TBMM SORUŞTURMA KOMİSYONU ARTIK DÜŞMELİ

                                                           Ahmet OKUMUŞ

            Hepimiz 17- 25 Aralık soruşturmasını çok net hatırlarız. Hatta son iki gün içerisinde bu konuda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın vermiş olduğu karar unutanlara bu tarihi yeniden hatırlattı. İyi hatırlayın Reza Zarrab (Rıza Sarraf) ile eski bakanlar Muammer Güler ile Zafer Çağlayan’ının oğulları Barış Güler ve Salih Kaan Çağlayan, eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın da aralarında bulunduğu 53 kişi için takipsizlik kararı verildi. En önemlisi genel müdür Aslan'ın evinde bulunan paraların valiliğe gönderilmesine karar verildi. Bakalım bu paralar ne olacak hep birlikte göreceğiz.

Ülkemizi sarsan 17 Aralık büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna 19 Aralık’ta 4’üncü savcı olarak atanan, 29 Ocak’tan beri de soruşturmayı tek başına yürüten Ekrem Aydıner, kararını vermiş. 11 ay süren incelemenin ardından takipsizlik kararı veren Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi Savcısı Aydıner gerekçede soruşturmanın yasadışı başlatıldığına vurgu yapmış. 60 sayfalık takipsizlik kararı, 2 bölümden oluşmuş. İlk bölümde, soruşturmayla ilgili usulsüzlüklere yer  verilirken, ikinci bölümde isnat edilen suçların oluşmadığı vurgu yapılmış.    

Savcı Aydıner kararını verirken delillerin usulsüz toplandığını, suç unsurunun oluşmadığını belirtiyor. Soruşturmanın devam ettirilmesi, telefon dinleme kararlarının iddia edilen eylemlerle ilgili alınmaması ve bu telefon dinleme kararlarının ne amaçla verildiğinin belli olmadığı değerlendirmesi de dikkat çekiyor. Savcı, usulsüzlükleri örnekleriyle ele alıyor. Takipsizlik kararında, 2 yıl önce verilen bir raporun da sanki yeniymiş gibi sunularak soruşturmanın başlangıcına dayanak yapıldığının altını çiziyor.

Eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan hakkındaki suçlamalar ise ‘Yardım toplama kanununa muhalefet’ olarak değerlendiriliyor. Bu suçun idari kapsamda olduğu belirtilerek, dosyanın ayrılarak Mülki İdare Amirliği’ne (İstanbul Valiliği’ne) gönderilmesine karar veriliyor. Aslan’ın evinden çıkan paraların, İstanbul  Valiliği’ne gönderilmesine hükmediliyor. Yani bu kadar ince elenip sık dokunuyor. Yine hatırlayın 25 Aralık’taki yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında da 2 Eylül’de takipsizlik kararı çıkmıştı. Dosyaya sonradan dâhil olan savcılar İsmail Uçar, İrfan Fidan ve Fuzuli Aydoğdu, aralarında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da olduğu 96 şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti. 141 sayfalık takipsizlik kararında soruşturma sırasında tesadüfen elde edilen delillerin hukuken kullanılmayacağı savunulmuştu. Savcılar, imzasız ve kaynağı belli olmayan bu ifadelere dayanarak polislere hükümeti yıkmaya teşebbüs suçlaması yöneltmiştiler. Kararda, dosyadaki zanlılarla yaptıkları görüşmeler sebebiyle dinlemeye takılan kişilerin dinlenmiş gibi gösterilmelerine de dikkat çekilmişti.

Takipsizlik kararı, AK Partili dört eski bakanla ilgili Meclis’te kurulan soruşturma komisyonunun çalışmalarını da kuşkusuz etkileyecek. 5 Mayıs’ta kurulması kararlaştırılan ancak 5 ayda iki toplantı yapan komisyon, henüz fiilen inceleme ve dinleme çalışmalarına başlamamıştı. Takipsizlik kararları, soruşturma komisyonunun doğrudan görevinin sona ermesi sonucunu doğurmuyor. Ama görünün köy kılavuz istemez. Altı ve boş olan bir dosyanın TBMM’de görüşülmesi bana göre yanlış. Yani bu karardan şunun anlaşılması gerekir. 4 eski bakanın da artık TBMM’de haklarında açılan soruşturma komisyonunda otomatik olarak düşmesi gerekir. Çünkü, soruşturmanın haksız ve usulsüz olduğu artık kesin ise TBMM araştırma komisyonunda otomatik ortadan kalkması gerekir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.