9724,50%-0,42
35,19% 0,30
36,73% 0,92
2968,28% 1,32
4806,92% 0,71
Binlerce gencin geleceği ile oynanan mülakat sistemi, devlet sistemine, hukuk ve adalete olan güveni derinden sarsıyor
Haber-Yorum
Yıllarca emek harcayarak üniversite eğitimini tamamlayan, aylarca gece gündüz çalışarak Kamu Personeli Seçme Sınavına hazırlanarak adeta gençliğinin en güzel çağlarını heba eden bilyorlar, partizanca uygulamaların kurbanı oluyor. Kendi yandaşlarının sözlü 'Liyakatı'yla kamuda çalışma hakkı elinden çalınan gençlerin, hem sisteme, hem de adalete olan inancı hızla yok oluyor.
Yıllarca okul okumuş, test çözmüş, kafa yormuş, emek vermiş gençleri sözlü sınav dedikleri bir sistem uygulamaya koyarak geleceklerini, emeklerini, hayallerini çalıyorlar. İktidarın ‘kendi adamını’ istediği kadroya atamasına imkan sağlayan mülakat sistemi kamunun her alanında uygulanıyor, görevde yükselmelerde, unvan değişikliklerinde vs…. Ancak iktidarın keyfi uygulamalarına kapı açan bu sistem iktidar gücü elinizden gittiğinde sizin için de bir ‘kıyım’ uygulaması olarak kendini gösterecek.
Memur veya kamu personeli olmak için yazılı sınavdan sonra girilen mülakat sınavında verilen puanlar ve yapılan değerlendirmeler pekçok adayı hüsrana uğratıyor. Kamu Personeli Seçme Sınavından yeterli puanı alanların başvurduğu kamu kadrolarına giriş için 15 Temmuz’dan sonra getirilen mülakat sistemi bütün işe alımlarda unvan değişikliği sınavlarında da uygulanıyor. Sözleşme veya kadrolu devlet memurluklarında KPSS puanıyla birlikte geçerli olan mülakaat sonucu adayın işe alınıp alınmayacağını belirleyen önemli bir aşama oluyor. Şu ana kadar yapılan uygulamalar yazılı sonucu iyi puan alan adayların mülakat sınavında sorulan farklı sorularla zorlandıkları, bazılarının mülakat notunun bu nedenle düşük verilerek adaylıktan elenmesine yol açıldığı şeklinde. Gerçekten yazılı sınavda yüksek puanla mülakata girmeye hak kazanan adayla mülakatta özel sorulan bazı zor sorularla veya bazen soru bile sorulmadan veya bilemeyeceği konulardan olan sorularla düşük puan verilerek eleniyor, yerine ise üstten bildirilen adaylar mülakat notları yüksek verilerek yeterli puanı alması sağlanarak kadrolara yerleştiriliyor.
İktidarın keyfi uygulamalarına kapı açan bu sistem iktidar gücü elinizden gittiğinde sizin için de bir ‘kıyım’ uygulaması olarak kendini gösterecek.
Kamu kadrolarına atamalarda getirilen KPSS sınavı belli zamanlarda yapılarak ilgili meslek mezunlarının genel sınav içinde bir bilgi sıralaması yapılarak değerlendirilmesi sağlanıyor. Uzun süre sadece KPSS sınav sonucu yeterli iken daha sonra bu yazılı sınava bir de sözlü sınav (mülakat) uygulaması eklendi. Önceleri ‘sadakat’ aradıklarını belirterek mülakat uygulamasının gerekliliğini savunan bürokratlar veya siyasiler buna adayın iletişim becerisi, kendini anlatabilmesi, fiziki görünüşü gibi hususlara bakıldığını belirterek bu uygulamanın gerekliliğini savundular. Ancak mülakatlarda kamera kaydı olsa bile yine de yapılan değerlendirmelerin mutlak ‘objektif’ olarak yapılabildiği söylenemediği gibi bununla belli çevrelere yakın olarak insanların seçilerek alındığı gerçeği apaçık görünüyor.
Aynı lisans mezunu 92 yazılı sınav notu getiren aday hangi iletişim becerisi eksikliğinden 51 puan verilerek elenebiliyor ki, bunu yetkililerin açıklayabilmeleri mümkün olmuyor. Yapılan yazılı itirazlar inceleniyor ama netice elde edilemiyor. Bir maraton gibi çalışılan yıllar, aylar, günler insanların besledikleri umutların sönmesiyle son buluyor. Mülakat sistemi olmadan yapılan kamu alımlarında yöneticilerin istediklerini atama insiyatifleri sınırlı olup Anadolu’nun en ücra köşelerinde çalışan emeği ve zekasının gücüyle notuna alan gençler ülkenin her yerinde görev alabiliyordu.
Mülakat sistemi –ne kadar objektif olduklarını savunsalarda- kayırmalara kapı açıyor, hakkedenlerin haklarını ellerinden alıyor, kulis yapmayan, yandaş olmayan gençlerin önüne engeller koyuyor. Bu sistem sadece gençleri değil unvan değişikliği veya görevde yükselme sınavlarında da kayırılanların yükselmesi diğerlerinin alt sıraya düşerek elenmesinin önünü açıyor. Yazılı sınavı düşük ama mülakatı yüksek olarak verdiğiniz puanlarda kamuda yazı yazmayı bilmeyen insanlar, mevzuatı anlayamayan kamu elemanı tipleri ortaya çıkıyor. Kurumlarda kalite düşüyor, liyakat yerlerde sürünüyor.
Aynı lisans mezunu 92 yazılı sınav notu getiren aday hangi iletişim becerisi eksikliğinden 51 puan verilerek elenebiliyor ki, bunu yetkililerin açıklayabilmeleri mümkün olmuyor.
Şu bir gerçektir ki, bizim gibi ülkelerde kamu da bir işverendir; dolayısı ile kamudan adalet ve şeffaflık beklenir, eğitim, birikimin ve emeğin değerinin verilmesi beklenir. Gençlerin umutlarının ve çabalarının heba edilmemesi beklenir en önemlisi de kamunun emin ellerde olması beklenir, memurların kaliteli olması beklenir, yazışma kurallarına hakim, mevzuatı anlayabilen, sorumluluk sahibi olması beklenir.
Atanamayanlar, umutları tükenenler, tekrar hazırlanmak zorunda kalıp yıllarını heba edenler, mülakatta elenenler ve neden elendiğini bilmeyenler bütün bunlar uygulamayı sorguluyor, keyfiliğe isyan ediyor, yazılı başarı sıralaması kamu alımlarında yeterli olmalı, adam kayırıcı uygulamaların son bulması gerekiyor.
Aynı uygulamanın devamı halinde bir gün ama atamada ama yer veya unvan değiştirmede veya görevde yükselmede bu sistem bu sistemi kuranları bile vuracak. Bütün adaletsiz sistemler onları inşaa edenleri veya onların çocuklarını bile etkiler. Bugün ağlattığınız gençlerin yerinde yarın siz veya sizin çocuklarınız da olabilir.
Bu sistemi gören lise çağındaki gençler ablalarının abilerinin yıllarca KPSS sınavı için çalışmasını sonra da mülakatta elenmesini görüp yaşadığı hayal kırıklıklarına şahit olup okumanın emeğin ve çalışmanın değersizleştirilmesine şahit oluyor. Bundan bir hayat dersi çıkarıyor.
Gelecekte sınava girecek öğrenci, kurallara uygun evrak hazırlayacak ve mevzuatı anlayıp uygulayacak memur bulamayacağız. Değersizleştirdiğiniz o gençlerin emeğine birgün bu ülke muhtaç olur. Ancak size inanan kimseyi bulamazsınız.