9949,01%0,33
35,15% -0,18
36,65% 0,14
2979,53% 0,57
4794,85% -0,07
Filistin'i havadan, karadan ve denizden 7 Ekim tarihinden bu yana ağır silahlarla vuran ve 20 binden fazla insanı öldüren İsrail, Türkiye'den Filistinli ajan devşirmiş.
Türk halkı yediden yetmişe, Gazze ve çevresinde yaşanan insanlık dışı saldırılar karşısında tek yürek olurken, Türkiye'de yaşayan hatta vatandaşlık alan bazı Filistinli'lerin Mossad adına para karşılığı casusluk faaliyeti yürüttüğü ortaya çıktı. MİT ve polisin aylar süren teknik takibi sonucu çökertilen casusluk çetesi üyelerinin kendi vatandaşlarını takip ettiği, fişlediği hatta saldırı düzenlediği belirlendi.
Uluslararası casusluk faaliyetlerinin deşife edilmesine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında İsrail İstihbarat Servisi MOSSAD'a çalıştıkları iddiasıyla 15'i tutuklanan, 8'i deport işlemi için il göç idaresine gönderilen ve 11'i adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüphelilerin tespit edilmesine ilişkin ayrıntılar sevk yazısında ortaya çıktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, uluslararası casusluk faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında, Türkiye’de ikamet eden Filistinli aileler başta olmak üzere yabancı uyruklulara yönelik İsrail İstihbarat Servisi Mossad adına 'uluslararası casusluk' faaliyeti yaptıkları değerlendirilen ve haklarında işlem başlatılan 46 şüpheliden 34'ü yakalanmış, yakalanan şüphelilerden 15'i, 'Siyasal ve askeri casusluk' suçundan tutuklanmış, 11'i adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış, 8'i ise deport işlemleri için il göç idaresine gönderilmişti. Yakalanamayan 12 şüpheli hakkında ise yakalama kararı çıkarıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca haklarında soruşturma yürütülen şüpheliler hakkındaki detaylar Sulh Ceza Hakimliği'ne gönderilen sevk yazısında ortaya çıktı. Sevk yazısında kaydedilen bilgilere göre, İsrail istihbarat servisi ile bağlantılı şahısların, Türkiye'de bulunan Filistin ve Suriye uyruklu kişilerle irtibata geçerek; İsrail için önem arz eden bilgi ve belgeleri elde ettikleri, aktardıkları bilgiler karşılığında uluslararası para transfer şirketleri, havale ofisleri ve canlı kuryeler vasıtasıyla para transfer edilerek ödeme aldıkları ortaya çıktı.
Sevk yazısına göre, İsrail İstihbarat servisi ile bağlantılı şahısların internet tabanlı mobil uygulamalar üzerinden çevrimiçi operasyon ekibi oluşturdukları, operasyon ekibi aracılığıyla uzaktan kaynak temini, canlı kurye ile kaynaklarına para transferi ve sahadaki hedeflerine yönelik taktik/keşif şeklinde işler yapmayı amaçladıkları, profesyonelce yapılması istenilen işlerde dedektiflerden istifade ettikleri, taktik işlerde ise ağırlıklı olarak şüphe uyandırmayan şahıslardan faydalandıkları tespit edildi.
Nöbetçi hakimliğe gönderilen yazıda; Dedektiflere, biyografik bilgi toplama, keşif, tahkikat, fotoğraf/video, bilgi/belge, canlı takip etme, takip cihazı yerleştirme, canlı kurye bulma ve siber faaliyetler görevleri verdikleri, dedektiflerin ise sistem açıklarından ve kritik öneme sahip devlet kurumlarında görev yapan çevrelerinden, devletin veri tabanında bulunan bilgileri temin ettikleri yapılan tespitler arasında. İsrail İstihbarat Servisinin iş yaptırdığı şahısların, gelen taleplerin sebebini, amacını, yaratacağı maddi/manevi zararı ve oluşturabileceği milli güvenlik açığını fark ettikleri halde faaliyetlerini sürdürdükleri, aynı zamanda muhataplarının kimliklerini gizleme gayreti, yapılan ödemeler karşılığında fatura kesmeme şeklinde faaliyetler yürüttüğü de tespit edildi.
İsrail İstihbarat Servisi Çevrimiçi Operasyon Merkezi'nin (İÇOM), Türkiye'de ikamet eden Filistin uyruklu şahısları ve ailelerini hedef almak amacıyla, İÇOM‘a ait çeşitli YGSM numaraları ile irtibatlı 46 şüpheli ile bağlantı kurulduğu, bu şahsılar ile Telegram ve Whatsapp uygulamaları ve sosyal medya hesapları üzerinden iş ilanları vererek temasa geçildiği, daha sonra YGSM‘ler üzerinden irtibat kurulduğu, kesinlikle görüntülü veya sesli arama yapmadan irtibatın sürdürülerek, uzaktan kaynak temini ve sahadaki hedeflerine yönelik araştırma, keşif, foto/video, dökümante, takip, darp, yaralama, soygun, adam kaçırma vb. taktik bazda işler yapmayı amaçlayarak istifade edildiği ortaya çıktı.
Tutuklanmaları talebiyle hakimliğe sevk edilen şüphelilerden Luey Mektebi'nin Türkiye'ye kaçak yollarla girdiği ve V-91 kaydının bulunduğu (Bu tedbir, geçici koruma statüsünde bulunup, ülkeden çıkışı izne tabi olan yabancılara konulur) tespit edildi. Şüpheli Mektebi'nin İsral İstihbarat Servisi'ne yönelik geçmiş soruşturmalarda ismi geçen Abuhalid Abdullah Kasım/Abuhalid Abdalla Qassem/Tayyar isimleriyle irtibatlı olduğu ve İÇOM'a ait numaralar ile WhatsApp yazışmalarının olduğu ortaya çıktı. Şüphelinin ele geçirilen telefonunda çok sayıda dekont görseli bulunduğu ve çok sayıda para transferinin gerçekleştiği, şüphelinin kişi listesinde dosyadaki diğer şüphelilerin numaralarının da olduğu tespit edildi.
Savcılığın sevk tutanağında, şüphelilerden Israa Kanaan hakkında babası tarafında kayıp başvurusu yapıldığı kaydedildi. Şüphelinin ele geçirilen dijital materyalindeki incelemede İÇOM'a ait bir numarayı WhatsApp'tan engelediği belirtildi. Şüphelinin, beyanında bir Facebook grubundan bir kişinin kendisiyle iletişime geçtiğini, WhatsApp'tan görüşme talep ettiğini, kendisinin de kabul ettiğini, görüştüğü kişinin erkek olduğunu, bazı yerlerin fotoğrafını çekmesini istediğini, karşılığında da 100 dolar vereceğini söylediğini, ancak kendisinin bu kişiyi engellediğini söylediği belirtildi. Şüphelinin, o dönem kullandığı cep telefonunu şu an kullanmadığını ifade ettiği, ancak beyanı ve dijital tespiti birlikte değerlendirildiğinde İsrail istihbarat servisi MOSSAD ile irtibatlı olduğu ve faaliyetlerde bulunduğunun anlaşıldığı kaydedildi.
Şüphelilerden Muhammed Birlik'in Lübnan vatandaşı olduğu, 12 Eylül 2013 tarihinde Türk vatandaşlığı aldığı ve çok sayıda adli kaydının olduğu ortaya çıktı. Şüpheli Birlik'in, Filistin'de yaşayan müslümanların, İsrail tarafından uğradıkları zulmü anlatmak amacıyla kurulan Uluslararası İrade Gençlik Derneği'nde çalıştığı, dernekte toplantılar yapıldığı, şüphelinin ise toplantıya katılanların kişisel bilgi formlarını topladığı ve kimlik bilgilerine bu yolla sahip olduğu tespit edildi. Şüphelinin, Lübnan uyruklu Kanada vatandaşı Cemal Hammud isimli şahsa Türkiye'de oturma şartlarıyla ilgili belgeleri iletiğini ve karşılığında 500 dolar aldığını beyan ettiği kayıtlara geçti.