9724,5%-0,42
35,19% 0,30
36,73% 0,92
2968,28% 1,32
4806,92% 0,71
Katiller, trafik canavarları, tecavüzcüler, hırsızlar, dolandırıcılar için denetimli serbestlik hakkı tanıyan Adalet Bakanlığı, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Pehlivan 5. kez cezaevine girdi
Türkiye'de adalet kavramını aşındıra aşındıra 'Adalet' duygusunun içini boşaltan 20 yıllık AKP iktidarları özellikle son yıllarda uyguladığı ayrımcı politikaları, muhalif gazetecilerin tepesinde 'Demoklasi'in kılıcı' gibi sallanıyor.
Cumhuriyet yazarı, gazeteci Barış Pehlivan, bugün 'gazetecilik yaptığı' için 5. kez cezaevine girdi. Silivri'de hapse girmeden önce okurlarına mesaj gönderen Pehlivan, 'İçeride de tıpkı dışarıda olduğu gibi gazeteciliğe devam edeceğim, yazmaya devam edeceğim' dedi.
Bu görüntüyü unutma Türkiye. Barış Pehlivan yeniden cezaevinde. Video: @0zgurPehlivan pic.twitter.com/t3JT6JYXTm
— Timur Soykan (@timursoykan) August 15, 2023
Gazeteci Barış Pehlivan daha önce 3 yıl 9 ay ceza aldığı ve 6 ay hapiste kaldıktan sonra tahliye edildiği dava nedeniyle bugün yeniden İstanbul Silivri’deki Marmara Cezaevi’ne girdi.
Pehlivan, temmuzda çıkarılan Covid-19 izinlisi hükümlülerin tekrar cezaevine girmesini engelleyen yasadan muaf tutulmuştu. Pehlivan’ın denetimli serbestlik talebi hala yanıtlanmadı.
İtirazının kabul edilmemesi halinde Pehlivan'ın 8 ay açık cezaevinde kalması bekleniyor.
Pehlivan yeniden cezaevine girmeden önce meslektaşlarıyla vedalaştı, Cumhuriyet okurlarına mesaj gönderdi.
'Mesele benim meselem değil, mesele Barış Pehlivan meselesi değil' diyen Pehlivan, şu ifadeleri kullandı:
'Mesele aslında Türkiye'de yaşayan bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının haber alma özgürlüğünü, bilgi alma özgürlüğünün gasbı. Ben girerim ama mutlaka çıkacağım. Ama içeride de tıpkı dışarıda olduğu gibi gazeteciliğe devam edeceğim, yazmaya devam edeceğim. Hem bu süreçte bana destek olan tüm Cumhuriyet okurlarına teşekkürlerimi sunuyorum, hem de 'enseyi karartmamalarını' ümit ediyorum.'
Beşinci kez cezaevine giren Pehlivan’a; CHP Genel Başkan Yardımcısı Yunus Emre, CHP İstanbul Milletvekilleri Enis Berberoğlu, Yüksel Mansur Kılınç, Suat Özçağdaş ile CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun; hukukçular ve gazeteciler destek verdi.
“Ben, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Silivri Cezaevi’ne de Türkiye Cumhuriyeti kimliğimle giriyorum. Bana Türkiye Cumhuriyeti’nin verdiği bir kimlik numarası var. Bunları niye hatırlatmak zorunda kalıyorum? Bu toprakların bir Büyük Millet Meclisi var. Bu toprakların Gazi Meclisi var. Ve bu toprakların, o Gazi Meclisi’nde, bundan tam bir ay önce, 15 Temmuz’da bir yasa çıktı. Ve o yasa, 100 binden fazla kişiyi kapsıyordu. Cinayet hükümlülerini, tecavüz hükümlülerini, uyuşturucu satıcılarını, çocuk tacizcilerini kapsayan bir yasadan bahsediyoruz.'
'Maalesef bu kadar hukuk bilmek zorunda kalıyorum. Geçici 10. maddenin ikinci fıkrası, benim cezaevine girmemi engelliyor. Benim özgür olmamı emrediyor. Ancak buna rağmen, ben gördüğünüz gibi maalesef, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmama rağmen, bu ülkenin Meclisi’nden çıkan yasadan faydalandırılmıyorum.'
'Bana haftalardır bir açıklama yapılmasını istiyorum. Neden ben bu ülkenin Meclis’inden çıkan ve beni de kapsayan yasadan faydalandırılmıyorum. Benim bir cinayet hükümlüsünden, bir tecavüz hükümlüsünden, bir uyuşturucu satıcısından, bir dolandırıcıdan daha tehlikeli olduğumu mu düşünüyorlar? Ben neden faydalanamıyorum?'
'Ben buna isyan ediyorum. Meselenin benimle ilgili olmadığını da biliyorum. Benim gibi yüzlerce insan olduğunu da biliyorum. Türkiye’nin maalesef yakın tarihinde; benim yaşadığımın, okyanusta sadece bir kum tanesi olduğunu da biliyorum. Bunun, belki benim bedenimde gerçekleşen ama en nihayetinde halkın haber alma özgürlüğüne bir gasp olduğunu düşünüyorum. Halkın gerçekleri öğrenme hakkına bir gasp olduğunu düşünüyorum.'
'Ben burada içeri girerken; aslında benim kitaplarımı, benim yazılarımı, benim açıklamalarımı içeri sokmaya çalışıyorlar. Ama yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır. Dün nasıl, daha önce girdiğimde; kitap yazdıysam, yazı yazdıysam; sesimi bütün Türkiye’ye duyurduysam; kimsenin kuşkusu olmasın beni içeri atanlar da biliyor ki ben gazeteciliğe devam edeceğim.”
Gazeteci Pehlivan, Adalet Bakanlığı’nın tutumuna yönelik bir soru üzerine de şunları söyledi:
“Ben bunu Türkiye’ye duyurmadan önce, yani Cumhuriyet gazetesinde 2 Ağustos’ta o köşemi yazmadan önce düzenli olarak hem hukukçulara, hem akademisyenlere; hem de iktidar partisine yakın olduğu bilinen hukukçulara bu yasayı sordum. Bu yasanın geçici 10. Maddesinin ikinci fıkrasını sordum: ‘Biz mi yanlış değerlendiriyoruz? Lütfen objektif olun. Benim bu yasadaki durumum nedir?’ Hepsinin ortak görüşü, ‘Senin bir daha cezaevine girmemen gerekiyor’du. O halde, ben neden birazdan cezaevine giriyorum. Ben bunun yanıtını arıyorum. Maalesef iktidar partisinden, maalesef yargı sisteminden, avukatım burada, defalarca yanıt aramamıza rağmen bugüne kadar yanıt bulamadık. Ve şu an firari olmamak için, disiplin suçu işlememek için aslında dünyanın farklı bir yerinde daha rahat yaşayabilecekken, hiç cezaevi yüzü görmeyecekken, gördüğünüz gibi maalesef beşinci kez cezaevi yüzü görüyorum. Olsun hoş gelmiş.”
Avukat Hüseyin Ersöz ise şunları söyledi:
“Bizim, Silivri İnfaz Hakimliği’ne yapmış olduğumuz bir başvuru var. Bu başvuruda da denetimli serbestlik tedbirinden Barış Pehlivan’ın yararlanması gerektiği ve kanunda bu konu ile ilgili olarak herhangi bir istisna öngörülmediği yönünde değerlendirmelerimiz var. Barış ve Barış gibi diğer hükümlüler ile ilgili de olabilecek bir emsal kararın çıkması beklentisi içindeyiz. Bu kanunu özgür bir biçimde yorumlayacak, özgürlükçü yorumlayacak bir hakime ihtiyaç var. Eğer o hakim böyle bir karar verirse, Barış Pehlivan’ın en kısa zamanda tekrar aramızda olmasını sağlayabileceğiz.”