• BIST 100

    9031,82%-2,18
  • DOLAR

    34,47% 0,05
  • EURO

    36,46% 0,33
  • GRAM ALTIN

    2945,19% 0,35
  • Ç. ALTIN

    4929,17% 0,00

Tarlada Üretim, Pazarda Alım Zorlaşıyor

İklim krizi ve artan maliyetler nedeniyle tarımsal üretimde kriz giderek derinleşiyor. Üretim maliyetleri karşılanmayan ürünler tarlada kalıyor.

Ekonomi 6.11.2024 09:19:00 0
Tarlada Üretim, Pazarda Alım Zorlaşıyor

Tarlada Üretim, Pazarda Alım Zorlaşıyor

 Kuraklık ve ve düzensiz yağışlar, ürün kayıplarını artırıyor. Tüketiciye yansıyan yüksek fiyatlar gıdaya erişimi engelliyor. Tarımın sürdürülebilirliği ve gıda güvencesi için acil ve bütüncül çözümler gerekiyor.

2024 yazı, Türkiye'de çiftçilerin ve tarım sektörünün karşılaştığı zorlukları daha görünür hale getirdi. Ülkenin dört bir yanında çiftçiler eylemlerle seslerini duyurmaya çalıştı; 

Malatya’da kayısı üreticileri, Balıkesir’de domates yetiştiricileri, Tekirdağ’da ayçiçeği üreticileri, Kahramanmaraş’ta biber ve domates üreticileri maliyetlerin altında kalan fiyatlar nedeniyle traktörleriyle yolları kapattı ve eylemlerle seslerini duyurmaya çalıştı. Çukurova’da su kaynaklarının tükenmesi sonucu çiftçilere resmi yazı gönderilerek, güzlük ekim yapmamaları söylendi. Öte yandan, tarım ürünlerinin çiftçi elindeki fiyatıyla marketteki fiyatı arasında uçurum derinleşti: Geçen sonbaharda dalında limonun kilosuna 1 lira bile verilmediği için üreticiler ağaçlarını kepçeyle sökerken, yaz aylarında manavda, markette limonun kilosu 100 lirayı buldu.

Yaşanan sorunlarla birlikte çiftçi sayısı azalıyor, tarımsal üretim yapılan alanlar günden güne daralıyor. 2011’de tarım sektörü, toplam istihdamın yüzde 24,8’ini oluştururken bu oran 2024 Haziran ayında %14,7'ye düştü. Toplam istihdam 2011’den bu yana 9 milyon artarken tarım sektöründe çalışanların sayısı 1 milyon kişi azalarak 4 milyon 801 bine geriledi. 2002’de 26 milyon 579 bin hektar olan tarım alanları, 2010’da 24 milyon 394 bine, 2023’te ise 23 milyon 971 bin hektara düştü.

Nüfus giderek artarken tarımdaki istihdamın ve tarımsal üretim alanlarının azalması gıda güvencesi sorununun giderek derinleşmesine neden oluyor. Tarım ekonomisti Dr. Fatih Özden “kalkınmacı bakış açısına göre, ülkelerin ekonomik gelişimine bağlı olarak tarımda çalışan nüfusun azalması beklenen bir durum olarak kabul edilse de tarihsel sürece bakıldığında ekonomik gelişmeyle ilerleyen bu sürecin çoğu zaman zora dayalı, sosyal-ekonomik acılar, sıkıntılar eşliğinde yaşandığını” ifade ediyor.

Dr. Özden, kentleşme ve başta enerji olmak üzere sanayi yatırımları gibi gerekçelerle tarım arazilerinin  kamulaştırma, hatta son zamanlarda acele kamulaştırma kararlarıyla veya deprem bölgesinden sık sık gözlemlenen rezerv alan ilanlarıyla tarım dışına çıkarıldığını belirtiyor ve ekliyor:

“2013’te uygulanmaya başlanan Büyükşehir Kanunu ile köylerin mahalle olması tarım arazileri üzerindeki rant baskısını artırdı. Tarım arazilerinin arsaya dönüştürülmesinin kolaylaşması nedeniyle arazi fiyatlarında dramatik artışlar yaşanıyor. Bu durum birçok çiftçiyi ister istemez, tarımdan on yıllarca emeği karşılığında elde edemeyeceği geliri, arazi satışından el etmeye yöneltiyor. Tüm bunların sonucunda Türkiye 2002’den bu yana 2,6 milyon hektar tarım arazisini kaybetti ve kaybetmeye devam ediyor. Nicelik olarak yaşanan bu kaybın yanında, aşırı kimyasal kullanımına dayalı endüstriyel tarım pratiklerine bağlı olarak tarım arazilerinde nitelik kaybı da yaşanıyor. Örneğin Türkiye’de kullanılan toplam pestisitin yaklaşık yarısı tarımsal üretim faaliyetlerinin en yoğun yapıldığı 10 ilde kullanılıyor. İklim değişiklikleri, erozyon gibi faktörleri de dahil ettiğimizde tarım arazilerinin kaybına yönelik tablo daha da kararıyor.”

Çiftçi maliyetleri karşılayamıyor

Arazi kayıplarının yanı sıra çiftçi eylemlerinin de sebebini oluşturan enflasyon artışı hem üreticiler için hem de tüketiciler için durumun sürdürülemez olduğunu ortaya koyuyor. Tohum, gübre, akaryakıt gibi temel girdilerin maliyetleri sürekli artarken, çiftçinin elde ettiği kazanç bu maliyetleri karşılayamıyor. Bu nedenle çiftçi toprağına küsmeye başlıyor ve sonunda tarımdan vazgeçiyor!

Aracıların da etkisiyle yükselen fiyatlar tüketicilerin mağdur olmasına neden oluyor. Dr. Fatih Özden’e göre, çiftçilerin maliyetlerini karşılamayan alım fiyatları ve sonucunda çiftçinin zarar etmesinin nedenlerinin başında, “ürün fiyatlarının maliyetle bağının koparılması ve fiyatlandırmanın daha çok dünya fiyatları üzerinden belirlenmesi” geliyor. Bu durum, Türkiye için önümüzdeki yıllarda bir gıda krizinin habercisi olabilir.

Dr. Fatih Özden çiftçilerin tarım dışına çıkması sonucunda günümüzde bu boşluğu şirketlerin doldurmaya başladığını söylüyor: “Özellikle 90’lı yılların sonuna kadar girdi temini veya ürün işleme aşamasında tarıma eklemlenen sermayenin, artık üretim süreçlerine doğrudan girdiğini veya sözleşmeli tarım gibi uygulamalarla dolaylı olarak müdahil olduğunu görüyoruz. Ancak tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de gıda güvencesinin teminatı, geleneksel olarak bu işi ailelerinden devralan çiftçilerdir ve bu çiftçilerin şirketlerle böyle bir rekabet ortamına sokulması adil değildir.”

İklim krizi, gıda krizini derinleştiriyor

Çiftçilerin üretime devam etmesi yönündeki zorluklardan bir diğeri ise iklim krizi. İklim krizinin Türkiye’de sebep olduğu olumsuzlukların başında kuraklık geliyor. Bu yaz, Türkiye’nin en verimli ovalarından Çukurova’da su azaldığı için Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği köy muhtarlıklarına ve ilgili birimlere yazı göndererek güzlük ekim yapılmamasını, yapılırsa su verilemeyeceğini bildirdi.

Kuraklıkla birlikte düzensiz ve aşırı yağışlar da tarımsal üretimi olumsuz etkiliyor. Özellikle düzensiz yağışlar ve ani sıcaklık dalgalanmaları üretimde kayıplara neden oluyor. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği ve Köy-Koop İzmir'in birlikte yürüttüğü İklim Dostu Çiftlikler projesi kapsamında yapılan analizler, mevsimsel dalgalanmaların ciddi ürün kayıplarına neden olduğunu, özellikle kış aylarının normalden sıcak geçmesi nedeniyle tarım alanlarında zararlılarda artış yaşandığını ortaya koyuyor. Proje danışmanlarından Arzu Balkuv, “Zararlılarla başa çıkmak giderek zorlaşıyor, güvelerin üç gün içinde tüm domatesleri yok edebildiğini görüyoruz” diyor. Organik tarım üreticisi Şaban Burhan da kar yağışındaki azalmanın kuraklık başta olmak üzere olumsuz etkilerine vurgu yaparak Karacabey ovasında konvansiyonel domates üreticilerinin normalde 10-18 ton ürün alırken bu yaz 5-6 tonda kaldıklarını söylüyor.

Çözüm: Agroekolojik yöntemlere geçiş

Var olan sorunlara çözüm üretmek için ekonomik, ekolojik ve sosyal politikaların bütüncül bir yaklaşımla yeniden değerlendirilmesi gerekiyor. İklim dostu tarım politikaları, agroekolojik üretim, yerel üretim ve tüketim modelleri, çiftçilerin örgütlenmesi, dayanışma ekonomileri ve toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı yaklaşımlar, tarımın sürdürülebilirliğini sağlamak için hayata geçirilmeli.

İklim değişikliğine uyum sağlayabilmek için doğayla uyumlu tarım yöntemleri kritik bir rol oynuyor. Kuraklığa, hastalıklara, değişen iklim koşullarına daha dirençli tarımsal üretim için agroekolojik, onarıcı yöntemlere geçiş yapılması gerekiyor.

Onarıcı tarım yöntemleri toprağın zenginleşmesini, su tutma kapasitesinin artmasını, dolayısıyla bitkilerin kuraklığa, hastalık ve zararlılara karşı dirençli olmasını sağlıyor. Girdilerin azalması maliyetleri düşürüyor, bu da çiftçilerin gelirine yansıyor. Yerel üretici pazarları, gıda toplulukları, tüketici kooperatifleri, Topluluk Destekli Tarım yöntemleri hem çiftçinin pazara ulaşmasını hem de tüketicilerin sağlıklı gıdaya erişimini kolaylaştırıyor. Çiftçilere onarıcı tarım eğitimleri ve ürünlerini pazarlama desteği vererek ekolojik, sağlıklı, adil ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını yaygınlaştırmamız gerekiyor.

Şirketler yerine odağına küçük çiftçileri, kır emekçilerini ve tüketicileri alan, onları tarım-gıda sisteminin kontrol süreçlerine doğrudan dahil eden yerel üretim ve tüketim modelleri acilen hayata geçirilmeli.

Tarım arazileri hem nicelik hem nitelik olarak korunmalı. Bu arazilerde adil bir mülkiyet ilişkisi inşa edilmeli. Toprağı cansız ve erozyona hazır hale getiren kimyasallar yerine doğa dostu, onarıcı agroekolojik üretim yöntemlerine geçilerek tarım alanlarının nitelik olarak korunması gerekiyor.

Buğday Derneği olarak Türkiye’nin dört bir yanında oluşturduğumuz sistemler, modeller ve yürüttüğümüz projelerle çiftçilere sürdürülebilir, onarıcı tarım yöntemleri konusunda eğitimler veriyor, ürünlerine pazar bulmaları için modeller oluşturuyor, sağlıklı üretimin sürmesinin ancak üretici-tüketici bağının kurulmasıyla mümkün olacağı bilinciyle “türetici” eğitimleri gerçekleştiriyor ve ekolojik çiftlik ziyaretleri programını yürütüyoruz.

 


Palandöken'den yasa dışı tütün uyarısı | Yıllık 100 milyarlık kayıp var

Plastik sektörü gümrük düzenlemesine tepkili

Maya Perest'den ilk türkü yorumu: Karanfil Eker Misin

İhbara giden polise silahlı saldırı, 3 yaralı var

Altın kaçakçılığına isimleri karışmıştı | MHP'de istifa

Çayırhan'da 900 maden işçisi kendini madene kapattı

Edebiyat dünyasının iki usta ismi Pera Müzesi’nde buluşuyor

Okul çıkışı veliler çocuklarını ışıkla arıyor

Göz hastalıkları tedavisinde öne çıkması beklenen 10 gelişme

İstanbul 2036 olimpiyatları için güç birliği

Gülüşünüzü Etkileyen Gizli Tehdit: Diş Gelişim Bozuklukları

Yalova, Hatay mutfağı ile tanıştı

23. Growtech,Antalya yarın başlıyor

Kuruyemişler Kalp ve Damar Sağlığını Koruyor

Artois’in 3’ncü yılı kutlaması İstanbul sosyetesini buluşturdu

Göz rengi değiştirme ameliyatı yaygınlaşıyor

Yenidoğan Çetesi hakim karşısında | Bebek katilleri yargılanıyor

Ormanlar RES, Meralar GES'lere feda ediliyor

Okul öncesi eğitimde oyun tabanlı öğrenme trendi

Martı Otel İşletmeleri net karını yüzde 214 artırdı

Zeytin Hasadı Şenliğinde ENBE Orkestrası Rüzgarı

Sarsılmlaz, IDEAS 2024’te Türkiye'nin savunma gücünü tanıtacak

Diyabete karşı üniversiteli gençlerden 'Kültürle beslenin' çağrısı

İsrail Cumhurbaşkanı'nın geçişine izin verilmedi

Muazzez İlmiye Çığ 110 yaşında hayatını kaybetti

3. İstanbul Kariyer Fuarı, iş arayanların akınına uğradı

Dünya'nın gözde cenneti Assos'ta ağaç katliamı

İyilik iyileştiriyor | İyilik yapan, iyilik görenden daha mutlu oluyor!

10. Milas Zeytin Hasat Şenliği başladı

Sigorta sektörü çoklu krizlere karşı yeni önlemler arayışında

Yükleniyor

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 11 10 0 1 21 31
2.Fenerbahçe 11 8 1 2 18 26
3.Samsunspor 12 8 3 1 11 25
4.Eyüpspor 12 6 2 4 7 22
5.Beşiktaş 11 6 2 3 9 21
6.Göztepe 11 5 3 3 6 18
7.Sivasspor 12 5 5 2 -3 17
8.İstanbul Başakşehir 11 4 3 4 3 16
9.Kasımpaşa 12 3 4 5 -3 14
10.Konyaspor 12 4 6 2 -6 14
11.Antalyaspor 12 4 6 2 -9 14
12.Rizespor 11 4 6 1 -9 13
13.Trabzonspor 11 2 3 6 -2 12
14.Gazişehir Gaziantep 11 3 5 3 -3 12
15.Kayserispor 11 2 3 6 -5 12
16.Bodrum FK 12 3 7 2 -6 11
17.Alanyaspor 11 2 5 4 -5 10
18.Hatayspor 11 1 7 3 -8 6
19.Adana Demirspor 11 0 9 2 -16 2

YAZARLAR