9724,50%-0,42
35,19% 0,30
36,73% 0,92
2968,28% 1,32
4806,92% 0,71
1.5 yıldır yanlış teşhis ve tedaviler yüzünden kalp kapakçığının üzerinde 1 santimlik tümörle ve her an felç kalma riskiyle yaşayan Melek Gençel, doğru teşhis konulduktan 2 gün sonra ameliyat oldu. Tümör, yapışık olduğu kalp kap
İstanbul Mecidiyeköy’de yaşayan 40 yaşındaki Melek Gençel, 16 yıldır sağlık sektöründe çalışıyor. Bir buçuk sene önce çarpıntı, nefes darlığı, yorgunluk şikayetleri vardı, kan tahlilleri, eko testleri yapıldı. Kendisine hafif bir üfürüm olduğu söylendi. Gittiği hekimler önce gizli şeker tanısı koydu, sonrasında ise panik atak olabileceği söylendi. Ciddi çarpıntısı vardı. Çarpıntı ilaçları da yan etkiler yapınca panik atak teşhisi konuldu ve çok ağır psikiyatrik ilaçları kullanmaya başladı. Doktor doktor dolaşıyordu ancak onca ilaca rağmen çarpıntıları geçmiyordu. Üstelik ani terlemeler, bayılmalar, kalp krizi geçiriyormuş hissi de hayatını altüst ediyordu. Bu sıkıntıları yaşadığı sırada çalıştığı hastaneye yeni gelen kardiyoloji uzmanı, eko yapıp kendisine bakmak istedi. Endoskopik eko yöntemiyle midenin arkasından kalbi görerek doğu tanının konulmasını sağladı. Teşhis: Çok çok nadir görülen aort kapağının üzerinde tümördü (fibroblastoma).
Teşhisi koyan kardiyoloji uzmanı, sonuçları hemen Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Barış Çaynak’a önce whatsapp’tan yazdı. Sonrasında ise cerrahı evine giderken yoldan döndürüp hastasını gösterdi. Prof. Dr. Barış Çaynak, ‘Hemen ameliyat’ dedi. Melek Gençel, hiç sorgulamadan ameliyatı kabul etti. Eğer hemen ameliyat olmasaydı patlamaya hazır ayaklı bir bomba gibi yaşıyordu. Salı günü teşhis konuldu, Cuma günü ise acil ameliyat oldu. Çünkü bu tümörün beyne atıp felç yapma riski vardı.
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Barış Çaynak, 1.5 yıl boyunca pek çok doktora gitmiş, yanlış teşhisler, yanlış ilaçlar kullanmış hastası Melek Gençel’in ameliyatını şu sözlerle anlattı: “Kaynaklar, ‘Aort kapağının üzerinde bulunan fibroblastomayı alın’ diyor. Biz ameliyathanede de eko kullanıyoruz. Ameliyattan çıkmadan önce kapak normal görünür ama biz kalp dururken ameliyatı yapıyoruz. Kontrol edebilmek için ameliyattan sonra kapağın normal çalışmasını bekliyoruz. Burada iki önemli detay var: Bir tanesi tümörü parçalamadan olduğu yerden tamamen temizleyip almak ki tümör bir santimin üzerinde idi, risk yüksekti, tek parça halinde de değildi; ikincisi de bunu yaparken yapışık olduğu kalp kapakçığına zarar vermemek. Eğer kalp kapağında da bir sorun olsaydı değiştirirdik ama sağlam bir kalp kapağına zarar verip de yerine kapak takmak istemeyiz. Her iki korkulan da olmadı. Parça kopmadan tümörü tamamen temizledik ve bunu yaparken kapak hasar almadı. Üstelik bunların hepsini 5-6 santimlik yerden kapalı (göğüs kafesi açılmadan, kemik kesilmeden, kaburgaların arasından) tümör ameliyatı şeklinde yaptık. Ameliyat dört saat sürdü. 4 gün sonra da hastamız taburcu oldu. Üstelik bu tümör tek parça halinde de değildi, küçük parçacıklar halindeydi. Şükür ki bunca kaybedilen zamanda çok genç olan hastamızın beynine buradan kopan parça atmadı ve felç olmadı. Herhangi bir radyoterapi veya kemoterapi görmeyecek. Önce altı ayda bir, sonrasında da yılda bir kontrollerine gelecek. Milyonda bir olan bir ameliyattı. Makalemizi yazdık, literatüre gireceğiz.”