Borisov’un 45. Mecliste GERB partisi adına Başbakan adayı gösterdiği Danil Mitov ise bu konuda şu itirafta bulundu:
“GERB iktidarı yıllarında yönetenlerin yolsuzluklar şeması vardı. Şimdiki yöneticiler bu şemayı kendilerinin hazırladığı bir sistemle değiştirmeye hazırlanıyor.” Bu doğru olabilir mi? Bilemiyoruz!
Konuyla ilgili 8 Haziran günü yeni bir açıklama yapan ABD Sofya Büyükelçisi Bayan H. Mustafa, “ABD şirketleri Bulgaristan yolsuzluklarından sürekli yakınıyorlar.” dedi. Bu sözler, Bulgaristan’ı 12 yıldan beri yöneten Boyko Borisov’a yeni bir darbe oldu.
Amerika’da bir KARA LİSTE VAR bir yeni KARA LİSTE DE Bulgaristan'da hazırlandı?. Ahmet Doğan bu Kara Liste’de mi? Şimdilik bilemiyoruz.
Öte yandan sel Bulgaristan Türklerini “temsil etmekle” geçinenlerin üzerine doğru yuvarlanıyor. 2 dönem Kültür Bakanlığı ve GERB milletvekili olan, heykelci Vejdi Raşidov’un ismi de dolandırıcılar arasında. Yaptığı küçük heykelleri ABD Maliye Bakanlığı listesinde 2. yerde gösterilen Vasil Boşkov’a çok yüksek fiyattan sattığı ve karşılığında Bakanlık üzerinden hizmetler sunduğuna, Sofya merkezindeki “Largo” inşaatında 4 milyon levanın kayıplara karıştığına delillerle işaret ediliyor.
Bu gelişmelerin kendilerini “Türk’ten” gösteren ve “kabul ettiren” Ahmet Doğan ile Vejdi Raşidov’un yüz karası işleri ve dolapları, namuslu Bulgaristan Müslümanlarına çok büyük darbe olup imaj kaybetmelerine sebep olabilir.
Ahmet Doğan ile Vejdi Raşidov’un dolandırıcılık kökleri MULTİGRUP şebekesine inmektedir. Bunlar Türk-Müslüman halkını temsil edemediler, edemezler...
Milli Seçim Komisyonu kadroları değişti. Değişmezden önce 46. Meclis seçimlerin yüzde yüz makinayla yapılmasına karar aldı, fakat 1600 adet seçim makinası eksik ve ilgili seksiyonlarda ve dış ülkelerde seçim klasik usulle yapıldığında Anayasa Mahkemesi seçimin yasallığını tanır mı?
Bu durumda dış ülkelere seçim makinası gönderilemeyecek.
Bu, henüz çözülemeyen en önemli sorunlardan biri oldu. Yeni makinalar alınması için gerekli 15 milyon Avro bulunamadı. Daha önce sağlanan makinalar da ödenmemiştir.
Yine seçimlerle ilgili, Avrupa Birliği (AB) Bulgaristan’da nüfus sayımı yapılmasında ısrar ediyor, fakat elektronik sayım yapabilecek 2 bin kadro açığı var ve bu seçimde listeler de 500 bin “ölü seçmenle” yapılacak.
Seçim listeleri değişmiyor. Seçim sahtekârlığı usulü çözülemez ise, bu seçimleri de GERB partisi kazanabilir. Bu konuda açıklama yapılmıyor.
Bir başka sorun da 2020 yazında protesto gösterilerine katılanların telefonlarının “Terörle Mücadele” Şubesi tarafından dinlenmesidir. Gösteri ve mitinglere katılanlar, değişiklik isteyenler, ekmek için mücadele edenler ne zaman terörist oldular?
Brüksel’den gelen bir mesaj da, “Bulgaristan’ın fonlardan gelen paraları adaletli bir biçimde yönlendirmesi ve devlet şirketlerini verimli yönetmesi” isteniyor. Denetim komisyonlar bekleniyor.
Bulgar medyası, ABD'nin yeni Başkanı Biden yönetiminin, eski Başkan D. Trımp ekibinden farklı olarak, dış ülkelerdeki kaçakçılık, yolsuzluk, para aklama gibi olaylara büyük önem verdiğini belirtiyor. Bulgaristan’da toplumsal düzendeki yolsuzlukların 10 yıldan beri devam ettiğini saptayan ABD ve AB’nin gerekli önlemleri alarak şeffaf ve adil bir düzen kurmaya çalışacağına işaret ediyor.
(Yoksa Rusya'ya çalışanları mı tasfiye edilecekler?)
Bulgaristan erken seçim arifesinde bulunuyor. Bu erken seçimlere 19 parti ve koalisyon katılacağı açıklandı. Bunlardan biri olan “Bulgaristan Yazı” partisi (4 Nisan seçimlerinde % 3 oranında oy almıştı) “Magnitski” yaptırımları listesindeki 6 kişiden biri olan Vasil Boşkov’un “Bulgaristan Yazı” partisidir. Hakkında açılmış 19 dava olan, 3 milyar leva ile ülkenin en zengini sayılan Boşkov’un 46. Halk Meclisine milletvekili adaylığı ile ilgili Yüksek Mahkeme kararı beklendiğinden dolayı, seçimlere katılacak partilerin sayısı 18 de düşebilir.
Şefler birden korktu ve politikadan kaçıyor.
Bu erken seçimin en ilginç özelliklerinden biri GERB Başkanı Boyko Borisov,
faşist parti VMRO-BND lideri Krasimir Karakaçanov,
“Var, Böyle bir Halk!” lideri Svetoslav Trifonov,
“Volya” (İrade) lideri Vensislav Mareşki,
HÖH-DPS “fahri” Başkanı Ahmet Doğan,
başka bir faşist parti olan NFSB sözde “yurtsever cephesi” başkanı Valeri Simyonov,
“Ataka” başkanı Volen Siderov
gibi siyasetçilerin milletvekilinden, dolayısıyla aktif siyasetten çekilmesidir.
Bu gelişmeye, çekilmek zorunda kalmışlardır da diyebiliriz.
Soru şudur: Bu kişilerin Bulgat “bataklığından” çıkarılmasıyla sular durulacak mıdır?
Bu olayın bir kuşak değişimi gereğinden mi geldiğini, yoksa hepsinin ipleri çeken kulise katılma arzusunun bir ifadesi mi olduğunu söylemek için henüz erkendir.
Seçim Ajansları tahmin açıklamıyor.
Şu da çok ilginçtir: Bu güne kadar Bulgaristan'da seçim öncesi haftalık, aylık vsy. anketler yayınlanırdı. Bu seçim öncesi aylık anket sonuçları bile açıklanmıyor. Neden?
Mayıs 2021 sosyolojik araştırma ve nabız yoklama sonuçları kamuoyuna bildirilmedi. Gizli bir yasak mı yürürlükte, yoksa gizli listeler henüz dizilemedi mi bilemiyoruz.
Yaklaşan seçime giderken sökülmeye devam eden GERB partisi, halen en büyük parti kalmaya devam ederken, 11 Temmuz yolunda seçim koalisyonu kuramadı. Son günlerde GERB Sağlık Bakanı Angelov’un bilgisi dahilinde, Ukrayna ve Moldova'da yaşayan Bulgar ve Gagauzlar'dan alınan böbrek ve kara ciğerlerin İsrail, Yemen, Arap Emirlikleri ve Güney Afrika’dan “akrabalara” hükümet hastanesinde nakledildiği; Ayrıca 2021 yılı başından beri “Kapı Kule” – “Kapitan Andreevo” ve “Hamza Beyliği” sınır kapılarından toplanan harçların (32 milyon leva) bütçeye yatırılmadığı; 3 milyar verginin toplanmadığı; kara yolu yapımında 4.5 milyar levanın kayıplara karıştığı gibi seri açıklamalar yapılıyor ve bu bilgilendirmeler ve yeni hükümetin devlet kurumlarında başlattığı yönetici kadro değişikleri GERB içinde sökülmeyi hızlandırırken, ülkeyi terk edenlerin sayısı da artıyor.
Bu gidişle yurtdışındaki seçmen sayısı yurttaki seçmenden fazla olabilir. Fakat bu vatandaşların oy kullanma hakları kısıtlı kaldı, posta ile oylamaya katılma hakları hala tanınmadı. Türkiye’deki seçmen kitleyi örgütleyecek HÖH dışı bir dernekleşmeye gerek duyuluyor. Çünkü HÖH partisi seçimden sonra hiçbir yurttaşın isteğini gündeme getirmedi. Seçim önü konuşmalarının hepsi aldatmacaydı.
Ayrıca bu gün Bulgaristan'ı yönetmeye talip olanlar da Türkiye ile iyi diyalog kurmaları gerekir. Bu devleti yok olmaktan kurtaracak, ayakta tutacak ve birlikte kardeşçe yaşamalarını sağlayabilecek hak ve adaleti Türkiye Cumhuriyeti devleti ile birlikte olabileceğini iyi bilmelidirler.
Bulgaristan kurulduğu günden beri Rusya, Almanya arasında gezip duruyor, faşizm, komunizm arasında gidip geliyor, adaletli bir yönetimi olmuş mu? Yok, neden çünkü bunlar sömürü devletleri sömürüden başka yönetim bilmiyorlar.
Bulgaristan tek başına kendini yönetemediğini hepimiz biliyoruz, işte bunun için yanına bir devlet almalı bu da Türkiye olmalı bizim önerimiz bu? Bunu tarihte de izleri vardır, gerçek tarihi okuyanlar bunu çok iyi bilirler. En huzurlu en mutlu günlerini Türklerin döneminde olduğunu iyi bilirler. Bulgaristan olarak kalmak isterse yok istemez ise yolu açık olsun...
4 Nisan seçimlerinde 2, parti olan “Var, Böyle Bir Halk!” yapısız ve nizamsız bir parti olduğundan dolayı, lider Sl. Trifonov’un milletvekili adayı olmak istemeyişine cevap olarak, duraksayıp beklerken, dış ülkelerdeki heyecan sönmedi ve artıyor.
Bulgaristan sosyalist partisi son seçimde 40 milletvekili ile bunalıma düşerken, sol görüşlü olarak kabul ettiği 7 irili ufaklı partiyle seçim sözleşmesi yaptı. % 40’ı bilgisayar kullanmayan yaşlı seçmenlerin bu seçimde sandıklara akın etmesi için yoğun çalışılıyor.
4 Nisan sıralamasında 30 milletvekili ile dördüncü yere oturan, fakat hükümet kurma denemelerinde hiçbir siyasi güç tarafından aranmayan HÖH-DPS Başkan M. Karadayı’nın İstanbul ve Ankara ziyaretinde parti, meclis ve devlet yöneticileriyle, özellikle de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmesinden sonra soydaşlarımızdan gelecek oyların artacağına inanç güçlenmiştir. Tabi bu arada listeler de önemlidir, Türk düşmanlarına bu listelerde yer verilmemelidir. Ahmet DOĞAN'dan kurtulmalıdırlar.
Soydaş derneklerinin 11 Temmuz seçimlerine daha aktif ve yoğun katılma çağrıları artık birbirini izliyor. Tabi listeleri görmeden buna gerek olduğunu pek düşünmüyorum.
HÖH partisi GERB tarafından hükümet ortaklığına davet edilmezken, değişim isteyen yeni partilerin hiç birinden de ortaklık ve işbirliği daveti olmamıştır.
Sıkı çalışıldığında listelerde doğru seçim yaptığında HÖH Bulgaristan'ın 46. Meclisine daha çok milletvekili taşıyarak, saygın bir siyasi güç konumu kazanabilir.
Bunun için Bulgaristan Türklerinin ana dil eğitimi ve Bulgaristan’da Müslüman kimliği sorununu seçim öncesi bayrak olarak her yerde dalgalandırmalıdır.
Yeni partilerden biri olan “Demokratik Bulgaristan” ilk defa yüksek öğrenimli büyük sayıda milletvekili adayıyla seçim yarışına giriyor.
Başsavcı İvan Geşev’in çöküşün, rüşvetçiliğin ve dolandırıcılık ile adaletsizliğin temelinde olduğunu, oligarşiyi ve mafya iktidarını savunduğunu savunan ve artık 340 gün Adalet reformu direnişi veren bu parti, şu günlerde yine Adliye Sarayı önüne çadır kurmuş, Başsavcılık yolunu kesiyor. Demokratik Bulgaristan 3 partiden oluşan bir birliktir. Bu üçlü içinde adalet reformu kavgasının başını çeken “Evet, Bulgaristan” partisi ve lideri Hristo İvanov’tur. Parti, Bulgaristan’daki bugünkü yargı sistemini ve adalet değerlerini, totaliter komünist dönemin devamı olarak görürken, adaletsizliği ve rüşvetçiliği kınıyor.
46. Meclise girme şansı olan bir başka politik güç de, sokak protestolarında aktifliğine saygı kazanan ve % 4’ün üstünde oy alan, eski ombudsman Bayan Maya Manolova tarafından yönetilen “Ayağa Kalk!” hareketidir. Düzensiz ve yapısız dökme bir hareket olan bu politik gelişim, hemen adalet, hemen sökülme ve hemen cezalandırma gibi sloganlarla taraftar toplamaya devam ediyor.
Olaylar Bulgaristan’da hem 11 Temmuz hem de henüz tarihi açıklanmamış olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru yol alındığını gösteriyor. 11 Haziran seçimleri sonuçlarından Halk Meclisine yine aynı “maloz” bileşim dolarsa, yine hükümet kurulamaz ve belki de Cumhurbaşkanı seçimiyle birlikte 3. Halk meclisi seçimi ve hükümet kurma denemesi de gelebilir. Ülkede totaliter kalıt ile değişiklik, arınma ve yenileşme isteyen güçler arasında sert bir yüzleşme ve kavga olduğuna tanık oluyoruz. “Program hükümeti” kurulurken günlerce bakan, bakan yardımcıları arandı ve hükümet zor zar çatıldı. Kimse elini taşın altına koymak istemiyor. Korku ve gerginlik devam ediyor. Yok bu seçimlerden sonra da kurulamaz ise hükümet işte bundan sonra Cumhurbaşkanının istediği Başkanlık sistemine geçiş de denenebilinir.
İşte bu gelişmelerin içinde seçmeni kendiliğinden “makine ile oy verebilen” ve “makineyle oy veremeyen” olmak üzere ikiye ayıran yeni durumla birlikte “kara liste” lekesinin de belirmesi ve zaten çaresiz olan insanları yeni bir tünele sokma çabaları da endişe yaratıyor. Zaten toplum içindeki güvensizlik hat safhadadır. Bu seçimlerde olmasa da yeni seçimlerde Bulgaristan'ın siyasetçilerinin büyük çoğunluğu değişeceği belli olmuştur. Bu yayınlanacak liste Bulgaristan'da yepyeni bir anlayış yepyeni bir yönetim de getirebilir.
Seçim dalgası henüz yükselmedi. Partilerin sloganlarını bekliyoruz.
Halk sloganlara ve programa göre oy verecektir. Artık halk uyandı...
Kalın sağlıcakla,