9044,64%-7,81
37,64% 0,04
40,49% -0,51
3679,50% -0,62
5959,84% 0,14
Özgür Özel'in hedefinde AKP ve yandaş medya var
Türkiye'yi sokağa döken uygulamalara tepkiler devam ederken, son iki gündür gizli tanık iddialarını ekranlara taşıyan AK Parti yandaşı kanallar, sabah erken saatlerde boşa düştü. Gizli tanık tarafından algı operasyonlarını yönettiği ve naylon fatura kestiğini iddia ettiği isim AK Parti'nin milyarlarca liralık tanıtım faaliyetlerini yöneten şirketin sahibi çıktı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Saraçhane'de yaptığı üçüncü basın toplantısında önemli mesajlar verdi.
İşte o açıklamanın tam metni!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin cumhurbaşkanı ön seçim adayı, seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) ve Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile arkadaşlarına karşı, yandaş medya üzerinden yapılan itibar suikastını deşifre etti.
Şafak operasyonuyla gözaltına alınan 106 kişiden biri olan 4,5G isimli firmanın sahibi Serdar Haydanlı’nın nezarete bile konulmadan başsavcılık talimatıyla serbest bırakıldığını kamuoyuna açıklayan Özel, “Bu arkadaşımız, 2019’daki seçimden önce de 2015’ten beri İBB’de çalışıyor. AK Parti zamanından beri çalışıyor. Uzun bir mukavelesi var. Bittiği güne kadar da takır takır çalışıyor, ihalelere giriyor, para alıyor. Bu arkadaşımızı da sabah 06.00’da gitmişler, evinden çoluğunun, çocuğunun önünde, hırpalaya hırpalaya almışlar, getirmişler” bilgilerini paylaştı.
İktidar yanlısı yayınlar yapan medya organlarını, olayın başlangıcında Haydanlı’yı “İmamoğlu’nun tüm algı operasyonlarını yapan, her taşın altından çıkan ve naylon fatura kesen kişi” olarak afişe ettiğini aktaran Özel, “Kim bu Serdar Haydanlı? Şubeden serbest! A Haber, yandaş kanalların hepsi, TRT… Tüm haberleri sildiler. Bu arkadaşı Ekrem Bey tanımıyor. Biz tanımıyoruz. Ama Cumhurbaşkanımız tanıyor. İletişim Başkanımız tanıyor. Çünkü bir tek ona muafiyet veriyor, ‘Türkiye Yüzyılı’nı anlatsın diye. İletişim Başkanlığı, kimi ilan ederse ona imkan var. O da bir tek 4,5G’yi, o da bir tek bu arkadaşı muaf tutmuş. O arkadaş da bir tek bu arkadaş. Sabah 06.00’da evden alınıp herkes gibi, şubeden serbest bırakılmış” dedi.
“Serdar Haydanlı, bir de mahir adam” diyen Özel, “Ben, Ekrem Başkan’la gözaltındayken telefonda görüşemezken, o nasıl başarıyorsa? Ben, Türkiye protokolünün dördüncü ismiyim, İBB Başkanım’la gözaltına alındığı andan itibaren bir telefon görüşmesi yapamadım. Bu arkadaş kimi aradıysa… Hani HTS kayıtları var ya. O sabah kimlerle görüşmüş? Haydi çıkaralım. Biz bunları çıkaracağız yarın. O aradığı, kimi aramış? Sonra Akın Gürlek‘i kim aramış? Akın Gürlek de şubeye hangi talimatı vermiş?” sorularını kamuoyunun takdirine sundu.
Önce haber yapıp, sonra silen medya kuruluşlarını fikri takip yapmaya çağıran Özel, “Yapsana bir fikri takip, kim bıraktı diye? Ama sen, haberi silmişsin be haberi silmişsin. Şimdi kim algıcıymış, kim yalancıymış, kim namusluymuş, kim masum insanların namusuna kara çalarmış, gördük mü arkadaşlar?” dedi. Merkezde olduğunu iddia eden medya kuruluşların da seslenen Özel, “Bana diyor, ‘Çok telefon geliyormuş yukarıdan.’ Aşağıdan telefon getireceğim size, aşağıdan, milyonlardan, 10 milyonlardan. Restoranını açacaksın, yemeği bize satacaksın, marketinden bize alışveriş yaptıracaksın, yurt dışından getirdiğin arabayı benim seçmene satacaksın, sonra bu iğrençlikler olunca da karşı tarafa geçeceksin. Herkes tarafını bilecek. Ya tarafsız olun ya bundan sonra karşı tarafınızdayız. ‘Haber kanalıyım’ diye ortaya çıkan, ‘Yukarıdan telefon geliyor’ diye rezillik yapanlara söylüyorum. Sen 1 milyonluk gece mitingini görme, ondan sonra gel, yarın öbür gün, ‘Genel yayın yönetmenimiz bir kahvenizi içmek istiyor...’ Bir kahvenin 40 yıl hatırı var, bir alçaklığın 40 yıl hafızamda yeri var. Büyük alçaklık yapılıyor” diye konuştu.
SARAÇHANE / İSTANBUL
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, 3 gün önce kapısına yüzlerce polis dayanarak, şafak operasyonuyla hukuksuz bir biçimde evinden gözaltına alınan seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) ve Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarına karşı, yandaş medya üzerinden yapılan itibar suikastını deşifre etti. İmamoğlu'nun, seçimlerde bükülemeyen bileğinin yargı sopasıyla kırılmak istendiğinin altını çizen Özel, “Hep söyledik; haksızca, hukuksuzca bir iş var’ diye. Burada benim kullanacağım bütün cümleler, yürütülmekte olan ve gizlilik kararı olan bir soruşturmanın gizliliğine halel getirmeyecek cümleler olacak. Ama tüm vatandaşlarımızın da bilmesi gerekenler var” dedi.
“BÜTÜN AÇIKLIĞIYLA ANLATIYORUM”
An itibariyle 106 kişinin gözaltında tutulduğu bilgisini paylaşan Özel, şunları söyledi:
“Öyle isimler var ki, Ekrem Başkan'a da soruyorlar, ‘Bunu, bunu tanıyor musun?’ Gözaltında olan bu kişiler soruluyor. Biz de bazı isimleri herkes birbirine soruyor bu binada mesela, ‘Yahu bu nereden çıktı? Bu kim falan’ diye. Bilmediğimiz isimler oluyor. Şimdi anladık. Bütün açıklığıyla anlatıyorum. İBB’nin ismi anılan şirketlerine, ihale alan kim varsa ve o şirketlerde ihale yetkilisi kim varsa, bunların isimleri alınmış ve hepsi evlerinden toplanmış. Bu yöntemle ilerlerseniz, mesela dört şirket adı daha yazar, yarın 100 kişiye daha operasyon yapabilirsiniz. Örneğin X belediyesi bu yöntemle, Konya Büyükşehir'e giderseniz, orada da sabahın köründe 150 kişiyi alabilirsiniz. Hiçbir kısıt yok. Çünkü, ihaleyi verirken imza atanlar, ihaleyi alan şirketin bütün yöneticileri. Listemiz bu arkadaşlar. ‘Hayır’ diyen beri gelsin. Çağırsınlar, örneğin A Haber'e gideyim, sorsunlar anlatayım. Yani 106 kişilik ‘suç örgütü’ bir basit tanımdan ibaret.”
“BELEDİYE BAŞKANLARI İMZA ATMADIKLARI İHALEDEN SORUMLU TUTULAMAZ”
“Ekrem Bey’in bu ihalelerin hiçbirinde imzası yok. ‘Madem Başkansın, baş sanıksın; gel bakalım.’ Normalde belediye başkanları imza atmadıkları, yetkili olmadıkları için ihaleden sorumlu tutulamaz. Sorumlu tutarsanız, Türkiye'deki 1000 belediye başkanı görevine devam edemez. Çünkü her ihaleye biri itiraz eder, bir soruşturma açılır, her gün orada olursun. İBB’de, aynı anda 325 denetçi, 325 müfettiş görevi yapıyor. Her bir soruya belediye başkanı cevap verse, işi kim yapacak? Bir belediye başkanı yetmez o müfettişlere. Lafı uzatmayalım. Bu 106 kişide mesela şu var: İhaleyi almış bir şirket. Şirketin sahibi, -şirket kurarken 7 kişi lazım- oğlunu yazmış, kaynını yazmış; onları da almışlar. Şu anda içeride, orada niye olduğunu bilmeyen, ‘Senin kayınbirader ne iş yapıyordu’ deyince, ‘Reklamcı galiba, bir işler yapıyor’ diyen zavallılar duruyor. ‘Babam, outdoor reklamlar veren birisi, bilmiyorum’, ‘İBB kimle kimle çalıştı bilmiyorum’ diyen sabicikler duruyor, 22 yaşında üniversite öğrencileri. Hepsini toplamışlar.”
“ALLAH İÇİN BİR KANIT YOK”
“Şimdi bunlar nasıl suçlanacak? Allah için bir kanıt yok. Böyle gösterip de bir kanıt yok. Elde, işlemleri şaibeli hale getirecek gizli tanık var. İsmini kapatacağım. Mesela, bazılarına hiçbir şey dememiş, o çocuğa soru da soramıyorlar. Tek suçu, bilmem ne reklam şirketinin yönetim kurulunda olmak. Ama bazılarına ağır ithamlar var. Onlara uzun sorular sorulması gerekiyor. Bakın; gizli tanık hikayesi… İsmi kapatmak durumundayım. Gizli tanık demiş ki, ‘Bir firmanın yetkilisidir bu’ demiş parantez içinde. ……. isimli şahıs da naylon fatura kesmektedir.’ Şimdi gizli tanık ‘naylon fatura’ diyorsa, bu adamı alacaksın, faturaları da koyacaksın. ‘Bu işi ne zaman yaptın? Kime yaptın? Bu parayı nereden aldın’ diyeceksin. Bu ciddi bir iddia. Burada işler somuta varacaksa, dersin ki, faturalar naylonmuş. Yapmadığın işi faturalandırmışsın. Vermediğin malı faturalandırmışsın.’ Bu önemli.”
A HABER VE SABAH’I BELGELERLE HEDEF ALDI
“Ve tabii haklı olarak ‘Beni çıkarsın konuşayım’ dediğim A Haber'de, ‘İBB'nin algı operasyonlarını kim yapıyordu’ diye… Şimdi algı ya… Birini hırsızlıkla itham edeceksin ve köpürteceksin… Veya şöyle söyleyeyim: İBB neye algı yapıyor olabilir? ‘Eskiden yollar kötüydü, şimdi trafik hızlı akıyor’ diye algı yapacak, bunu köpürtecek. Buna ‘algı operasyonu’ diyorlar. Bunları yapıyormuş. Bunun faturası olur mu? ‘Ekrem İmamoğlu'nu övme faturası’ olmaz, değil mi arkadaşlar. ‘Tayyip Bey'i yerme faturası olmaz.’ Algı operasyonu bu. Buna başka bir fatura kesecek, parayı alacaksın, algıyı yapacaksın. Tam bu. Ben öyle anlıyorum. Herhalde bunun için tutuldu bunlar. İşte o verdiği isim, algı operasyonlarını yapıyormuş. İsmini kapatmak durumundayım. Ve o algı operasyonlarını yapan arkadaş, İmamoğlu soruşturmasının kilit ismiymiş. Burada yazıyor kilit isim.”
“’4,5G’ İLETİŞİM BAŞKANLIĞI’NIN AYRICALIKLI ŞİRKETİ”
“Bu firmanın adı belli. Algı operasyonu yapan bu kötü şirket, Ekrem Bey'den parayı, örneğin 29 Ekim ilanı için alıp, algı operasyonuna kullanan, kestiği faturaya da gizli tanığın ‘naylon fatura’ dediği şirket. Böyle yapılıyorsa doğru. Ama bu şirket, o kadar itibarsız bir şirket değil ki. Bakın; sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, çok önemsediği Cumhuriyetin 100’üncü yıl kutlamalarında bir genelge yayınladı. İletişim Başkanlığı’nca uygun görülen, sponsorluk veren firmalarla anlaşma yapacağını, onların da Kamu İhale Mevzuatı’ndan muaf olacağını… Öyle ya 100’üncü yıl… Mevzuata takılmadan iş yapsınlar, takır takır iş yapsınlar, hızlı yapsınlar die böyle bir genelge yayımladı. İletişim Başkanımız sayın Fahrettin Altun da bu yetkiyle, bir firmaya yetki vermiş arkadaşlar. Herhalde algıcı, kötü bir firma olsa verilmez. Yine şahsın adı saklı. ‘4,5G’ firması, bütün işlemlerde yetkilendirilen tek firma olmuş. Değerli arkadaşlar, bu 4,5G firmasının sahibi olan arkadaşımız, 29 Ekim 100’üncü yıl etkinliklerinde Türkiye Yüzyılı’nı götüren, Türkiye Yüzyılı kampanyalarını yapan, bütün bakanlıklardan, İletişim Başkanlığı’ndan milyarlarca TL alan bir firma.”
NEZARETE GİRMEDEN SERBEST BIRAKILAN İSMİ AÇIKLADI: 4,5G’NİN SAHİBİ SERDAR HAYDANLI
“Ve bu arkadaşımız, 2019’daki seçimden önce de 2015’ten beri İBB’de çalışıyor. AK Parti zamanından beri çalışıyor. Uzun bir mukavelesi var. Bittiği güne kadar da takır takır çalışıyor, ihalelere giriyor, para alıyor. Şimdi bu arkadaşımızı da sabah 06.00’da gitmişler, evinden çoluğunun, çocuğunun önünde, hırpalaya hırpalaya almışlar, getirmişler. Cumhurbaşkanlığının da iş verdiği, İBB’nin de verdiği ama gizli tanığın ‘Naylon fatura kesti’ dediği kişi. Bakın arkadaşlar, evden ele geçirilme listesi. ‘Elde, elde, elde… Tutukladık’ diyor. ‘Bunlar firarda, bunlar sonra bulundu.’ Örneğin, bunların içinde Buğra Gökçe… İPA’nın Başkanı, değerli bir arkadaşımız. Sabah evde bulamamışlar. Bulununca, ‘elde’ye geçiyor. Bir kişi, şubeden serbest. Yani polis daha almış, nezarethaneye koymadan, şubeden serbest. Allah Allah! Bu kişi, şubeden serbest. O zaman bu içeride olmadığına göre, ben soruşturmanın gizliliğine halel getiremem. İsmi açalım bakalım. İsim, Serdar Haydanlı. Şubeden serbest. ‘Niye aldınız oğlum? Bırakın’ denilip, şubeden bırakılan arkadaş. Efendim, gizli tanığın bütün suçlamalar içinde çocuğa, kayınbiradere bir şey diyemiyor ya… Ekrem Bey’e, ‘Naylon faturaları kesen isimdir’ dediği kişi, Serdar Haydanlı. Gizliliği yok. Şubeden serbest.”
“A HABER, YANDAŞ KANALLARIN HEPSİ, TRT… TÜM HABERLERİ SİLDİLER”
Elindeki kartonetten, üzeri bantlanan bölümü açan Özel, o ismi kamuoyu ile paylaşarak konuşmasını şu sözlerle devam ettirdi:
“Sabah Gazetesi’nin bu haberine göre, ‘İBB’nin tüm algı operasyonlarını yapan kişi, İBB algı operasyonlarını yapıyordu. Kim bu Serdar Haydanlı? Her taşın altından çıkan isim. 4,5 G.’ Şubeden serbest! ‘Ekrem İmamoğlu soruşturmasında adı geçen kim bu Serdar Haydanlı?’ Şubeden serbest! Ekrem Bey burada. Yan yana gibi gösteriyorlar. Ekrem Bey'in ilk sabah görüntüsü. Serdar Haydanlı, kazandığı parayla bir papağan almış omzuna. ‘Türkiye Yüzyılı’ diye konuşan papağan. Şubeden serbes! Küstah bir fotoğraf koymuşlar. Sabah böyle adamları sevmez. Çağdaş bir görüntüsü var. ‘İmamoğlu soruşturmasındaki kilit isim, Serdar Haydanlı’nın gizemi!’ Şimdi arkadaşlar siz gazetecisiniz, kiminizi Ankara’dan tanırız, kiminizi buradan biliyoruz. İyi gazetecilersiniz. Bu haberleri arasanıza. Bu haberler bende var, arasanıza. A Haber, yandaş kanalların hepsi, TRT… Tüm haberleri sildiler. Hani İnanıyor ya insanlar, ‘A Haber yalan mı söyleyecek, ya koskoca şey!’ Bak, ‘Algı operasyonlarını yapan kişi!’ ‘Ekrem İmamoğlu’nun naylon fatura kesip, İBB’yi soydurup, algı operasyonu yapan Serdar Haydanlı’ Şubeden serbest!”
“İLETİŞİM BAŞKANIMIZ TANIYOR, BİR TEK ONA MUAFİYET VERİYOR”
“Niye biliyor musunuz arkadaşlar? Bunu Ekrem Bey’e sordular, ‘Serdar Haydanlı?’ Bilemedi. Biz de bilemedik. Okuduğumuza göre; naylon fatura kesmiş. Gördüğümüze göre; AK Parti döneminin bütün işlerini yapan, sözleşmesi 2021’de bittiği için… Ben bu Ekrem Başkan’ın da bu huylarına gerçekten… ‘Adamın sözleşmesi var’ demiş, ihalelere girdiği, aldığı işlere 2 yıl daha takır takır... Tayyip Bey olsa, ilk gün gırtlağını sıkar. ‘Sen Ekrem Bey’in adamısın’ diye, iş vermez. Sordum; ‘2021’e kadar iş mi yaptı İBB’de? ‘İhaleye girse, alsa, yine yapardı’ diyorlar. Açık ihale, kazanmış. İki yıl boyunca buranın reklam işlerini yapmış, parasını da almış. Bu arkadaşı Ekrem Bey tanımıyor. Biz tanımıyoruz. Ama Cumhurbaşkanımız tanıyor. İletişim Başkanımız tanıyor. Çünkü bir tek ona muafiyet veriyor, ‘Türkiye Yüzyılı’nı anlatsın diye. Kamu İhale Mevzuatı’na tabii olmadan, vergi muafiyetleri ile ışık hızıyla 100. yıl gelmiş, ‘Türkiye Yüzyılı’ anlatacağız. İletişim Başkanlığı, kimi ilan ederse ona imkan var. O da bir tek 4,5G’yi, o da bir tek bu arkadaşı muaf tutmuş. O arkadaş da bir tek bu arkadaş. Sabah 06.00’da evden alınıp herkes gibi, şubeden serbest bırakılmış. Bakın; herhangi bir firmanın 7 yönetim kurulu üyesini de aldılar ‘İBB’ye reklam yapıyor’ diye. Konuyla ilgili, ilgisiz. Bugün akşam serbest bırakılırlar. Dört gündür içeride tutuluyorlar. Şubeden serbest değiller. 21 yaşında ve üniversite öğrencisi, babası şirket kurarken, ‘Oğlum da hissedar olsun’ diye yazmış; şubede, ‘elde!’ Serdar Haydanlı, evde! Çünkü ona gelen telefonla bırakıldı. Oysaki gizli tanık ifadesinde, ‘Naylon faturaları kesen isim’ diyor. Ben daha ne diyeyim arkadaşlar?”
ERDOĞAN’A DAVET: “CESARETİ VARSA, A HABER’DE KARŞIMA ÇIKSIN”
“Şimdi ben karşıma; Adalet Bakanı olur, İletişim Başkanı olur, eğer cesareti varsa sayın Cumhurbaşkanı olur. Birini istiyorum. Soruları A Haber'in anchormen soracak, ben cevaplayacağım, karşımdaki cevaplayacak. Akın Gürlek’e, ‘Al hepsini bunların, yap bir algı operasyonu…’ Hepsini aldılar. Listeye göre alıyor ya, ‘2019 - 2021 arası iş yapan firma’ diye bu arkadaşı, Serdar Haydanlı’yı da aldılar. Serdar Haydanlı, bir de mahir adam. Ben, Ekrem Başkan’la gözaltındayken telefonda görüşemezken, o nasıl başarıyorsa? Ben, Türkiye protokolünün dördüncü ismiyim, İBB Başkanım’la gözaltına alındığı andan itibaren bir telefon görüşmesi yapamadım. Bu arkadaş kimi aradıysa… Hani HTS kayıtları var ya. O sabah kimlerle görüşmüş? Haydi çıkaralım. Biz bunları çıkaracağız yarın. O aradığı, kimi aramış? Sonra Akın Gürlek‘i kim aramış? Akın Gürlek de şubeye hangi talimatı vermiş? ‘Şubeden serbest!’ Bunun dışında bir soruya cevap vermeyeceğim.”
“EY A HABER, SEN DE ŞU KADAR NAMUS, ŞU KADAR İZAN, ŞU KADAR İNSAF VARSA, HAYDİ YAP, FİKRİ TAKİP DİYE BİR ŞEY VAR”
“Bu haberi yapmayanlar, yarın günü geldiğinde bu basın toplantısını izleyip, ‘Sen bunun haberini nasıl yaptın?’ sorusuna, bana değil, evlatlarına cevap verecekler. Bu haberi görmeyenler, bu haber yayınlanırken yayından çıkanlar, bu basın toplantısını görmeyenler, ey A Haber, sen de şu kadar namus, şu kadar izan, şu kadar insaf varsa, haydi yap, fikri takip diye bir şey var. Attın o karayı; ‘İBB’nin algı operasyonlarını yapan, her taşın altından çıkan…’ Yapsana bir fikri takip, kim bıraktı diye? Ama sen, haberi silmişsin be haberi silmişsin. Şimdi kim algıcıymış, kim yalancıymış, kim namusluymuş, kim masum insanların namusuna kara çalarmış, gördük mü arkadaşlar? Buradan sonra haydi buyurun gidin Çağlayan’a. Sorun soru. Sorduğunuz sorudan biz utanmıyoruz. Ekrem İmamoğlu‘nun sorduğu ve soracağı sorulardan kim utanacak, görelim bakalım. Bugün kimi mahkum ederseniz edin, vicdan terazisinde kimi mahkum ederseniz edin, tarih önünde mahcupsunuz, mahkumsunuz. Yarın, bugün göreceğiz bakalım.”
SARAÇHANE’DEKİ KALABALIĞI GÖRMEYEN MERKEZ MEDYAYA SESLENDİ: FİRMALARINIZIN ÜRÜNLERİNİ TÜKETİRSEM, REKLAMLARINIZI İZLETİRSEM NAMERDİM. HADİ BAKALIM PENGUENE DEVAM EDİN
“Buradan merkez medyaya sesleniyorum: Bütün reklamları belli bir gelir seviyesinin, belli bir eğitim seviyesinin üzerinden alırsın. Cumhuriyet Halk Partisi seçmeni yüzde 70 seni izler. Oraya çıkardığın iki yorumcu ile denge kurar gibi yaparsın. Bu soruşturmada bütün suçu bize yıkarsın daha hiçbir şey yokken, gizliyken. Buradan söylüyorum merkez medyaya, haber kanallarına. Bu haberleri görmeyin, yapmayın. Pazartesi günü, tüketimden gelen gücünü kullanmayan, size hedefe koymayan, ‘Buna sessiz kaldılar, görmediler’ diyen, Gezi’de penguen verip de ertesi gün nedamet getirenlere söylüyorum. Polisin ‘220 bin’ dediği, gözün 500 bini gördüğü, dronun 1 milyon çektiği bir gece mitingini görmeyenlere söylüyorum: Sizi izleyen, bize oy veren yüzde 70, sizi izleyenin yüzde 70’i, tüketimden gelen gücünüzü, diğer firmalarınızın ürünlerini tüketirsem, reklamlarınızı izletirsem namerdim. Hadi bakalım görmeyin, hadi penguene devam edin, hadi penguen göstermeye devam edin Gezi’nin ilk 2-3 günü olduğu gibi.”
“BANA DİYOR, ‘ÇOK TELEFON GELİYORMUŞ YUKARIDAN.’ AŞAĞIDAN TELEFON GETİRECEĞİM SİZE, AŞAĞIDAN”
“Bana diyor, ‘Çok telefon geliyormuş yukarıdan.’ Aşağıdan telefon getireceğim size, aşağıdan. Milyonlardan, 10 milyonlardan. Restoranını açacaksın, yemeyi bize satacaksın, marketinden bize alışveriş yaptıracaksın, yurt dışından getirdiğin arabayı benim seçmene satacaksın, sonra bu iğrençlikler olunca da karşı tarafa geçeceksin. Herkes tarafını bilecek. Ya tarafsız olun ya bundan sonra karşı tarafınızdayız. ‘Haber kanalıyım’ diye ortaya çıkan, ‘Yukarıdan telefon geliyor’ diye rezillik yapanlara söylüyorum. Sen 1 milyonluk gece mitingini görme, ondan sonra gel, yarın öbür gün, ‘Genel yayın yönetmenimiz bir kahvenizi içmek istiyor...’ Bir kahvenin 40 yıl hatırı var, bir alçaklığın 40 yıl hafızamda yeri var. Büyük alçaklık yapılıyor.”