Bingöl'de şehit yakınıyla girdiği diyalog sırasında küfür ettiği için partisinden istifa eden İYİ Parti'den istifa eden Lütfi Türkkan'a tepkiler devam ederken, bir dönem şehit yakınlarını sözlerinden dolayı yargı önüne çıkaran, işinden atan AKP'li yöneticilere yakın tarih hatırlatması geldi.
İstanbul Şehit Anaları Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Pakize Alp Akbaba, İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ı kınarken, iktidarı da samimi olmaya çağırdı. Akbaba, 'E siz şehit ailesine ‘kelle’ dediniz. O yetmiyor, bir de şehit babasını hapse attırdınız. Şehit anasını yargıladınız. Şehit bacısına hakaret ettiniz. Yani hakareti yapan da siz, savunan da siz. Biz sizin neyinize güveneceğiz? Madem o kadar şehitleri baş tacı yapıyordunuz o kadar destek veriyordunuz, niye beni 4 yıl hapisle yargılıyordunuz? Bolu Beyi olsanız ben de Köroğlu olup karşınıza çıkacağım' dedi.
#PakizeAna ;
— Levent Özeren (@lvntozrn) November 8, 2021
'Sizden korkmuyorum.' pic.twitter.com/SIcwQ5TadL
İstanbul Şehit Anaları Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Pakize Alp Akbaba, İYİ Parti milletvekili Lütfü Türkkan’ın, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Bingöl ziyareti sırasında Akşener’i protesto eden bir vatandaş ile tartışması ve sarf ettiği hakaret içerikli sözleri nedeniyle gelen tepkiler hakkında açıklama yaptı.
'Küfreden milletvekilini kınıyorum. Yapmaması lazımdı. Bir milletvekiline asla yakışmaz' diyen Akbaba, ancak karşısındaki kişinin de küfrettiğine dikkat çekerek, 'O da küfretmeseydi. Şimdi o küfredeni İYİ Parti milletvekiline karşı çıkmış diye el üstü, baş tacı yapacaksınız. Öbür tarafta şehitleri yerle bir edeceksiniz, bu olmaz' diye konuştu.
Şehit annesi Pakize Alp Akbaba şöyle konuştu:
MADEM ŞEHİTLERİ BAŞ TACI YAPIYORDUNUZ, BENİ NEDEN DÖRT YILLA YARGILADINIZ
: Sesimi duyurmak istiyorum. Önce bu küfreden milletvekilini kınıyorum. Yapmaması lazımdı. Bir milletvekiline asla yakışmaz. Tamam şehit kardeşi küfretmiş ama onu, ona bırakacaktın. Sen onun seviyesine inmeyecektin. Kesinlikle karşıyım bu gibi şeylere. Fakat beni burada üzen başka şey var. Şimdi şehidin kardeşine sahip çıkanlar var. İşte 'Başımızın tacı' diyenler var. Niçin böyle diyenler var? Fırsat yaratanlar olduğu için benim bu konuşmayı yapmam icap etti. Şimdi soruyorum Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın AKP Genel Başkanı; Siz şehide ‘Kelle’ dediniz. Hiç yenilip yutulacak gibi değildi. Öcalan'a ‘Sayın’ dediniz. Bu yenilip yutulacak gibi değildi. Öcalan'ın mektubunu getirdiniz okuttunuz, yerli-milli dediniz bu yenilip yutulacak değildi. 75 şehidin katilini getirdiniz TRT'ye çıkarttınız, ağırladınız, bu yenilip yutulacak değildi.
70 yaşında şehit anasını Kars’tan buraya getirttiniz. Yeni ameliyat olmuştum, sürüne sürüne geldim ifade verdim. Bu yenilip yutulacak değildi. Ondan sonra da 'Efendim yanlışlık olmuş.' Peki biz kimi kime şikâyet edelim? Neye yanlışlık olmuş? O da küfretmeseydi o da küfretmeseydi. Şimdi o küfredeni İYİ Parti milletvekiline karşı çıkmış diye el üstü, baş tacı yapacaksınız. Öbür tarafta şehitleri yerle bir edeceksiniz. E siz şehit ailesine kelle dediniz. O yetmiyor, bir de şehit babasını hapse attırdınız. Şehit anasını yargıladınız. Şehit bacısına hakaret ettiniz. Yani hakareti yapan da siz, savunan da siz. Biz sizin neyinize güveneceğiz? Madem o kadar şehitleri baş tacı yapıyordunuz o kadar destek veriyordunuz, niye beni 4 yıl hapisle yargılıyordunuz?
BENİ MAHKEMEDE SÜRÜNDÜRDÜNÜZ, BEN ŞEHİT ANASI DEĞİL MİYDİM?:
Geldi sıra Savunma Bakanı'na. Hanımı çıkmış diyor ki, 'Şehitler bizim baş tacımızdır.' Sahip çıkıyor. Tabii ki şehitler hepimizin baş tacıdır. Benim bu kadar mücadele ettiğim niye? Başka analar ağlamasın, başka şehitler gelmesin. Ama her gün şehit geliyor, tören bile yapmıyorsunuz, bunun da farkındayız. Sayın Hulusi Akar'ın hanımefendisi; peki, siz o kadar şehide, askere sahip çıkıyordunuz, sizin eşiniz içeri atılan paşalara bir defa gidip bir geçmiş olsun demedi bu bir. İkincisi siz ben mahkemede sürününce neredeydiniz? Ben şehit anası değil miydim? Şimdi çıkıp o şehit kardeşine sahip çıkıyorsunuz? Niye gelmediniz? Sebep neydi? Bunu benim sormak hakkımdır.
BOLU BEYİ OLSANIZ, KÖROĞLU OLUP KARŞINIZA ÇIKACAĞIM
Beni rencide ediyorsunuz. Şehit ailelerini ikiye bölmüşsünüz. Siz Bolu Beyi olsanız ben de Köroğlu olup karşınıza çıkacağım. Beni zorla konuşturuyorsunuz siz, bu kapıyı siz aralıyorsunuz. Ama kusura bakmayın konuşunca da hiç zorunuza gitmesin. O kadar hırsızları akladınız, pakladınız. Bundan sonra beni mahkeme kapısına değil, adımı bile anmayacaksınız. Hakkınız yoktur beni şikâyet etmeye. Hakkım size haram olsun. Siz ikiye böldünüz şehit ailelerini. Ben de razı değilim o şehit ailesine öyle küfredilmesine. Bir genel başkana küfretsin, hakaret etsin bayan olduğu halde. Ama siz bunu yapıyorsunuz. Eğer şehide saygınız varsa, ben Amerika’daydım şehidin cenazesini, bıraktınız Kılıçdaroğlu'nu linç etmeye, öldürmeye kalktınız. Fırsat düşkünlüğü yapıyorsunuz. Hiçbir ülkede böyle bir hakaret yoktur, böyle bir fırsat düşkünlüğü yoktur.
EN BÜYÜK HAKARETİ SİZ YAPIYORSUNUZ BİZE:
Sayın Cumhurbaşkanı; hepimize sahip çıkacaksın. Sen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanısın. Birini elinin tersiyle itip 4 yılla yargılayacaksın. Öbürkünü de baş tacı etmeye kalkacaksın, buna hakkın yoktur. Ya hep ya hiç. Ben bunu söylüyorum. Başka da ne diyeyim? Bütün Türk milletine sesleniyorum. Birlik beraberlik olun. Şehitlerimize sahip çıkın. Şehidin emanetlerine sahip çıkın. Kimseye kullandırtmayın. Benim bu sözümü sakın cımbızla çekip oraya buraya hiç kimse yanlış anlamasın. Benim sözüm şehitleri ikiye bölmek, böldüğü için öbürkünü arkadan danışıklı dövüşle 'Git, ona çat, onu körükle, ateşe at' diyeceksin, öbür taraftan da şehit babasına hakaret ediyorsun. Yan gelip yatma değil, kelle değil, bilmem ne değil. Ya her şeyi sen yapıyorsun. En büyük hakareti siz yapıyorsunuz bize. Ondan sonra da bize sahip çıkmayın. ‘Şehit ailelerine, gazilere vakıf kuracağım’ diyorsun. Gölge etme başka bir şey istemiyorum. Biz sizden hiçbir şey istemiyoruz. Onurumuzu, gururumuzu zedelemeyin. Bu kadar basit. Hepinizi Allah'a emanet ediyorum. Allah Türk milletini korusun. Allah Türkiye'yi korusun. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşasın. Atatürk'ün izindeyiz. İzinde gideceğiz. Asla size taviz vermeyeceğiz.”
Van Başkale'de 1993 yılında teröristlerle yaşanan çatışmada şehit olan Astsubay Namık Ayhan Akbaba’nın annesi Pakize Alp Akbaba hakkında Cumhurbaşkanı'na hakaret suçundan 4 yıl hapis istemiyle dava açılmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatlarının şikâyetlerini geri çektiklerini açıklamalarının ardından da mahkeme, 6 Kasım 2019’da görülen duruşmada Pakize Akbaba'nın beraatına karar vermişti.
