9024,53%0,88
34,25% -0,03
37,18% 0,24
3061,25% 0,16
5014,38% 0,14
Plansız kentleşmenin, kontrolsüz yapılaşmanın, torpil ve liyakatsız sistemin maliyetini 50 bin yurttaşımız can vererek öderken, verimli tarlaları, okul önlerini asbestli moloz yığınlarına açan yönetime halkın tepkisi büyüyor.
Depremde yıkılan binlerce binanın enkazı akıllara durgunluk veren yerlere yığılıyor. Deniz manzaralı, ırmak kenarları, çadır kentlerin bitişiği, okulların tam ortası, ya da buğday ekili tarlalalar beton yığınlarına dönüyor. Asbest başta olmak üzere çok sayıda kimyasal atığın boca edildiği enkaz bölgeleri arasında yaşayaşan depremzedeler bu duruma tepki gösteriyor.
Hatay’ın Samandağ ilçesinde bulunan Çiğdede Mahallesi’ndeki denize ve yerleşim yerine yakın bir alana, depremlerin ardından enkazlardan toplanan molozların dökülmesine karşı depremzedeler, direnişe başladı.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin en çok yıkıma neden olduğu kentlerden birisi olan Hatay’da, enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor.
Samandağ ilçesinden toplanan molozlar ise Çiğdede Mahallesi’ndeki deniz sınırına, okullara ve bir çadırkente çok yakın bir yere dökülüyor. Molozların çevreye ve insan sağlığına zarar vereceğini belirten depremzedeler, hafriyat kamyonlarının önünü keserek direnişe başladı.
Bir hafriyat kamyonu şoförünün dün önünde depremzedeler varken aracı hareket ettirmek istemesi üzerine kısa süreli gerginlik yaşandı. Polisin araya girmesiyle kamyon, alandan uzaklaştırıldı.
Yaşadıkları mağduriyeti anlatan bir depremzede, bölgeye birçok kuşun göç ettiğini ve bölgede çok sayıda caretta carettanın olduğunu söyledi. Depremzede, şöyle konuştu:
“Bizi bu şekilde mağdur ediyorlar. Bizim çoluk çocuğumuzun geleceğiyle oynuyorlar. Bu çocukların vebali, bu molozlara sebep olanın boynunda olsun. Biz, bunları hak etmedik. Bizim hayvanlarımız, meralarımız, narenciyemiz, hiçbir şeyimiz burada sağlıklı kalmadı. Ondan dolayı biz, bu molozun buraya dökülmesini istemiyoruz. Çocuklarımızın geleceğiyle oynanmasını istemiyoruz. Hava batıdan esti mi denize dökülecek molozlar, doğudan esti mi mahalleye gidecek. Yani her türlü, her şekilde biz mağduruz. Bu mağduriyeti istemiyoruz biz. Devlet büyüklerimizin el atması lazım buna. Bu şekilde, bu çocukların geleceğiyle oynamaması lazım. Biz mağduruz. Lütfen, devlet büyüklerinden rica ediyoruz, sesimizi duysunlar. Yeter artık yani. Zaten daha cenazelerimizi gömmezken bizi diri diri gömmeye çalışıyorlar. Yazık, günahtır. Bizim mahallede adaklık iki tane hayvanım vardı. Çevre Bakanlığı’ndan geldiler, ‘Mahallede iki tane öküzünü besleyemezsin. Koku çıkıyor’ derken bizi bu kokuya maruz bıraktılar. Bu halk, bunu hak etmedi. Hatay halkı, bunu hak etmedi. Samandağ halkı, hak etmedi.”
Başka bir depremzede de isyanını şöyle dile getirdi:
“Şu anda tüm Samandağ’ın enkazlarını, yaralarını, demirlerini, etlerini, hayvanlarıni, cenazelerini, tümü buraya döktüler. Burada gel, yaşa. Böyle hayat olmaz. Deprem öldürmedi, tamam eyvallah dedik ama şimdi artık ölmekten daha beter olduk. 5 tane okulumuz var. Okullara bakın. Karşıda bizim askeri karakolumuz var. Bin 500’e yakın çadır kurdular. Çadır kurduktan sonra enkaz dökmeye başladılar. Yetkililerden yardım istiyoruz. Yetkililerden, bu tür konularda başka bir şey istemiyoruz. Zar zor çadır aldık, zar zor bir su aldık. Biz buna da ikna olduk ama bu molozu almaları gerekiyor buradan. Hâlâ cesetler var enkazların altında. Şimdi burayı bir araştırsan insan cesetlerini bulabilirsin burada. Niye? Birkaç kuruş maliyeti düşürmek için. Burada 50, 60, 100 tane kamyon günde çalışıyor. Bunun maliyeti, bir litre mazotla, bir saate olsa milyarlar yapar. Onun hesabını yapıyorlar. İki tane hayvan besliyoruz, kıyamet koptu. Cumhurbaşkanlığı’na kadar şikâyet ettiler bizi. İki öküzüm, bir adağım var benim. Neymiş? Gübreymiş. Neymiş? Kokuymuş. Allah’tan korkun. İnsan cesedini burada dibimize koyuyorsunuz. Molozunu, etini, hayvanları, her şeyi buraya döküyorsunuz. Eyvallah dedik, yarın öbür gün çıkartırlar. Kamyonlara bakın.”