Ofis Çalışanlarını Bekleyen Gizli Tehdit
Özellikle uzun süreli fare kullanımı, el ve bileklerde tekrarlayan hareketler nedeniyle yumuşak doku hasarlarına neden olabilir. Ofis çalışanları arasında sıkça rastlanan bu rahatsızlıklar, çalışma ortamının ergonomik düzenlemeleri ve doğru ekipman kullanımı ile önlenebilir. Çakmak Erdem Hastanesi’nde görev yapan Fizik Tedavisi ve Rehabilitasyon Prof. Dr. Hasan Dursun, çalışma ve yaşam şartlarının ergonomik ilkelere göre düzenlenmesinin, kümülatif travmalara bağlı yumuşak doku hasarlarının azaltılmasında önemli olduğunu vurguluyor.
Yumuşak doku nedir?
Yumuşak dokuların önemine dikkat çekilmesi gerektiğini belirten Dursun, dokular beceri gerektiren ince veya kuvvet gerektiren kaba hareketleri sağlar, denge ve postürü korurlar. İster hareket edelim, isterse hareketsiz duralım, bu dokular sürekli bir gerilim ve stres altındadırlar. Bu nedenle sıklıkla yaralanırlar. Bu yaralanmalar genellikle ağrılıdır. Eklem ağrıları daha çok bu dokuların yaralanmalarından kaynaklanır ve "romatizma" terimi de genellikle bu yaralanmaları tanımlamak için kullanılır.
'Yumuşak doku' dendiğinde eklemlerin çevresindeki dokular anlaşılır. Bu dokular ve görevleri aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
Yumuşak dokular neden veya nasıl yaralanırlar?
Yaralanmanın nedeni bezen yüksekten atlamak veya çok ağır bir cismi kaldırmak gibi zorlu aktiviteler olabilir. Aşırı zorlanmaya bağlı ağrılar aniden veya kısa bir süre içinde ortaya çıkar ve nedeni tahmin edilebilir. Diğer yandan oldukça hafif ve yorucu olmayan aktiviteleri çok sık tekrarlamak, uzun süre devam ettirmek veya uzun süre hareketsiz kalmak da bu dokuların yaralanmasına neden olabilir. Bu durumda ağrının nedeni fark edilemeyebilir. Yumuşak dokular metabolik veya sistemik hastalıklardan (iltihaplı eklem romatizmaları, diyabet, vitamin/mineral eksiklikleri gibi) olumsuz etkilenebilirler. Ancak bu durumların başka belirti ve bulguları da vardır.
Yumuşak doku yaralanmaları nasıl anlaşılır?
Yumuşak doku yaralanmaları genellikle muayene ile anlaşılabilir. Ağrı bu konuda yol göstericidir. Ancak muayene bulguları kafa karıştırıcı olabilir. Şüphe varsa manyetik rezonans görüntüleme (MRI) veya ultrasonografi (US) gerekir. Bazen kan tetkiki de gerekebilir.
Yumuşak doku yaralanmaları en sık nerelerde görülür?
Eğer bir eklemde ağrı varsa, genellikle yumuşak doku yaralanmasından söz edilebilir. Yaralanma herhangi bir bölgede olabilir ve yumuşak dokulardan herhangi birini veya birkaçını etkileyebilir. Ancak yaşam şekline, yapılan işe ve yaşa bağlı olarak bazı bölgelerde yaralanma daha sıktır. Mesela bilgisayar kullananlarda, el-el bileği, dirsek ve omuz, boyun ve sırt ağrıları daha sık görülür. Ayakta çalışanlarda ve ağırlık kaldıranlarda ise bel, kalça, diz ağrıları daha sıktır.
Yumuşak doku yaralanmalarında ne yapılmalıdır?
Prof. Dr. Hasan Dursun’a göre; bu yaralanmalar lokal ağrı, enflamasyon, dejenerasyon ve işlev bozukluğu gösteren klinik tablolar. Genellikle aşırı kullanım veya zorlamadan kaynaklanırlar. Yumuşak doku yaralanmasından şüphe edilen bir hastada tedaviye laboratuvar veya radyolojik bir testten önce öncelikle aşağıdaki işlemler yapılarak başlanabilir:
Ağrıyı arttıran faktörlerden kaçınmak: Ağrının oluşmasından önceki olaylar ve aktiviteler, ağrının nüksetmesine de neden olabilir. Yanlış istirahat, oturma ya da çalışma pozisyonu varsa düzeltilmeli, işten kaynaklanan gerinim, yeni bir hobi veya tekrarlayan zorlu görevler varsa yük azaltılmalıdır, yapısal bozukluklar (örn. düz taban veya iri göğüsler) varsa düzeltilmeli, eklemleri koruma yöntemleri tavsiye edilmelidir.
Hastalığın ne olduğunu açıklamak: Romatoid artrit veya kanser gibi daha ciddi hastalıklar yerine yumuşak doku yaralanması olduğunu söylemek hastayı rahatlatır. Ayrıca problemlerinin "gerçek" olduğunu ve tedavi edilebileceğini bilmek hastanın endişesini giderebilir.
Ağrıyı tedavi etmek: Ağrı, kas spazmını teşvik edebilir, artan ağrı ve spazm kısır döngüsüne yol açabilir. Akut yaralanmalarda RICE rejimi yararlı olabilir:
Lokal kortizon ve lokal aneljezik enjeksiyonu kronik yaralanmalarda da etkili olabilir. Ayrıca bu hastalarda proloterapi, ozon enjeksiyonu, PRP (plateletten zengin plazma) enjeksiyonu gibi yöntemler de denenebilir.
Ameliyat ne zaman gerekir?
Yumuşak doku yaralanmalarının tedavisinde genellikle ameliyatsız yöntemler tercih edilse de bazı durumlarda cerrahi müdahale kaçınılmaz olabiliyor. Konuyla ilgili bilgi veren Çakmak Erdem Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Hasan Dursun, yumuşak doku yaralanmalarında cerrahi müdahalenin ne zaman gerekli olabileceğini şu sözlerle açıkladı: “Bazı durumlarda, baskı altında sıkışan dokuyu rahatlatmak veya tamamen kopmuş bir dokuyu onarmak için ameliyat gerekebilir. Cerrahi müdahale bazen ilk tedavi yöntemi olabilir ya da acil durumlarda kaçınılmaz hale gelebilir. Ancak çoğu hastada ameliyatsız yöntemler etkili sonuçlar verir ve cerrahi seçenek, yalnızca bu tedavilerden fayda görmeyen hastalar için değerlendirilmelidir.”