Vatandaşı olmasak çok eğlenceli bir ülkeyiz ama! Siyasilerin bize yaşattıklarına artık gülemiyoruz. Önceden gülmekten konuşamayacak durumdaydık. Şimdi ise gülemeyecek hale getirildik. Artık, ne oluruz dememizin zamanı çoktan geçmiş ama hala gururuna yedirip susanlarımız var. Nasıl bir gurursa?

Ülkeyi dışarıdan izleyenlerin güldüğü aşikârdır. Haber programı sunucusu yayınını sunarken, Cumhurbaşkanı bugün konuştu diyor. Her gün konuşmuyor mu? Konuşmasın mı? Cumhurbaşkanı Erdoğan, köşkünde muhtarlara sesleniyor. Nüfus kâğıdı örneği için gittiğinde yerinde bulamadığın, bulduğunda ise o örnek için her seferinde başka fiyatla seni karşılayan, öyle birinin varlığına o kâğıda ihtiyacın olup almaya gitmezsen tanık olamayacağın kişiye sesleniyor. Muhtarlar, yeni sistem gereği nüfus kâğıdı örneğini de vermeyi bıraktılar. Yani iyice vasıflı görünen vasıfsızlar haline getirildiler. Düne kadar yerinde zor bulduğumuz mahallemizin muhtarının şimdi camında, “ Cumhurbaşkanı çağırdı. Birazdan gelirim “ mi yazacak? Cumhurbaşkanı’nın asıl görevi Erdoğan’dan önce ve Erdoğan’dan sonra şeklinde ikiye mi ayrıldı? Şu anki tanımın ne olduğu yasalar içinde bulunmuyor mu yoksa yasalar yetişiyor da biz mi yakalayamıyoruz?

Bir gün muhtarlara seslen, bir gün çözüm süreci için heyeti onaylama, bir gün merkez bankasıyla atış, bir gün hükümet sözcüsüne cevap yetiştir, bir gün paralel de bir gün de darbe! Baya zormuş, Cumhurbaşkanı olmak.

Cem Yılmaz bir gösterinde “ Çalış, çalış, çalış. Para? Para yok! “ sözlerini hatırlatır gibi oldu. “ Sorun, sorun, sorun. Çözüm? Çözüm yok! “

Şimdi de yeni trend, parsellemek oldu. Ankara Büyükşehir Başkanı İ. Melih Gökçek, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı paralelci ilan edip istifaya davet etti. Nedeni de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ İmralı’ya gidecek heyetten bilgim yok, gazetelerden öğreniyorum “ sözlerine karşılık Bülent Arınç’ın “ Başbakan iken heyeti kendi seçti. Bilgisi var. “ cevabıyla Erdoğan’ı yalanlamasıydı. Gökçek’ten gelen sert savunmayı, Arınç “ Ankara’yı paralele parsel parsel sattı. “ sözleriyle karşıladı. Ankara parsel parsel satılıp bunun üzerine gerçekleşen açılışlara katılan Bülent Arınç, açılışta bulunmadan önce nasıl satıldığını biliyor muydu yoksa açılıştan sonra mı öğrendi? Yoksa o satışların olduğu açılışlara gitmedi mi? Satılan tek yer Ankara mı?

Bülent Arınç belli ki İ. Melih Gökçek hakkında birçok bilgiye sahip. Fakat “ Bugün açıklayamam önümüzde seçim var. 100 tane şey söylerim de eşine saygım var. “ sözleriyle bildiklerini kamuoyundan saklamak bir yana ortada işlenen suç varsa ona da ortak olmamış mıdır? Yarın barıştıklarında ya da birileri Bülent Arınç’ı konuşturmazsa, “ Başım dik, alnım açık ayrılıyorum, siyasetten “ diyen Arınç’ın gerçekten de başı dik, alnı açık olacak mı? Gerçekleri seçim sonrasına saklamak, halkın aldatılması anlamına gelmiyor mu?

Bu ülkede; Cumartesi Annelerine ve Roboski’de, Gezi’de, Dersim’de, Amed’de, Maraş’ta, Sivas’ta ölenlerin ailelerine saygı duyulmadı ama yasal düzenlemeler dışına çıktığı ima edilen bir belediye başkanının eşine saygı duyulup gerçekler açıklanmadı. Nevin Gökçek, çok önemli bir kişi ki Ankara’da adına park düzenlendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da eşi Emine Erdoğan için 81 ilde hatıra ormanı yaptırır mı? Parasını, OGM ( Orman Genel Müdürlüğü ) bütçesinden sağlayarak mı yapar?

Tarih bunu da unutmaz. Kimseler günah çıkarmaya kalkmasın. Bütün adaletsizlikleri görüp susacaksın, sonra TV ekranlarında iki damla gözyaşı ile masum mu olacaksın? Gerçeği görenlerden buna da gülen olmayacak, inanan olmadığı gibi…

Onlarca genç sisteme karşı geldikleri için vatan haini ilan edildi. Karşı geldikleri şeyin başında, şu an o parsellenip satıldı denilen düzensiz düzen sistemi vardı. Ülkeyi peşkeş çekiyorlar sözleri vardı. Emperyalistleri ülkeden kovmak, halkına ve değerlerine sahip çıkmak vardı. Onlar vatan haini, ülkeyi satanlar vatansever oldu. Yer altı ve yer üstü doğal kaynakları, ceplerine girecek üç beş kuruş para için halktan kopardılar. İnandıkları ve fani dedikleri dünyanın, fani olgularına taptılar. İnanmayan ve fani şeylere ihtiyacı olmayanlar, terörist sayıldı. Yasa koyuculara göre bu gençler vatana ihanet etti. Çünkü vatanı sevmeleri kıskanıldı. Sanki vatan onlarınmış gibi!

Ne demişti büyük üstat Nazım, “ Vatan, onu parsel parsel satanların değil, uğruna darağacına gidenlerin vatanıdır. “ Pardon, vatan haini mi demiştiniz?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.