TKP'den Arda tepkisi | Arda'ya yazık

TKP

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan: Arda iyi futbolcu, bunun tartışılacak tarafı yok. Üstelik sadece başarı odaklı değil, seyrederken keyif de veriyor. Ama…

TKP'den Arda tepkisi | Arda'ya yazık


Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan, soL Haber Portalı’nda kaleme aldığı yazısında, günümüzde her şeyi olduğu gibi futbolu da etkisi altına alan ideolojik kuşatmaya dikkat çekiyor. Her şeyin arkasında paranın kiri var diyen Okuyan “Bu bir futbol yazısı değildi. Bu bir Arda yazısı da değildi.” diyerek esas sorumluluğumuza vurgu yapıyor ve “Bu anlamda önce başlığı değiştirmek gerekiyor: İnsanlığa yazık… Sonra da dünyayı değiştirme görevine daha sıkı sarılmak…” diyor. Yazının tamamı şöyle:

 

 

Arda’ya yazık

 

Onca yoksulluk varken, memleketin her tarafından sorun fışkırırken bir futbol yazısı daha mı?

 

Günümüz futbol kültüründen nefret ediyorum ve futbolun çok güzel bir oyun olduğunu düşünüyorum. Böyle düşündüğüm için duyduğum nefret de artıyor.

 

Şu sıralar sürmekte olan Avrupa Şampiyonası’nda mücadele eden takımlara ilişkin düşüncelerimi paylaşmaya kalkacak kadar hadsiz de değilim.

 

Bana göre futbol bir oyun, güzel bir oyun. Göze hoş gelsin, yaratıcılığı öne çıkarsın, adalet duygusunu yüceltsin, takım olmanın bireysel çabalardan daha önemli ve gelişkin olduğu fikrini beslesin. Bencilliği, kötücül duyguları, hileyi-hurdayı baskılasın…

 

Kapitalizmin futbolu getirdiği yer bütün bunların çok uzağında ama yine de zaman zaman bir yerden bu dediklerim kendini hissettiriyor, insan mutlu oluyor.

 

Ha, bir de gerilim ve çatışmalardan yorgun düşen dünyamızda her şey politik; futbol da… Bazı takımlara sempati beslemek, bazılarına kıl olmak son derece doğal. Bu dünyada solcu olup da Arjantin Milli Takımı’na yakınlık hissetmeyen pek az kişi vardır. Oysa orada da sömürü var; ülkenin tarihi darbeler, cuntalar, katliamlar tarihi bir bakıma…

 

Bense dediğim gibi sözünü ettiğim değerleri iyi kötü yaşatan takımları izlemeyi seviyorum. Ve bu ülkede yaşıyorum, bu ülkenin yurttaşıyım, Ulusal Takım’ın başarısını istiyorum. Ama bence başarıdan önce o değerleri temsil etmek gelmeli.

 

Bu konuda yazmamın gerekçesine gelince…

 

Üzüldüm Arda’nın başına gelenlere. Aslında konu futbolcu Arda Güler ile sınırlı değil, onun çok ötesinde.

 

Kimileri ulusal takımın Portekiz’e karşı oynadığı maçta Arda’nın yedek soyunup ikinci yarının ortalarında oyuna girmesine takıldığımı sanabilir; böyle bir derdim yok, vardır herhalde bir nedeni.

 

Beni dertlendiren, bir kişiye bu kadar büyük misyonlar yüklenmesi. Düşünsenize, 19 yaşında birinden söz ediyoruz. Beklenti o kadar yüksek ki, kişiliği oturmuş, çelik gibi iradesi olan birinin bile eli ayağına dolaşır. Üstüne Gürcistan maçında gerçekten çok hoş bir gol atmışsın, milyonlarca kişi aynısından en az bir tane daha sipariş geçiyor sana…

 

Arda iyi futbolcu, bunun tartışılacak tarafı yok. Üstelik sadece başarı odaklı değil, seyrederken keyif de veriyor. Ama…

 

Aması şu: Arda etrafında yaratılan ve giderek gerçek olmaktan çıkan dünyada Arda da, ulusal takımda oynayan diğer futbolcular da kaçınılmaz olarak eziliyorlar.

 

Bütün bunların futbolun ötesinde kökleri var. Kahramanlara, kurtarıcılara bel bağlamaya alıştı toplum. Siyasette de böyle değil mi? Gerçi siyasetteki süper kahramanların işi Arda’ya göre daha kolay bir bakıma. Onlar her durumda kendilerine belli bir şakşakçı küme bulabiliyor. Arda ise yorulduğunda, gol atamadığında, hatalı pas verdiğinde zirvedeki yerinden olacağını iyi biliyor. Bu baskıyı sürekli hissediyor.

 

Azıcık futboldan anlayan biri, Gürcistan karşısında Türkiye’yi ve Çekya karşısında Portekiz’i izlediyse, Türkiye’nin kazanmasının çok da normal olmayacağını kestirebilirdi. Futbolda bu olur elbette, Türkiye’nin zaman zaman kendi ortalamasının çok üstünde seviyede top oynayabildiği de bir gerçek. Lakin normali, Portekiz’in üstün gelmesidir ve Arda’ya yüklenen misyon normali alt edip anormal işler yapmasıdır. Oysa bu, Arda’yı da, daha ötesinde takımı da geriye çeken bir olgudur.

 

Bütün bunların bir tarafında işi her alanda süper kahramanlara bırakma alışkanlığı varsa diğer tarafında uluslararası alanda beğenilme, yüceltilme arzusu durmaktadır.

 

İngiliz basını Arda’yı öve öve bitiremedi”, “İspanyollar Arda’yı konuşuyor”, “Ancelotti Arda’ya sarıldı”, “Arda Ronaldo ile bakıştı” türünden haber başlıklarının hepsinde kontrolsüz, bu açıdan sırıtan bir “yabancıya kendini beğendirme” çabası olduğu açık.

 

Burada standartları belirleyen “yabancı”lardır. Biz onların gözüne girmeliyiz, beğenilmeliyiz. Peki ulusal gurur ne zaman devreye girer? Beğenilmezsek!

 

Türkiye’nin Messi’si deniyormuş Arda için… Daha önce Türkiye’de topçulara Maradona, Kempes, Pele gibi lakaplar çok takıldı. Düşünelim bakalım, burada bir övgü mü var yoksa derin bir güvensizlik mi?

 

Arda’nın Real Madrid’de fazla süre almaması nedeniyle tanık olduğumuz tepkiler de böyle değil mi? Arda çok yetenekli, onu seyretmesi çok keyifli. Tamam da, piyasanın oyuncağı haline gelen futbol sektörünün zirvesinde duran Real Madrid şirketinde yeteneksiz oyuncu mu var? İstediği futbolcuyu satın alan, muazzam kaynaklara sahip Futbol Akademisi’nden her yıl onca yeni oyuncu mezun eden bir takımdan söz ediyoruz. Arda iyi ama Real Madrid’de herkes fazlasıyla iyi.

 

Takımın menajeri Ancelotti Arda için “büyük futbolcu” deyince akan sular duruyor, yedekte tutunca, hain, zorba, futboldan anlamayan ihtiyar… “Türklere düşman” dendiğine bile rastladım.

 

Özetle, Türkiye’de oldukça geniş bir kesim aşırı kibir ile aşırı öz güven eksikliği arasında salınıyor ve bu toplumsal hayatın bütün alanlarında kendini hissettiriyor.

 

O diğer alanlara geçmeden bir yanlış anlama olasılığını gidermek istiyorum. Futbolda ilahlar yaratmak, sonra onları yerden yere vurmak, takım oyununu değil bireysel yeteneği ısrarla öne çıkarmak genel bir eğilim, yalnızca Türkiye’ye özgü değil. Bu “ilah”lardan biri olan Portekizli Ronaldo’nun Türkiye maçında kendisinin de rahatlıkla gole çevirebileceği bir pozisyonda daha uygun durumdaki arkadaşı Fernandez’e pas atmasını Ronaldo’nun çaptan düştüğünün kanıtı olarak gösteren “ciddi”, bir yazı okudum İngiliz basınında. Yani diyor ki, Ronaldo bireycilikten uzak duruyorsa, o zaman işi bitiyor demektir.

 

Yaşı nedeniyle gerileyecek elbette ama takım arkadaşına gol atması için pas atmasından bu sonucu çıkarmak…

 

Futbol dünyasını işte bu ideolojik kuşatma şekillendiriyor. Arkasında paranın kiri var elbette…

 

Türkiye’de ise bu genel tablonun üzerine başka şeylerin de eklendiğini söyleyebiliriz.

 

İmparatorluk mirasından, sonrasında emperyalist ülkelerin hoyratça muamelesinden filan söz edip uzatmak mümkün ama o kadarına şu anda gerek yok.

 

Türkiye’de toplumda aşırı kibir ve özgüven eksikliği arasındaki salınımı girecek olan biricik olgu Türkiye toplumunun emekçi karakterli bir silkiniş yaşamasıdır. Tersinden de söyleyeyim, toplumsal dokuda bu ruh hali kırılmadığı sürece, memleketin kurtulması olanaksızdır. Bu durum devrimci mücadeleye ideolojik alanda tarihsel bir müdahale sorumluluğu yüklemektedir.

 

Takım olmak, ekip olmak; bireysel değil birlikte kurtuluşu, toplumsal kurtuluşu hedefleyen bir mücadelenin ürünü olabilir geniş yığınlar söz konusu olduğunda. Dahası dincilik, milliyetçilik ve kozmopolitizme talim edildikçe “dış dünya” ile ilişkilerde toplumun arıza çıkarmaması mümkün değildir. Bu ideolojiler ve türevlerinden sağlıklı bir duruş bekleyemeyiz. Laisizm, yurtseverlik, kamuculuk ve enternasyonalizm yalnız Arda ve diğerlerini değil bütün toplumu özgürleştirecek ve dış dünya karşısında rahatlatacaktır.

 

Örnek olsun, Fatih Terim gibilerle değil de Nâzım Hikmet ya da Aziz Nesin gibilerle anılan bir ülkede insanlar “ah bizi bir beğensinler” baskısı ile hareket etmez, değerler sistemini tamamen boşa çıkaracak serüvenlerin peşine takılmazlar.

 

Gezi Direnişi bu bakımdan da çok değerliydi; halkın “halk” gibi davrandığı, birlikte hareket ettiği, özgüvene kavuştuğu, takım olmayı öğrendiği bir büyük direniş.

 

Ve birkaç liberalin “Arap Baharı” “Occupy İstanbul” gibi benzetmeler yapmasını bir kenara koyarsak, son derece özgündü Gezi. Bu anlamda yerli ve evrenseldi.

 

Bu bir futbol yazısı değildi. Bu bir Arda yazısı da değildi. Bu geçtiğimiz günlerde birkaç saatimi seve seve ayırdığım bir uluslararası spor organizasyonunu araç olarak kullanan bir yazıydı.

 

Ne acımasız bir dünya… Her şeyi kirleten, çürüten bir toplumsal düzen, oynanası ve seyredilesi bir oyunu da kendine benzetti.

 

Bu anlamda önce başlığı değiştirmek gerekiyor: İnsanlığa yazık…

 

Sonra da dünyayı değiştirme görevine daha sıkı sarılmak…



Almanya'da İstanbul için tarihi imza

Şampiyon Takım Kupasını Nigel Hayes-Davis’ten Aldı

Derbi maçı öncesi uzmanı uyardı!

Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin masa tenisi sporcusundan üstün başarı

Galatasaray zoru başarabilecek mi? Fenerbahçe tura çok yakın

“Bu istikrarsızlık benim kabahatim mi?”

Otonom Araçlarda Sınırları Zorlayan Yarışlar Başlıyor!

Türk sporcular 9. Dünya Yoga Şampiyonası’nda tarih yazdı

Dakar Rallisi’nde 9. Gün Sona Erdi

Üsküdar'a Umuda Pedal çevirdiler | Yağmur fırtına durdurmadı

İGA'da aracını park eden Zafer Algöz, ücrete isyan etti

Uyuşturucu iddiası | Polat çifti avukatından açıklama

İsmail Türüt | Onlar gibi şarkı yapsam köprüden atlar intihar ederim

Üsküdar'da Sevgi Pazarı kuruluyor

Göknur Sevgililer Günü için söyleyecek

Beste Acar'ın telefonundan çıkan böceğin sırrı!

Mahmut Tuncer'in Kayınvalidesi Yüksel Özsoy hayatını kaybetti

Kız Kardeşim Projesi Yeni Yıldızlarını Arıyor

Seydi Taş | Eğlence modeli değişmeli

Türk modacı Recep Demiray, Londra Fashion Week'te

Arıkan: Lükse, şatafata var, emekliye gelince yok!

Yeni infaz düzenlemesi ile teröristler af mı edilecek?

Osman Gökçek'in 'iftar' iftirasına sert tepki

Erdoğan'a oy verdim diyen İYİ Partiyi vekil CHP'ye katılacak

Ahmet Zeki Üçok, Meral Akşener'i suçladı

Ümit Özdağ, Muharrem İnce ile mesaj yolladı

Şanlıurfalı vatandaş eşine dayak atma özgürlüğü istedi

Prof. Dr. Ümit Özdağ cezaevinden seslendi

Dervişoğlu'ndan sert mesaj: 'Hedef Cumhuriyet ve Türklük'

Zafer Partisi'nden 'Ümit Özdağ' çağrısı

Kişisel Verilerimizi Korumak Geleceğimizi Korumaktır

TEKNOFEST 2025’te Yepyeni Bir Yarışma

İşten çıkarılmadınız, dolandırıldınız!

Geleceğin Sağlık Çözümleri TEKNOFEST Gençleri Tarafından Şekillenecek!

TECH İstanbul dijital dönüşümün zirvesinde

Sarsılmaz, Enforce Tac ve IWA’da fark yaratıyor

TEKNOFEST Robolig Yarışmasına Başvuru İçin Son 8 Gün!

Sahte iş teklifleriyle tuzak kuruyorlar Serbest çalışan yazılımcılar hedefte

Excalibur Gaming Bilgisayarlarda Maksimum Soğutma

Akıllı duman dedektörleriyle erken uyarı, hızlı müdahale

Sağlıklı iftar sofrası için 10 öneri

Çocuklarımızı gerçekten organik besliyor muyuz?

Ramazan boyunca diş sağlığına dikkat

Görmenin sessiz hırsızı glokom

Gebelikte görülen kansızlığın belirtileri

Kadınlarda tükenmişlik, erkeklerde duyarsızlık

İlaç üretiminde alarm zilleri çalıyor

Ramazan boyunca sağlıklı beslenmenin önemi

Göz damlası oruç bozmaz

Tüm bağımlılıkların temelinde dopamin yatıyor!

İstanbul'da bütün inanç grupları İBB iftar sofrasında buluştu

Sağlıklı iftar sofrası için 10 öneri

Çocuklarımızı gerçekten organik besliyor muyuz?

Ramazan boyunca diş sağlığına dikkat

Emekliden bayram ikramiyesi zammına sert tepki

Görmenin sessiz hırsızı glokom

Arıkan: Lükse, şatafata var, emekliye gelince yok!

Suriye'de Kürt devleti hayal oldu | SDG, Şam'a katıldı

Gebelikte görülen kansızlığın belirtileri

Geri dönüştürülmüş lastikler yeşil ekonomiyi büyütüyor

Kadınlarda tükenmişlik, erkeklerde duyarsızlık

Yeni infaz düzenlemesi ile teröristler af mı edilecek?

TAV’ın dört havalimanına hizmet kalitesi ödülü

İstanbul'da Şubat ayında portakal ve domates zirvede

Bulaşıcı hastalık taşıyan kaçaklar sahte kimlikle yakalandı

Camiden çıkarılan kedi ve yavruları koruma altında

İGA'da aracını park eden Zafer Algöz, ücrete isyan etti

Kişisel Verilerimizi Korumak Geleceğimizi Korumaktır

Büyü ile korkuttuğu genç kadını intihara sürüklemiş

İlaç üretiminde alarm zilleri çalıyor

EİB, Kadınların Gücüne Güç Katıyor

Halk ucuz et için sabaha karşı kuyruğa giriyor

Çayırhan Termik Santrali, 8 kat ucuza gitti

AKP, Vedat Milör'ün Halk Lokanta ziyaretine soruşturma açtı

TMSF yönetimindeki Maydonoz Döner yeni şubeler açıyor

Ramazan boyunca sağlıklı beslenmenin önemi

Zabıta ekiplerinden fırınlara Ramazan pidesi denetimi

İmamoğlu, İstanbu'da muhtarlara seslendi | Böyle particilik batsın

Osman Gökçek'in 'iftar' iftirasına sert tepki

Kafelere de taksimetre geliyor | Oturma paralı olacak

Yükleniyor