Obezite gün geçtikçe toplumsal bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınladığı son raporda Türkiye, obezite sıralamasında yüzde 66.8 ile Avrupa’da ilk sırada yer aldı. Diyetisyen Ece Geçili, Türkiye'de obezitenin genç yaş grupları arasında oldukça artığını belirterek özellikle çocukluk çağı obezitesine karşı uyarıyor. Ayrıca Geçili, obezitenin ağır psikolojik sonuçlarının da altını çiziyor.
Obezite günümüz hızlı yaşam dünyasında önü alınamaz bir hal aldı. Cinsiyet, yaş fark etmeksizin toplumsal bir sorun olan obeziteye karşı uzmanlar uyarıyor. Obeziteyi birçok faktörün etkilediği biliniyor. Bunlar arasında genetik faktörler, beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam tarzı, metabolik faktörler, psikolojik faktörler, çevresel etkenler ve sosyoekonomik durum sıralanabilir. Peki obeziteye karşı ne yapılabilir?
Obez hastaların yüzde 80’inde aile öyküsünde obezite bulunduğunu belirten Bloom Psikoloji Merkezi’nden Diyetisyen Ece Geçili, “Genel olarak, Türkiye'de obezitenin genç yaş grupları arasında artığı görülmektedir. Özellikle çocukluk obezitesindeki artış endişe vericidir. Cinsiyet olarak baktığımızda erkeklerde ve kadınlarda obezite görülme sıklığı arasında bazı farklar olabilir, ancak genel olarak obezite her iki cinsiyette de artış eğiliminde. Ayrıca yaşanan coğrafi bölgelerin bile obeziteyi etkilediğini belirtebiliriz. Farklı coğrafi bölgelerde yaşayan insanların beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzları nedeniyle obezite oranında farklılıklar gözlemlenebilir. Örneğin, büyük şehirlerdeki yaşam tarzının kırsal bölgelere göre daha hareketsiz olması ve fast food tüketiminin fazla olması da obezitenin büyük şehirlerde daha fazla görülme olasılığını artırıyor.
Obezitenin görünümü ve eşlik eden durumları genellikle fiziksel olsa da, obezitenin çok ağır psikolojik sonuçları olduğunun altını çizen Geçili şöyle devam ediyor: “Yapılan araştırmalar obezite ve psikiyatrik hastalıklar arasındaki bağlantıyı göstermektedir. Nitekim tedavi arayışında olan obez hastalarda psikiyatrik hastalık oranı yüzde 40 ila 60 arasındadır. Obezitenin neden olduğu psikolojik sorunlar arasında yeme bozuklukları (özellikle tıkınırcasına yeme bozukluğu), madde kullanım bozuklukları, psikotik bozukluklar (şizofreni), duygu durum bozuklukları, kaygı-korku (anksiyete) bozuklukları, kişilik bozuklukları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ve travma sonrası stres bozukluğu yer almaktadır.”
Obeziteye karşı toplumsal bir bilincin oluşturulması gerektiğini belirten Diyetisyen Ece Geçili, hareketsiz yaşam tarzından uzaklaşılması ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının çocukluk hatta bebeklik dönemden itibaren uygulanması gerektiğini söylüyor. Geçili obeziteye karşı yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:
1. Dengeli ve çeşitli besinlerle beslenmeyi teşvik edin,
2. Fast food ve abur cubur tüketimini sınırlayın,
3. Düzenli fiziksel aktivitelere teşvik edin, spor yapma alışkanlığı kazandırın,
4. Televizyon, bilgisayar süresini sınırlayın ve aktif oyun zamanı ayarlayın,
5. Ailecek yemek yeme alışkanlığını destekleyin. Unutmayın çocuklar beslenmeyi önce evde öğrenir.
6. Su içme alışkanlığını teşvik edin, şekerli içecek tüketimini azaltın.
1. Sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemek ve devam ettirmek için bilinçlendirme kampanyalarına katılın,
2. Yeterli ve dengeli beslenmeye önem verin, porsiyon kontrolü yapın,
3. Fiziksel aktiviteleri günlük rutine dahil edin, düzenli egzersiz yapın,
4. Stres yönetimi ve duygusal ihtiyaçları karşılamak için alternatif yollar arayın, gerekirse psikolojik destek alabilirsiniz,
5. Sağlık kontrolü ve düzenli doktor muayenelerine giderek obezite riskini değerlendirebilir ve tedavi planları oluşturabilirsiniz.