9132,3%0,97
34,23% 0,03
37,56% 0,26
2874,71% 0,19
4820,13% 0,00
Türkiye'yi kaosa sürükleyen terör örgütlerinin kanlı eylemlerini bahane ederek yönetime el koyan 12 Eylül cuntası geride hala tartışılan sorunlar yumağı bırakarak tarihe gömüldü.
12 Eylül 1980 | Kanlı darbenin 44'ncü yılı
Türkiye tam 44 yıl önce yönetime el koyan Kenan Evren cuntasının sesiyle güne uyandı. Yurt genelinde sokağa çıkma yasağı ilan edilirken, askeri birlikler insan avına çıktı. Gözaltında işkencelerden 175 kişi can verirken, 'doğal ölüm' olarak açıklanan çok sayıda kişinin de işkence ile hayatını kaybettiği ortaya çıktı. Tam 300 gün süreyle İstanbul'da gazeteler yayın yapamadı. İdamlar, ağır hapis cezaları, siyasi yasaklar; kabus dolu günler devam ederken Yunanistan NATO'ya Ankara'nın onayı ile geri döndü. Gerici yapılanmaların önü askerler eli ile açıldı. ABD'nin en yakın adamı Turgut Özallı yıllar, Türkiye'nin batıya dönük yönünü Ortadoğu bataklığına doğru adım adım sürükledi.
Türkiye'nin demokrasi tarihinin kara lekesi olarak görülen birçok aydının ve sosyalistin tutuklandığı, ülkeden göç etmek zorunda kaldığı 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 44 yıl geçti.
Türkiye'de Demokrasiye Vurulan Darbe ve Sonuçları
12 Eylül 1980 tarihinde Türkiye, demokrasiye ağır bir darbe vurulmasıyla karşı karşıya kaldı. Bu darbe, ordunun belirlediği "Bayrak Harekatı" isimli plan çerçevesinde gerçekleştirildi. Ordu komutanlarına 11 Temmuz 1980'de harekete geçilmesi emri verilmişti; ancak, hükümetin güvenoyu alması nedeniyle plan ertelenmişti. 12 Eylül'de ise darbe, sabaha karşı hayata geçirildi.
Milli Güvenlik Konseyi'nin Yönetimi
Darbe sonrası, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren liderliğindeki Milli Güvenlik Konseyi (MGK) tüm yetkileri elinde tuttu. MGK, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tümer ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sedat Celasun'dan oluşuyordu. Bu isimler, anayasayı kaldırarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni (TBMM) feshetti ve antidemokratik faaliyetlere hız verdi.
Sıkıyönetim ve Sosyal Yapının Çökertilmesi
Sıkıyönetim ilanı sonrası, sivil toplum kuruluşları hedef alındı; Türk Hava Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Kızılay dışındaki birçok dernek kapatıldı. Siyasi partilere kilit vurularak, Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit Hamzakoy’a, Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkeş ise Uzunada'ya sürgüne gönderildi. Bu süreçte, siyasi yasaklar getirildi.
İdamlar ve İnsan Hakları İhlalleri
Darbeciler, birçok idam kararı aldı. 9 Ekim 1980’de sol görüşlü Necdet Adalı ve ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu idam edildi. Ayrıca, 17 yaşındaki Erdal Eren'in idamı da gerçekleştirildi. Eren'in idam kararı, Yargıtay tarafından iki kez iptal edilmesine rağmen, MGK tarafından onaylanarak 13 Aralık 1980’de infaz edildi. Kenan Evren’in Eren için söylediği "Asmayalım da besleyelim mi?" ifadesi, darbecilerin insan hakları ihlali konusundaki tavrını net bir şekilde ortaya koydu.
Darbenin Bilançosu
Darbenin geride bıraktığı tablo 'resmi rakamlara’ göre şöyle:
• Gözaltına alınanlar: 650.000
• Fişlenenler: 1.683.000
• Açılan dava sayısı: 210.000
• Sıkıyönetim mahkemelerinde yargılananlar: 230.000
• Vatandaşlıktan çıkarılanlar: 14.000
• Toplam 644 cezaevindeki hükümlü-tutuklu : 52.000 (1990'da kalanlar)
• Açlık grevinde ölenler: 14
• Kaçarken vurulanlar: 16
• Çatışmada öldürülenler: 74
• Doğal ölüm raporu verilenler: 73
• ‘İntihar' ettiği bildirilenler: 43
• İşkence sonucu öldürülenler: 171
• Cezaevlerindeki gazetecilerin aldığı ceza toplamı: 3.315 yıl 3 ay
• İstanbul gazetelerinin yayın yapamadığı gün sayısı: 300 gün
• Silahlı saldırıda öldürülen gazeteciler: 3
• Basın özgürlüğünü kısıtlayan yasa sayısı: 151
• Yasaklanan yayın sayısı: 927
• Yasaklanan film sayısı: 927
• Haklarında idam cezası istenenler: 7.000
• Ölüm cezası verilenler: 517
• Askeri Yargıtay'ın onayladığı idam cezası: 124
• Dosyası Meclis'te bulunan idam hükümlüsü: 259
• İnfaz edilen idam cezası: 50