Hiç ticaret yaptınız mı bilmiyorum ama yapanlar vardır mutlaka  . Bilirsiniz ki Ortaklık yapmak kolay iş değildir. Hatta ortak olurken nasıl çalışacağınızı değil de nasıl ve hangi şartlar dahilinde ayrılacağınıza karar vererek ortak olmak gerekir derlerdi büyüklerimi en başta da rahmetli babam. Keşke dinleyebilseydim kendisini.

Bir de Dünyanın en karlı işi de olsa bazı insanların karakteri huyu Ortak olmaya müsait değildir , bu tür insanlar tek başında çok başarılı olabildikleri gibi tek başlarında da zarara uğrayabilirler.
İyi de bu ticari olguların koalisyon ile ilgisi nedir?

Hepimiz takdir edersiniz ki bir AKP koalisyonunda  son karar partini sahibi ve Ülkenin patronu olarak kabul edilen Sayın Erdoğan'ın onayı olmaksızın bir koalisyon  söz konusu olamaz. Değil koalisyon kendi partisinin tek başına kuracağı bir Hükümetteki her elemanın nerede ne yetki ile faaliyet göstereceğinin bile onayı Sayın Erdoğan'a aittir.
Peki neden, Neden  çok isterseniz saymaya başlayalım.

Sayın Erdoğan ve AKP bu yetki tekeli nedeni ile 13 yılda bir çok hukuki hata yapmıştır. Ak Saray dahil. Bu hataların bir kısmını bilahare çıkartılan karar ve kararnameler ile kendince düzenlemiş olsa da ne arşiv ne de tarih kronolojisi bu hataları ki bazılarının suç niteliğinde olduğu saklanamaz.
Bu hataların belli başlı olanlarını genel hatları  ile sıralayacak olursak :

1- Dış Politikada Türkiye'nin getirildiği konum diyebiliriz.
    SIFIR SORUN politikası nedeni ile güvenilen bütün dağlara kar yağmıştır. Mart karı
    Yağsaydı ne olurdu düşünmek bile istemiyorum.
2- Terör örgütleri ve liderleri ile verilen kardeş  pozları Türkiye'ye saygınlık kazandırmamış aksine güvenilmez bir siyasi takım kuşkusu içine sokmuştur bir çok ülkeyi . AB ve ABD dahil. Bakmayın şu andaki sözüm ona savaşta İncirlik üssü nedeni ile ABD'nin iyi geçinir gibi göründüğüne , adamlar gün geçmiyor ki Türkiyenin PKK terörüne karşı kendisini koruma hakkı vardır ama IŞİD ile de savaşması gerektiğini vurgulamıyor olsun.
IŞİD'e destek verildiği iddiaları silah dolu Tırlar ve MİT bağlantıları çok temiz işler değil. Devlet öyle işler yapar  ama yakalanmadan yapar , yaklanırsa suçtur. Acemiliktir.

3- AÇILIM SÜRECİ

Olduğu gibi karanlık kuşku dolu bir süreçtir.
Öyledir çünkü bu sürecin ne olduğunu kimseler bilmiyor. Basına  ve halk'a değil danışmak haber bile verilmediği hatta diğer partilerin de bu konuda bilgileri basının bilgisinden fazla olmadığı açıktır.
Yıllardır Bebek katili Canavar APO diye beynimize kazılan kişi ile devletin en üst kademeleri direkt  olarak konuşurken olay adeta bu kişiden izinler seviyesine kadar geldi.
Sorulması gereken hatta en başta muhalif partilerin alenen sormaları gereken sorular arasında:
Bu süreç için neler teklif ettiniz?
Türkiye toprak verecek mi? Apo serbest bırakılacak dediniz mi? Özerklik lafı geçti mi? Bu barış süreci nasıl bir pazarlıktır ? Ne alıyor ve ne veriyoruz?
Şayet bir toprak talebi/teklifi varsa bu TCK 302 numaralı maddesi gereğince vatan'a ihanet sayılır ve Hükümet üyelerini hatta başbakan ile  Cumhurbaşkanın yargılanmasını gerektirecek oldukça önemli bir  hatadır. Biz yapmadık demeleri kimseleri kurtaramayacaktır çünkü Kürt tarafı ve HDP eninde sonunda bıçak kemiğe dayandığında patlak verecekle ve bize söz verdiklerinizden yan çizdiniz deyip açık edeceklerdir.
BAKINIZ HUKUK NE DİYOR?
 
Türkiye'yi nereye götürebileceği çok karanlık olan bir savaşa sürükleyen sebeplerin başında da bu AÇILIM SÜRECİNİN bilerek ve isteyerek Sayın Erdoğan ve AKP hükümetince askıya alınmasıdır. HDP'nin %13 oy alması hatta seçimlere organize ve oldukça da başarılı bir kişilikle katılımını bile hazmedememiş olan Sayın Erdoğan işi MİLLİYETÇİLİĞE vurup bir zamanlar günah keçisi olarak gördüğü İsrail-Filistin çatışmasını hedefleyerek oy kapmanın yerine bu sefer Milliyetçi rolü ile Kürtlere  ve terör'e karşı durarak  daha iyi oy kapacağını sanması oylarını %41'e düşürmüş ve ortaya ortaklık yapamayacak olan bir kişilikle adeta organize bir KAOS yaratılmıştır. Bu da suçtur.

4- Bu suçların sadece bir kısmı ekonomik yolsuzluklar, Ergenekon, Balyoz ,ODATV davaları sözüm ona USTA manevralar ile Fethullah Gülen Cemaatine (Paralel yapı) adı uygun görülerek mal edilme çabaları da aklı başında olan her vatandaşın yemeyeceği bir palavra gibi durmaktadır. İnsan demeyecek mi : '' Yahu ne paralel yapısı siz değilmisiniz ki bu insanları bu mevkilere atadınız. Siz değilmisiniz ki Gülen Cemaati ile yıllar yılı ortaklık yaptınız. Kim yer ? 17-25 Aralık ve ayakkabı kutularındaki dolarlar halen herkesin dimağında. Montaj denilen kasetler halen bir yerlerde facebook ta filan her an yayında.
Sonuç olarak Sayın Erdoğan'ın suç dosyası oldukça kabarık. Bir ortaklık ortamında bu suçların kaynaklarına inebilecek bakanlıkları ve yetkileri kimseye vermesi mümkün değildir. Bu nedenle de ne AKP ne de Erdoğan kimse ile ortak olamaz.
Ne olabilir?
1-      Erken Seçim
Erdoğan bu savaş oyunu ile Milli Kahraman olabileceğini ve OY kazanacağını düşünmekte olabilir. Böyle düşünüyor ve buna göre bir strateji mevcutsa önümüzdeki aylarda külliyetli miktarda kan akışına şahit olacağız demektir. PKK kamplarına belki Suriyedeki Kürt kampları daha fazla bombalanacak demektir.
2-       AKP azınlık hükümeti
2.1. MHP desteği ile
2.2. 18 milletvekili ithali  ile Transfer de diyebilirsiniz. Hem CHP'den hem de MHP'den olabilir.
      3-  AKP+MHP koalisyonu zor ama imkansız değil (Yetkisiz bir MHP isteyecektir)
      4-Bombalamaları kesmenin karşılığı olarak özür dileyen ve suya sabuna karışmayacağına  söz verecek olan bir HDP ile de anlaşabilir. Ben ihtimal vermiyorum ama hayatta hele Türkiye’de hiç bir şey imkansız değil.
15 gün içinde her şey daha açık olacak .
Hayırlısı demekten başka bir şey gelmez elimizden....
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.