CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP lideri Devlet Bahçeli, AKP Grup Başkan Vekili Mahir Ünal'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını hedef alan sözlerine sert tepki gösterdi. Partisinin haftalık grup toplantısında açıklamalarda bulunan CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet değerlerini hedef alan AKP'li Mahir Ünal'a çok sert tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, 'Bu anlayış SADAT kafası anlayışıdır' ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM'deki haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu, sözlerine İstanbul Barosu'nun ilk kadın başkanı olan Filiz Saraç'ı tebrik ederek başladı.
CHP lideri, Cumhuriyeti ve Harf Devrimi'ni hedef alan AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal’a çok sert tepki gösterdi.
Kılıçdaroğlu, “Yuh çekmeyin, sizin nefesinize yazık, tarih bilmiyorlar, hurafelerle tarih öğrenilmez. Bu anlayış SADAT kafasıdır” dedi.
Bugünkü grup toplantısında AKP'li Ünal'a tepki gösteren MHP liderine de değinen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
'Bahçeli buna (Mahir Ünal'a) sözde çok kızmış. Ne olacak? Koşa koşa gidecek yine kucaklayacak. Milliyetçilik vatanseverliktir, senin diline hakaret eden senin dilini küçümseyen bir adamla senin ne işin var?'
Gezi davasını gündeme getiren Kılıçdaroğlu, '6 aydır içerdeler' dedi ve hapisteki Gezi tutuklularına selam yolladı.
Bartın'daki maden faciası ile ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, '41 insanın hayatına mâl oldu hâlâ ortada bir sorumlu yok. Soma'da olduğu gibi kapatmak istiyorlar' dedi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkan satırlar şu şekilde:
'Bizim kişisel bir hırsımız yok. Biz bu ülkenin kalkınması için Türkiye'de huzurun olması için mücadele eden bir partiyiz. 85 milyon kardeşimiz duysun hiçbir ayrım yapmadan 85 milyonu kucaklayacağız. Bütün karamsarlığına rağmen güzel imzaların da atıldığı bir Türkiye'deyiz.'
'İstanbul Barosu seçimleri yapıldı, ilk kez bir kadın İstanbul Baro Başkanı oldu. Filiz Saraç. Kendisini kutladım ama önemli olan şu bütün CHP'nin kendisini kutladığını ifade etmek için de buradan tekrar kendisini kutluyorum. Gezici mahkemeler istemiyoruz, onlara son vereceğiz. Adalet neredeyse onu arayıp bulacağız.'
Avukatla, savcının aynı platformda olması lazım. Biri iddia, biri savunma makamıdır. Biz adaleti de yeniden inşa etmek istiyoruz. Gezici mahkemeler istemiyoruz. Kimin davası nereye düştü hakim vicdanına göre karar verecek Saray'ın istediğine göre değil.'
'Gezi aileleri burada. Onlara da hoş geldiniz diyorum. Gezi olayları Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, vatandaşlarının haksızlık karşısında yükselttikleri sestir. Bu ses bir bayraktır. Bu bayrak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bayrağıdır. Demokrasi, adalet bayrağıdır o bayrak. Milyonlarca gencimizin haykırdığı, adalet istediği bir bayraktır.
Yargılanıyorlar. 13. Ağır Ceza Mahkemesi bir soru bile sormadan, bir tek tanık bile dinlemiyor, delil var mı yok mu onu bile araştırmıyor 'Sizi hapse atacağım' diyor. Vicdan sahibi olanların vicdanına havale ediyorum bu duruşmayı. Ne olursa olsun, bedeli ne kadar ağır olursa olsun bu ülkeye adaleti ya getireceğim ya getireceğim. Adalet kutsal bir kavramdır. Bu kadar tahrip edemezsiniz adaleti. 6 aydır içerideler. Tek soru sorulmadan. Vera'yı babasıyla buluşturacağım ahtım var. Gezi'ye buradan selam göndermek benim boynumun borcudur.'
'Amasra'da faciada 41 kişi hayatını kaybetti. Kim bu işin sorumlusu hâlâ belli değil. Bu işten nasıl sıyırırız hesabı yapıyorlar. 41 kişinin hesabını kim verecek? Yetimlere hesabı kim verecek? Kimin ne yaptığı, asıl fail belli değil.
Faciada ölümleri artıran etkenlerin başında madendeki havalandırma sisteminin yanlış planlanması geliyor diye rapor yazılmış. Havalandırma sistemini yanlış yapıyorsunuz ve 41 insanın hayatına mal oluyor. İktidar makamları da gittiler, gezdiler. Orası ağlama duvarı değil, siz görevinizi yapacaksınız. Bu işin sorumluları kim onu bulacaksınız. Soma gibi olayı kapatmak istiyorlar.'
'Anadolu farklı bir şey. Eğer dert dinlemek, sorunları yerinde görmek istiyorsanız Anadolu'ya gideceksiniz. Ankara'da oturup ben dert dinledim diyemezsiniz. Gidiyor bir yere beyefendi, valiler il başkanı gibi çalışıyorlar. AK Partili yöneticiler evlere giremediği için devletin memurlarını gönderiyorlar.'
'Bu fabrikanın önünde bir toplantı yaptım. Sendika temsilcisi de geldi pancar ve tütün üreticileri de geldi. Hepsine söz verdim. Şunu söyledim; '20 yıldır AK Parti hükümetlerinin yaptığı bir tek fabrika var mı?' Mesela gübre fabrikası, mesela şeker fabrikası yaptın mı? Şimdi bütün çiftçilere söylüyorum, gübreyi alıyorum pahalı diyorsun, gübre fabrikasını niye yapmıyorlar diye soracaksın? Bu devlete Allah rızası için bir tek fabrika dahi yapmadılar. Ama yapılanların tamamını sattılar ve yediler. Açık ve net söylüyorum AK Parti iktidarları yeni bir fabrikayı yapabilecek düşünceye sahip değiller. Onlar tam anlamıyla bir yıkım ekibidirler. Her şeyi yakıp yıktılar. Bütün fabrikaları!'
'Öyle bir tablo var ki Ulusal Süt Konseyi yaptılar, güzel. Süt fiyatını belirleyecekler. Ama bu konseyin başındaki kişinin fabrikası var. Yani ne kadar ucuza süt alırsa o kadar ucuz alacak. Fiyatı artırmıyor bir türlü. O zaman süt üreticilerine benim bir çift sözüm var. Neden bu konseyin başında süt üreticilerinden biri yok da fabrika sahibi var? Sözüm söz kim o işin erbabıysa o konseyin başına süt üreticilerinden birini getireceğiz.'
'Sivas Anadolu'nun tarihi. Sivas'ın 1233 köyü var. Köy sayısı açısından Türkiye'de bir numara. Ve Sivas Tokat gibi göç veren bir kent. İnsanlar büyük kentlerin varoşlarında iş arıyorlar. 22 okul 2020 Temmuz ayında yıkılmış. Şimdi 2022 yılındayız. Hâlâ ihalesi yapılmış değil. Sivaslı kardeşlerime söyledim, Milli Eğitim Bakanlığı'na da açık çağrı yaptım, şimdi yeniden çağrı yapıyorum. Bu 22 okulun arsalarını bize teslim edin, size bir yıl içerisinde o okulları yapacağız, donanımızı yapacağız her şeyi mükemmel olacak ve o okulları Milli Eğitim Bakanlığı'na teslim edeceğiz. Yapamıyorlar. Biz iktidar değiliz ama yapıyoruz. 20 okulu yapmayı beceremeyen bir iktidar TC devletini sağlıklı yönetebilir mi?'
'Dünyayla yarışmak bunların haddi değil. Dünya ile yarışmak için senin katma değeri yüksek ürün üretmen lazım, senin üniversitelerinin bilgi üretmesi lazım. Demir Çelik Fabrikası Sivas'ta, binlerce kişinin gelir kaynağı. Şimdi bu fabrikayı aldılar bir mafyaya teslim ettiler. Mafya ile bunların araları çok iyi biliyorsunuz. Özellikle de uyuşturucu mafyasıyla. Şunu söyledim. Allah nasip eder de iktidar olursak göreceksiniz bu fabrikaya el koyacağız. Bu fabrika geçmişte olduğu gibi yine çalışacak, işçiler iş başı yapacak. Fabrikanın bacaları tütecek. Burada demir üretilecek. Türkiye en azından dışarıdan hurda demir bile üretmeyecek. Kendimiz yapacağız. Bunlar çalıştıramazlar Sivaslı kardeşim. Sen yetki vereceksin bize. Sivas Belediye Başkanlığı'nı bize verin Sivas'ı en az beş yıl içinde büyükşehir belediyesi haline getirelim. Her soruna talibiz, birikimle çözmeye talibiz.'
'Bir umutsuzluk dalgası var. Bu dalgayı yok edeceğiz inşallah. Teşvik yapmışlar bunlar. Yeni bir sanayi bölgesi var. Nuri Demirağa'nın adını vermişler çok teşekkür ederiz. Oraya 28 Aralık 2021 tarihli bir kararname ile orası cazibe merkezi ilan edilmiş. Diğer sanayi bölgeleri ilan edilmemiş. Doğal olarak Sivaslı üretici diyor ki nasıl rekabet edeceğim. Bir il teşvik açısından ikiye bölünür mü, çifte standart olur mu! Bunu da kaldıracağız. Hızlı tren açacağız demişler. Sivaslı kardeşime söyledim, bu kadar yalana yeter deyin.
Türkiye'de hangi kurumda olursa olsun bütün taşeron işçilerini kadroya geçireceğiz. Devlet taşeron mu çalıştırır ya!'
(Sıralardan gelen yuh sesleri üzerine) “Yuh çekilecek pozisyonda da değil sizin nefesinize yazık. Tarih bilmiyorlar hurafelerle tarih öğrenilmez. Halkın ne konuştuğunu dahi bilmiyorlar. Ya sen hiç Karacaoğlan’ı dinlemedin mi kardeşim. Bu insanlar tertemiz Türkçeyle ne yazdılarsa bugün biliyoruz ya. Sen Yunus’u bile bilmiyorsun.'
'Bugün parantez açalım; Bahçeli buna sözde çok kızmış. Ne olacak koşa koşa gidecek yine kucaklayacak. Bu anlayış ne anlayışıdır biliyor musunuz? Bu anlayış SADAT kafasının anlayışıdır. TC devletini kaldıracağız ASRİKA diye bir devlet kuracağız, başkenti İstanbul olacak, dili de Arapça olacak. Aynı kafa. İtiraz mı ettiler? Etmediler. Ama ne olur benim milliyetçi tabanım öbür tarafa kaymasın diye arada bir işaret fişeği atayım sonra arka kapıdan yine kucaklaşacağız. Milliyetçilik vatanseverliktir, senin diline hakaret eden senin dilini küçümseyen bir adamla senin ne işin var? Hâlâ grup başkanvekili, ne olacak ki! Ama bu tür insanlara en güzel cevabı Gazi Mustafa Kemal Atatürk vermiş. ‘Biz cahil dediğimiz zaman mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi hiç okumak bilmeyenlerden de hakikatı gören gerçek alimler çıkabilir.’ Daha ne desin ya!'
''Birikimlerimizi, vizyonlarımızı, heyacanlarımızı yarıştıralım' diyor bana meydan okuyor Erdoğan. Kendisine her yerde, her ortamda vizyonsa vizyon, bilgiyse bilgi, kültürse kültür, tarihse tarih ne istiyorsan çık karşıma açıkça seninle konuşalım.
Korkma Erdoğan korkma ben adam yemem. Bilgiyle, birikimle gel karşıma neden korkuyorsun? Vizyon konuşacakmış gelsin konuşalım. 50 tane televizyonun var, 100 tane gazeten var. Ben söyledim yine söylüyorum. Sizin lideriniz neden bir Kılıçdaroğlu'nun karşısına çıkmaya cesaret edemiyor? 27.5 yıl devlete hizmet ettim. Kul hakkı yiyen birisi, kul hakkı yemeyenin karşısına çıkamaz, işin temelinde bu var. Bakanlarını, danışmanlarını, prompterını da al neyi alırsan çık karşıma. Hodri meydan diyorum.'