Yaz mevsimi yaklaşırken evlerine ve ofislerine klima almak isteyen tüketiciler, klima seçimi konusunda kararsız kalabiliyor. Bazı tüketiciler ise yazın klimadan kaynaklı olarak yaşadıkları sağlık sorunlarını önlemenin ve kabaran elektrik faturalarını düşürmenin yollarını arıyor.
Havaların ısınmaya başladığı bugünlerde evlerine ve işyerlerine klima almak isteyenler, doğru klima tercihi yapmak için araştırmalara başladı. Tüketiciler, tercih edecekleri klimanın konfor şartlarını sağlarken enerjiyi de etkin kullanmasını istiyor.
Üçay Mühendislik Şubeler ve İklimlendirme Direktörü Özgür Şahin, doğru klima seçimi için dikkat edilmesi gerekenleri paylaştı:
“İklim krizine paralel olarak artan sıcaklıklarla birlikte ev ve işyeri gibi yaşam alanlarında klima kullanımı bir lüks olmaktan çıkıp ihtiyaç haline geldi. Ancak doğru seçilmeyen yani kapasitesi, iklimlendirme yapılacak alan için yüksek olan klima, aşırı soğutup konfor şartlarını bozuyor. Ayrıca enerji israfına da neden oluyor. Kapasitesi ihtiyaçtan düşük olan klima ise hem yeterince soğutmuyor hem de istenilen ısı değerine ulaşmak için daha fazla enerji tüketiyor. Bu nedenle klima seçiminde öncelikle kapasitenin doğru bir şekilde belirlenmesi gerekiyor. Bu kapsamda tüketicilere, güvenilir bir mühendislik firması ile çalışmalarını ve önce yaşam alanlarında keşif yaptırmalarını tavsiye ediyoruz.
Üçay Mühendislik olarak, uzman ekibimiz ile müşterilerimize, keşiften montaja kadar anahtar teslim çözümler sunuyoruz. Keşif çalışması kapsamında; klima kapasitesini, tipini, dış ünite ve iç ünite yerleşimini, boru güzergâhları gibi unsurları tespit edip, müşterilerimize en doğru çözümü öneriyoruz.
Klimanın inverter özelliğine sahip olması da oldukça önemli. Çünkü inverter olmayan klimalar istenilen oda sıcaklığına ulaşıldığında otomatik olarak kapanıyor, ancak inverter klimalar istenilen oda sıcaklığına ulaşıldığında kapanmıyor, ısıyı ortamın ihtiyacına göre ayarlayarak daha az enerji harcıyor. Unutmayalım her 1 derece, klimanın elektrik tüketimini yüzde 5 ila 10 artırıyor. Bu nedenle inverter özelliğine sahip klima tercih ederek ısıyı doğru yönetmek gerekiyor.
Klimalarda kullanılan R32 gazının verimliliği R410’a gazına göre daha fazla ve küresel ısınmaya etkisi 3 kat daha düşük. Bu yüzden klimanın inverter teknolojisine sahip çevre dostu soğutucu akışkan barındırmasına dikkat edilmeli.
Klimanın enerji sarfiyatını düşürmek için de enerji sınıfına dikkat etmek gerekiyor. A+++ soğutma ve ısıtma verimliliğine ulaşan klimalar, elektrik faturasını önemli ölçüde düşürüyor.
Programlanabilen klima termostatlarıyla da sıcaklığı kontrol etmek ve verimi yüzde 30 civarında artırarak, tasarruf sağlamak mümkün. Böylece klimanızı ortamda bulunmadığınız zamanlarda kapatıp, bulunduğunuz zamanlarda açacak şekilde programlayabiliyorsunuz. Klimanızı, yaşam alanındaki akıllı kontrol sistemine entegre ederek, cep telefonunuzdan kolaylıkla yönetebiliyorsunuz.
Temel görevi ısıtma ve soğutma olan klimalar artık iç hava kalitesini olumsuz etkileyen zararlı partiküllere karşı da yüksek koruma sağlıyor. Bu kapsamda klimalar, hava temizleme teknolojileri ve filtreleme yöntemleriyle donatılıyor. Bu nedenle tercih edilen klimanın ideal nemi sağlaması ve ortamdaki havayı flash streamer teknolojisiyle temizlerken dışarıdan da taze hava beslemesi yapabiliyor olması gerekiyor.
Klima tercihinde titanyum apatit filtre de önemli bir kriter. Çünkü titanyum apatit filtre, iç ortamdaki; toz, polen, kötü koku ve alerjenleri emerek, rahat bir nefes almayı mümkün hale getiriyor.
Ses seviyesi de klima seçerken dikkat edilmesi gereken kriterler arasında yer alıyor. Özellikle 20 dB(A) değerine kadar düşebilen klima modellerini tercih etmek gerekiyor.
Daikin’in Ururu Sarara ve Shira Plus model klimalarıyla tüm bu özellikleri bir arada sağlamak mümkün. Üçay Mühendislik olarak, güçlü teknik ekibimizle ve Daikin’in ileri teknoloji klima çözümleriyle müşterilerimize; keşiften ürün tercihine, montajdan bakıma kadar tüm süreçlerde eşsiz bir deneyim sunuyoruz” dedi.
Özgür Şahin, tüketicileri yazın doğru klima kullanımı konusunda da uyardı:
“Klima tercihi kadar önemli bir diğer konu ise klima kullanımı. Çünkü hatalı klima kullanımı, enerji sarfiyatını artırdığı gibi konfor şartlarını da bozuyor.
Bu kapsamda öncelikle klimanın yerinin yani odada nereye konumlandırılacağının uzman ekipler tarafından keşif aşamasında belirlenmesi gerekiyor. Örneğin, yaşam alanlarında oturma grubuna ya da yemek masasına uzak bir noktaya monte edilen klima, konfor şartlarını sağlamak için daha yüksek hızlarda ve uzun süre çalıştırılıyor. Bu durum ise hem konfor şartlarını bozuyor hem de enerji sarfiyatını artırıyor.
Yazın klima kullanırken dış hava sıcaklığı ve iç ortam sıcaklığı arasında 6-8 derecelik bir fark olmasına da dikkat etmek gerekiyor. Örneğin dışarısı 32 dereceyken iç mekân sıcaklığının 24 veya 26 derece olmasını tavsiye ediyoruz. Aksi halde elektrik faturaları yükseliyor. Ayrıca ani sıcaklık değişimlerine bağlı olarak; klima çarpması, astım, bronşit, baş ağrısı gibi hastalıklara yakalanma riski de artıyor.
Ayrıca klima iç ünitelerinin filtrelerinin düzenli olarak temizlenmesi gerekiyor. Çünkü temizliği yapılmayan kirli filtreler, klimanın verimini düşürüyor. Bu da daha fazla enerji sarfiyatı anlamına geliyor.
Klima çalışırken ortamdaki kapı ve pencereleri kapalı tutulmak da konfor şartlarını sağlamak ve enerjiyi verimli kullanmak açısından oldukça önemli.” dedi.