Son günlerin en sıcak konu başlıklarından birini; “Memura verilen toplu sözleşme parasının AYM tarafından iptal edilme hususu” oluşturuyor. SAHİM-SEN Başkanı Özlem Akarken, “Memura verilen toplu sözleşme parası AYM tarafından iptal edildi' yanıltıcılığı hakkında oluşturulan çarpıtma haberleri hayretle izliyoruz. İktidarı destekleyen yayın organlarının hepsinde aynı söylemler dönüp duruyor. Siyaset üstü olması gereken başta sayın bakanımız ve sendika başkanları da bu manipülatif haberlerin oyuncağı konumuna düşmüşlerdir” dedi.
Memura verilen toplu sözleşme parasının Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından iptali konusu sendikaları karşı karşıya getirdi. Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) Başkanı Özlem Akarken, 'Memura verilen toplu sözleşme parası AYM tarafından iptal edildi yanıltıcılığı hakkında oluşturulan çarpıtma haberleri hayretle izliyoruz. İktidarı destekleyen yayın organlarının hepsinde aynı söylemler dönüp duruyor. Başta siyaset üstü siyaset yapması gereken sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve memurun hakkını koruyamayan toplu sözleşme masasına oturan sendika başkanları 'AYM iki milyonu aşkın memura verilen aylık 345 TL’lik toplu sözleşme primini iptal etti' diyorlar. Yetkili sendika başkanı birçok sosyal olayda sesini çıkartmazken bu olayla ilgili gürül gürül konuşuyor. Siyaset üstü siyaset yapması gereken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı sayın Vedat Işıkhan, AYM’yi sendikalara ve çalışanların emeğine haksızlık yapmakla suçluyor. Muhalefetin de emek karşıtlığı yaptığını söylüyorlar. Bu olayda kamuoyu istenirse nasıl yanıltılabiliyor, bunu gördük görüyoruz” dedi.
Yaşanan bu son gelişmelerle ilgili başta merkez medya olmak üzere yandaş sendikaların manipülasyon yaptığına işaret eden SAHİM-SEN Başkanı Akarken, “Olay çok sulandırıldı. Olayla alakalı yanlı ve yanlış birçok haber yazıldı çizildi ve beyinler sulandırılmaya çalışıldı. Olayın aslı şöyle: “İki sendika konfederasyonunun isteği doğrultusunda çalışma ve sosyal güvenlik bakanının da gayretiyle TBMM’de bir torba kanun çıkartıldı. Torba kanunu biliyorsunuz. Birçok kanunda birlikte bazı değişiklikler yapmaya torba kanun deniyor. Bunun yararı, üç-beş-on kanunun bazı maddelerinde değişiklik yapıp geçiriyorsunuz. İşte bu torba kanunda sendikalı memurlara verilen toplu sözleşme pirimi sadece %2 barajını geçenlere verilecek. Barajın altında kalan sendikalara verilmeyecek şeklindeydi. Yani, aynı kurumda aynı görevi yapan üç memurdan sendikasız olan memur hiç alamayacak. Sendikalı olup baraj altında kalan sendikalı memur bir miktar alacak. Baraj üstünde olan (üç beş sendika) kepçeyle alacak. Kepçe dediğin ayda 345 TL fazla. Sendika aidatı maaşın binde dördü ile binde sekiz arası. Bu yasadan yararlanacak olan üç konfederasyona bağlı sendika üyesi 2 milyona yakın memur. Sendikalı olamayan ya da sendikasız kamu çalışanı da alamıyor. Devletin kasasından yetimin hakkı dağıtılıyor hukuksuzca…” yorumunu kullandı.
SAHİM-SEN Başkanı Akarken son olarak şu bilgileri verdi: “Bu kanunun bizzat kendisi haksızlıktı. Memuru memura düşman eden bir kanun oluşturuldu. ILO Türkiye temsilciliği bile sessiz kaldı. Bu konuda uyardığımız iktidar mensubu birçok etkili milletvekili bizi dinler gibi yapıp dinlememiştir. İşte yanlış hesap Anayasa Mahkemesi’nden döndü. Bizler bu kanunu biliyorduk, bunun yanlışlığını ve haksızlığını da biliyorduk. Parlamentodaki parmakların hangi manipülasyonlarla kalktığını da biliyorduk. Ve iptal eden AYM hukuki bir karar vermiştir. Bir muhalefet şerhine karşı diğer tüm üyeler iptalinden yana olmuşlardır. CHP de kanunun iptali için gerekeni yapmıştır. Başvuru metnini hazırlayan değerli Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu’na da teşekkür ediyoruz. Bağımsız sendikalardan oluşan Kamu Sendikalar Platformu bu konuda harıl harıl çalıştı. İki konfederasyon komisyondaki iktidar partilerinin temsilcilerini markaja alırken, bu bağımsız sendikalar da olayın yanlışlığını herkese anlatmaya çalıştılar. Herkes ulaşabildiğine derdini anlattı.
Yanlış karar AYM’den dönmüştür. Bu kanunun arkasında duranlar şu anda üyeme nasıl anlatırım, bağımsız sendikaları nasıl zarara uğratırım derdine düşmüştür. Hala iptal edilen kanunu savunan ve bunun için yanıltıcı haber yapan, yanıltıcı söylemler içine girenleri kınıyorum. Bu iptal kararı için destek veren tüm sendikalara ve siyasilere teşekkür ediyorum. Üyesini yanıltan hak mücadelesinde günü kurtarmaya çalışan sendikalar bir kez daha hukuk önünde kaybetti. Bağımsız sendikalar bir kez daha hukuk önünde kazandı. Her daim her zaman, Hak-Hukuk-Adalet-Liyakat demeye devam edeceğiz. Bizler emeğe emekçiye saygı diyoruz. Bugün anayasal hakları gasp edenlerin bir gün anayasaya adil yargılanmaya ihtiyacı olabilir. Basın açıklaması süresince Anayasa Mahkemesi kararına “garabet, çarpık, hukuksuz” diyenler “böyle memleket, böyle Anayasa Mahkemesi mi olur” diyebiliyor. Yazık… Onlara göre:
- Hukuk olmaz!
- Adalet olmaz!
- Demokrasi olmaz!
- Özgürlük olmaz!
- Eşitlik olmaz!
- Anayasa Mahkemesi olmaz!
Bizler SAHİM-SEN ailesi ve üyesi olduğumuz Kamu Sendikalar Platformu olarak yetkinin hukukunu değil; haklının hukukunu gözeten, bir koçbaşı gibi hukuksuzluklara karşı tek başına direnen, gücünü de özünü de kararlarını da tamamen bağımsız şekilde Anayasadan alan almaya da devam eden sendikalar olacağız.
Dün yüzde birler ikiler bugün dile getirilen dayanışma aidatı Anayasa Mahkemesi’ni yok saymalar hukuk devletlerinde olmayacak teamüllerdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi; “Gaflet dalalet hatta hıyanet içinde olabilirsiniz ama bu vatan bizim her daim hak hukuk adalet liyakat olacak.”
