Kardiyovasküler sistem hastalıkları, günümüzde en önemli ölüm sebepleri arasında yer alıyor ve bu hastalıkların başında da damar tıkanıklıkları geliyor. Damar tıkanıklığı, vücutta atardamarların çeşitli nedenlerle daralarak ilgili organın fonksiyonlarında sorunlar oluşturması nedeni ile önem taşıyor. Kalp ve beyin damarları bu konuda en önemli ve en hayati sorunlara neden olabilecek hedeflerdir.
Bacak atardamarlarındaki tıkanıklıklar ise erken dönemde yürüme sırasında oluşan ağrılar ile başlayan şikayetler zinciri sonucunda, bacağın çeşitli seviyelerden kesilmesine dek uzayabilecek süreçlere neden olabiliyor.
Hastanın birtakım özellik ve beklentilerinin tedavi yöntemi seçiminde rolünün büyük olduğunu belirten Acıbadem Fulya Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cem Arıtürk, 'Bacaklardaki damar tıkanıklıklarında, tedavi kriterleri kalp ve şah damarlarındaki kadar kesin değildir. Temel olarak görüntüleme yöntemleri ile saptanmış darlık özelliklerinin yanında kişinin şikayet derecesi ve sorunlu uzvun kişinin sosyal beklentilerini ve günlük hayatını idame ettirebilmesine ne derecede olanak tanıdığı önemlidir.
Bir örnekle açıklayalım: Bacak ana atardamarında %80 darlık bulunan 50 yaşında ve günde 7-8 km yürüyen bir erkek hastada yürüme mesafesinin 3-4 km'ye düşmesi, bacak atardamar darlığı nedeni ile günlük ve sosyal hayatın devam ettirilmesinde sorunlar meydana gelmesi balon-stent veya cerrahi tedavi yöntemlerin uygulanması için bir sebep olabilir.
Ancak bacak atardamarında %80 darlık bulunan hasta 85 yaşında günde sadece 1 km yürüme ihtiyacı olan bir kişi ise ve dinlene dinlene de olsa bu ihtiyacını karşılayabiliyorsa sadece ilaç ve egzersiz tedavisi ile takip etmek daha akılcı olabilmektedir' dedi.
Dr. Cem Arıtürk, tedavi yöntemlerinin incelikli ve özellikli bir şekilde seçilmesi gerektiğinin altını çizerek sözlerine şöyle devam ediyor: 'Tedavinin konunun uzmanı, önlem tedavilerinden başlayıp cerrahi seçeneklere uzanan geniş spektrumdaki tekniklerin hepsine hakim ve hepsini uygulayabilen ekipler tarafından yürütülmesi gerekmektedir. Avrupa'da ve ABD'de 'Damar Hastalıkları Uzmanı ve Cerrahı' olarak görev yapan hekimler bulunmakta ancak ülkemizde damar hastalıklarının tedavisi ile ilgili sorumluluğun dağıtımında bir takım karmaşalar bulunmaktadır. Ancak asistanlık sürecinden itibaren damar hastalıklarının takibini ve tedavisini yapan, bu konuda uzmanlaşmış kalp - damar cerrahisi uzmanlarının, konunun uzmanı kardiyoloji ve radyoloji uzmanları ile birlikte bir ekip olarak tedaviyi yürütmeleri günümüzde izlenmesi gereken en doğru yoldur.'